'Uyarılar dikkate alınmazsa eğitimdeki düşüş devam edecek'

Eylem NAZLIER
İstanbul 

Üniversite yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından MEB’in milyarlarca lira yatırım yaptığı imam hatip liselerinden (İHL) mezun olan her 5 kişiden sadece birinin lisans programlarına yerleşmesi tartışma yarattı. Ortaya çıkan başarısızlık tablosunu değerlendiren Eğitim Sen Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “O öğretim programları  kullanıldığında başka bir sonucun çıkması çok mümkün değil. Çünkü bilim yok. Sorgulamayan, bilim referansı olmayan bir eğitimden başarı elde edemezler” dedi.

Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) başarı oranı bu sene oldukça düşük çıktı. Buna göre Anadolu Lisesi mezunu 396 bin adaydan 138 bini, Fen Lisesi mezunu 22 bin adaydan 12 bini bir lisans programına yerleşirken, 222 bin 925 imam hatip lisesi mezunundan sadece 40 bini lisans tercihlerine yerleşebildi. Bu sonuçlara göre, sınava giren her 5 imam hatipliden sadece 1’i üniversitelerin lisans programına girebildi. Üniversiteye yerleşenlerin oranının düşük kaldığı bir diğer okul türü ise meslek liseleri oldu. 2017’de tercih yapma hakkı bulunan 1.8 milyon adaydan sadece yarısının tercih yapması dikkat çekti. Lise son sınıfta sınavlara giren 960 bin adaydan sadece 208 bini lisans programlarına yerleşirken, 625 bininin hayali bir sonraki seneye kaldı.

‘SONUÇLAR ŞAŞIRTICI DEĞİL’

İHL mezunu her 5 kişiden sadece birinin lisans programlarına yerleşmesi ile ortaya çıkan başarısızlığı değerlendiren Eğitim Sen Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür  Bozdoğan, “İmam hatip liselerinin bu sonuçlarını doğuracağını bildiğimiz için daha önce uyarmıştık. Bu başarısızlık dönemsel ve oradaki öğrencilere özgü bir durum değil. O öğretim programları  kullanıldığında başka bir sonucun çıkması çok mümkün değil. Çünkü bilim yok. Sorgulamayan, bilim referansı olmayan bir eğitimden başarı elde edemezler. Öğretim programlarının kendisi, çocukların almış olduğu dersler, okul ortamı hepsini topladığınızda akademik  bir yaklaşımın dışına çıkan, çocukları farklı referanslara yönlendiren bir okul türü.  Bu okul türünün, bu  öğretim programlarının, bu sonuçları doğurması ise hiç şaşırtıcı değil. Aksine başka bir sonuç üretmiş olsaydı şaşırtıcı olurdu” diye konuştu.

‘EĞİTİMİN İÇERİĞİNİ SİYASET VE  İKTİDAR BELİRLİYOR’

Bozdoğan, LYS’de başarı oranının düşük olmasına ilişkin ise, “Biz bu sonucu PİSA’da da almıştık. O zaman o sonuç bir uyarı niteliğinde idi. Pek ciddiye alınmadı. Zaten Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin gereksinimlerinden ziyade siyasi iktidarın gereksinimi üzerine programını yapıyor. Son dönemdeki yeni yönetmelik ve müfredatla bütün derslerin içeriği bilimden uzaklaştırıldı. Dersler dini referanslara bağlandı. Ensar, İlim Yayma gibi vakıflarla yapılan protokollerle de hem örgün hem yaygın eğitim aşama aşama cemaatler arasında paylaştırılıyor. Bunları birlikte değerlendirdiğimizde karanlık bir tablo var” değerlendirmesinde bulundu. 

Bozdoğan, son olarak “Çağdaş, bilimsel referanslarla hazırlanmış, eğitim paydaşlarının uyarıları, görüşleri, önerileri doğrultusunda belirlenmiş öğretim programlarının kullanıldığı ve okulların buna göre yapılandırıldığı, öğretmen alımlarının daha bilimsel yapıldığı, okul yönetimlerinin daha demokratikleştiği bir ortam sağlanmalı. Eğer bu sağlanmazsa ne yazık ki bu düşüş devam edecektir” uyarısında bulundu.

ARA ELEMAN YETİŞTİRME KAYGISI ÖNDE

LYS sonuçlarında bir diğer çarpıcı sonuç da meslek liselerinde başarısızlık tablosu. Meslek liselerine yönlendiren öğrencilerin büyük bölümünün yoksul aile çocukları olduğunu söyleyen Bozdoğan,okulların eğitimden ziyade çocukları bir istihdam kaynağı olarak görmesine tepki gösterdi. Bozdoğan konuyla ilgili şunları ifade etti. “Meslek liseleri, piyasaya ara eleman yetiştirdiği için; çocukların akademik bir başarı  göstermesi beklenmeyen kurumlar. Bu durumun kendisinin esasında değiştirilmesi lazım. Meslek liselerinin bu yapısı ile çocuklardan akademik başarı beklemek çok yanlış”