Tek dil, tek bayrak, tek vatan… Tek tip kıyafet
Avukat Tugay Bek, bir 15 Temmuz sanığının duruşmaya 'hero' tişörtüyle gelmesi sonrası başlatılan 'tek tip kıyafet' tartışmasını Evrensel Pazar'a yazdı
Tugay BEK*
15 Temmuz darbe girişimi davaları görülürken sanıklardan birinin duruşmaya üzerinde “hero”, yani Türkçe karşılığıyla “kahraman” yazılı kıyafetle gelmesi ile birlikte daha uzunca bir süre tartışılabilecek AKP'nin pek haz ettiği bir gündemimiz daha oldu. Mahkeme başkanı sanığın kıyafetini değiştirmek sureti ile duruşmalara katılmasına karar vererek mevcut duruma "hukukun cevaz verdiği ölçüde" bir çözüm bulmuş gibiydi. Bunun yanı sıra Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, mahkumlara üzerinde yabancı dilde yazılar bulunan kıyafetlerin giydirilmemesi talimatını verdi. Ancak, bu durum iktidarı pekte tatmin etmiş görünmüyor. Sonraki günlerde aynı tişörtü giydiği için gözaltına alınanlar, tutuklananlar oldu. Hatta bu tişörtten giydiği için sınır dışı edilen turist dahi olduğu basına yansımıştı.
15 Temmuz'un yıl dönümü etkinliklerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendi fanatikleri ile dolu bir kalabalığa hitaben “Geçenlerde Sayın Başbakanımızla da konuştum, artık bunlar mahkemeye çıkarken Guantanamo'da olduğu gibi bunları da tek tip elbiseyle çıkaralım.” dedi. Tayyip Erdoğan'ın, aynı konuşma içinde, bu sözlerin hemen ardından, idamın Meclisce kabul edilmesi halinde onaylayacağı yönündeki açıklama yapmış olması, tek tip kıyafet uygulamasının arkasında intikam alma, yok etme gibi bir yaklaşımın olduğunu açık etmiş oldu.
Tayyip Erdoğan'ın peşi sıra Başbakan, Adalet Bakanı ve cümle AKP kadroları cumhurbaşkanını destekler açıklamalar yaptı. Yandaş medya tek tip kıyafet önerisinin ne denli yerinde ve gerekli olduğu fikrini desteklemeye, temellendirmeye yönelik fazla mesaisine başladı. CHP'nin HDP'nin yollarda, meydanlarda haykırdığı ve geniş kesimlerce kabul gören "Adalet ve vicdan" talebine AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tek tip kıyafetle yanıt vermesi ile TRT'deki bir proje yarışmasında organik hoşaf projesiyle finale yükselen öğrencinin durumu benzerlik taşımaktadır.
TEK TİP KIYAFET NAZİ UYGULAMASIDIR
Mahkumlara tek tip kıyafet uygulaması toplumsal hafızada daha çok Guantanamo'yu hatırlatmakta. Ancak biraz daha geriye gidildiğinde tek tip kıyafet uygulamasının daha önce Naziler tarafından, başta Yahudiler olmak üzere, tüm muhaliflere ve savaş esirlerine karşı uygulandığı görülmektedir.
Hatta Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüzü Martin Schäfer, "Hukuki açıdan bu konuda bir değerlendirmede bulunamam. Ama bizim ülkemizi Nazi yöntemleri uygulamakla suçlayan birinin, şahsen bir Alman olarak bana Almanya'daki kötü bir döneme dair kötü hatıraları uyandıran şeyler yapmasını dikkat çekici buluyorum" ifadelerini kullanmıştı.
ABD toprağı kabul edilmeyen Guantanamo adasında ABD Anayasası'nın mahkumlara ve sanıklara sağladığı haklar uygulanmıyor. ABD vatandaşı olmayan bir kişi, kendisine herhangi bir suç isnadı olmaksızın veya yargılaması yapılmaksızın Guantanamo’da belirsiz bir süre tutulabiliyor.
Bilhassa El Kaide militanlarına karşı, ABD yasaları ve evrensel hukuk hiçe sayılarak, işkence ve hukuka aykırı sorgu tekniklerinin alenen uygulandığı ve yargılama olmaksızın uzun yıllar tutulabildiği Guantanamo zindanları ülkemizin "İslamcı İktidarı" AKP'ye ilham veriyor. AKP, IŞİD'in esir aldığı ve infaz ettiği kişilere propaganda ve mesaj verme amacı turuncu renkli tek tip kıyafet giydiriyor olmasından da esinlenmiş olabilir. Her türlü işkenceye ve hukuksuzluklara rağmen Guantanamo'da tutulurken giydikleri tip kıyafetleri yargılamada giyme zorunluluklarının olmadığını burada hatırlatmak gerekir.
AKP, her zaman yaptığı gibi hukuksuzluğa gerekçe yaratmak için dünyanın farklı ülkelerinden uygulama örneği arayışına girmiş ve Guantonamo'yu örnek göstermiştir. Oysa sui misal misal olmaz. (Kötü örnek, örnek olmaz) İnsanlık için utanç ve işkence adası Guantanamo örnek gösterilerek tek tip kıyafet savunulamaz.
TEK TİP KIYAFET 12 EYLÜL MİRASIDIR
Darbelere karşı olduğu ve 12 Eylül Anayasasının değişmesi gerektiği üzerinden propaganda yapan Tayyip Erdoğan, Kenan Evren'in başlatmış olduğu tek tip kıyafet mirasına sahip çıkmıştır. 14 Ağustos 1983'te hapishane yönetimleri 13-1 genelgesi uyarınca koğuşlardaki mahpusların özel eşyalarına ve kıyafetlerine el koymuştu. Buna karşı siyasi mahkumların topyekün direnişe geçmiş, tek tip kıyafete karşı açlık grevleri ve ölüm oruçları yaşanmıştır. Sol siyasi yapılardan sanıkların, iç çamaşırları ile duruşma salonundaki görüntüsü 12 Eylül'ün simge fotoğraflarından olmuştur. Tek tip elbise ve işkenceye karşı siyasi mahkumların başlatmış olduğu açlık grevlerinde Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Fatih Öktülmüş ve Hasan Telci hayatını kaybetmiştir. Gösterilen tepkiler neticesinde 1986 yılında tek tip kıyafet uygulaması rafa kalkmıştır.
12 Eylülcü paşaların niyet edip uyulayamadığı tek tip kıyafet zorunluluğunu bu kez OHAL koşullarında AKP Hükümeti denemek istemektedir.
MEVCUT YASALAR NE EMREDİYOR
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Hükümlünün giydirilmesi” başlıklı 64. maddesinde; “Muhtaç hükümlülere talepleri halinde, idare tarafından iklime ve sağlığa uygun giysiler verilir. Hükümlülerin giysileri, iç ve dış güvenlik görevlilerinin giymekte olduğu üniformalara benzer şekil ve renkte olamaz”. denilmektedir. Yani mahkumun muhtaç olması dışında devletin kendisine kıyafet temin etmesi söz konusu değildir.
ABD Federal Mahkemesi ve Uluslar Arası Ceza Mahkemesi de vermiş olduğu kararlarla tutuklu yargılananın tek tip kıyafet giymesinin, masumiyet karinesi, ayrımcılık anlamına gelebileceği gerekçesi ile uygulamanın önüne geçmiştir.
Her hangi bir düzenleme yapmaksızın ikinci bir "Hero" olayının önüne geçmek pekala mümkündür. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 203. maddesine göre; duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanacak, duruşma düzenini bozan kişi, savunma hakkının kullanılması engellenmemek koşuluyla salondan çıkarılacak, kişi direnç gösterir veya karışıklıklara neden olur ise mahkeme başkanı veya hakim tarafından disiplin hapsine konulabilecektir. Amacın sadece darbe girişimi sanıklarının duruşma salonunda giymiş olduğu kıyafetler yoluyla propaganda yapmasının önüne geçmek olmadığı son derece açıktır.
AKP'nin, KHK veya doğrudan kanun çıkarmak yoluyla konuya dair yapacağı düzenleme Anayasa ve AHİS'e aykırı olacaktır. Anayasanın 15. maddesi ile; kişinin manevi varlığının bütünlüğüne dokunulmaması şartıyla, olağanüstü hallerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, durumun gerektirdiği ölçüde durdurulabilmekte veya bunlar için Anayasal güvencelere aykırı tedbirler alınabilmektedir.
Anayasa m.15/2’de, suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar kimsenin suçlu sayılmayacağı belirtilerek, suçsuzluk/masumiyet karinesinin olağanüstü hallerde de korunacağı öngörülmüştür.
Ayrıca, “Olağanüstü hallerde yükümlülükleri askıya alma” başlıklı AHİS m.15'te AHİS’den doğan yükümlülüklerin durumun gerektirdiği ölçüde askıya alınabileceği ancak işkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen AHİS m.3’ün hiç bir şart ve koşul altında askıya alınamayacağı düzenlemiştir.
Duruşma düzenini bozan şahsa özel bir tedbir alınması CMK hükümleri uyarınca mümkün olduğu halde, “tutukluya tek tip kıyafet giydirme” adımının atılması, masumiyet/suçsuzluk karinesinin göz ardı edilmesine ve sanıkların manevi bütünlüklerinin zarar görmesine neden olacaktır. Tek tip kıyafet dayatmasını kabul etmediği için mahkumların duruşmaya çıkarılmaması halinde bu aynı zamanda sanığın savunma hakkının ihlali anlamına gelecektir.
TEK… TEK…TEK…
Tayyip Erdoğan tek devlet, tek bayrak, tek dil sözlerini her fırsatta meydanlarda haykırmaktadır. Açıktan savunulmasa da bu "tek"lerin listesi tek adam, tek din, tek mezhep tek parti şeklinde daha da uzatılabilir. Tek tip kıyafet dayatması da AKP'nin tekçi anlayışının cezaevlerindeki yansımasıdır. Tek tip elbise, kimliksizleştirme, kişiliksizleştirme aracı olarak düşünülmektedir. İnsanların kapatılması cezaevine hapsedilmesi başlı başına ceza iken bu uygulama ile fazladan ceza verilmek istenmektedir.
Kamuoyu tepkisini azaltmak için tek tipin yalnızca darbe ve FETÖ/PYD sanıklarına uygulanacağı yönünde açıklamalar yapılmaktadır. Tek tipin insan haklarının ihlali anlamına geldiğini tereddütsüz bir şekilde söylediğimiz gibi kime uygulandığına bakılmaksızın tek tip elbise uygulamasının karşısında yer almamız gerekir. Kaldı ki ilk başta tek tip kıyafet uygulaması bir kesimle başlasa dahi Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacağından uygulama genişletilebileceği gibi AKP de ilk fırsatta tüm siyasi mahpuslara tek kıyafet uygulamasını dayatacaktır.
Muarızlarını ve muhaliflerini hapsetmek ve esir almak asla iktidarları tatmin etmez. İktidar, bedenen alıkoyduğu insanların tüm benliği ve kişiliğinden soyutlanarak, tam anlamı ile teslim olmasını arzulamaktadır. İktidarın nazarında, ancak böylelikle hapsetmekten beklenen amaç gerçekleşmiş olacaktır. Mahkumun her türlü eziyete ve cezaya rağmen direnç göstermesine, siyasi aidiyet, inanç ve kültüründe ısrarcı olmasına, erki elinde bulunduranlar tahammül göstermek istemezler.
Son Anayasa değişikliği ile birlikte tüm gücün tek elde toplandığı ülkemizde, erki elinde bulunduran, tüm toplumu kendisine biat etmeye zorlamak, tam itaat ve teslimiyet hedefinin bir adımı olarak cezaevlerinde mahkumlara tek tip kıyafeti dayatmaktır.
Peki biz ülke olarak bu deli gömleğini giyecek miyiz?
12 Eylül zindanlarında yırtılıp atılan bu elbise bu ülkeye dar gelecek, insanlık onuru yine galip çıkacaktır.
*Avukat