Bekçilik başlıyor: Özgürlük alanı daha da sınırlandırılacak
'Gece Kartalları' bu geceden itibaren göreve başlıyor. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan 'Ülke güvenlikçi bir kafayla yönetiliyor' dedi.
Erdi TÜTMEZ
İstanbul
Gece Kartalları ismi verilen bekçiler göreve başlarken, uygulamayı eleştiren İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Mobeseler, yasalar, polise verilen yetkiler yetmedi şimdi de bekçiler hayatımıza girdi. Yarın bunlar da yetmeyecek. Çünkü ülke güvenlikçi bir kafayla yönetiliyor. Vatandaşın özgürlük alanı daha da sınırlandırılmak isteniyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul’un mahallelerinde nöbet tutacak 386 bekçi bu akşam göreve başlıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, mahallelerde ‘güvenliğin’ sağlanması için 8 Şubat’tan itibaren bekçiliğe müracaat eden 8 bin 320 kişiden 700’ünü seçtiğini açıkladı. ‘Gece Kartalları’ ismi verilen bekçilere, Özel Hareket polislerinin katıldığı derslerde araç durdurma ve silah kullanma teknikleri öğretildi. İlk mesaisine çıkacak olan 386 bekçi, güneşin batışından doğuşuna kadar devriye gezecek. İlk etapta polis eşliğinde görev yapacak olan ‘çarşı ve mahalle bekçileri’, daha sonra her mahallede iki kişi olacak şekilde nöbet tutacak. İlerleyen dönemde 314 bekçi daha göreve başlayacak.
‘ÜLKE GÜVENLİKÇİ KAFAYLA YÖNETİLİYOR’
Yeni uygulamayı gazetemize değerlendiren İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan “İktidar toplumu zapturapt altına almak istiyor. Ülke güvenlikçi bir kafayla yönetilmeye devam ediliyor.” ifadelerini kullandı.
“Son birkaç yıldır otoriter bir yönetim anlayışı var. Çıkarılan kanunlardan ve idari pratikten bunu görüyoruz” diyen Türkdoğan, “Doğu ve Güneydoğu’da köy korucularının adını KHK ile güvenlik korucuları yaptılar. Şimdi de batıda mahalle bekçiliği sistemi getiriyorlar. Bu bekçiler geceleri sokakta dolaşıp ‘şüpheli’ durumları ihbar edecek. Müdahale edebileceği durumlarda da müdahale edecek. Mobeseler yetmedi, kanunlar yetmedi, polis kanunları yetmedi, şimdi de bekçiler hayatımıza girdi. Yarın bunlar da yetmeyecek. Çünkü ülke güvenlikçi bir kafayla yönetiliyor” ifadelerini kullandı.
‘YARIN HER EVİN ÖNÜNE BEKÇİ DİKECEKLER’
İktidarın her duruma güvenlikçi bir yaklaşımla baktığının altını çizen Türkdoğan “Her şeyi, her durumu bu şekilde değerlendirirseniz bunun sonunun gideceği yeri tahmin edemezsiniz. Ülkedeki ortam böyle olmasaydı ‘Bekçiler hırsızlığı önleyebilir, tacizi önleyebilir’ denilebilirdi. Ama ülkenin durumu böyle mi? Anayasa değişti, başkanlık sistemi getirildi. Polis idaresi kanunu sertleştirildi, korucuların sayısı artırıldı. Yani anlıyoruz ki iktidar kendisine karşı olan toplumsal kesimleri baskı altına almak için böyle bir sistem getiriyor. Biz bu açıdan, bekçilik sistemini eleştiriyoruz. Bu sorunlarımıza bir çözüm olamaz. Şimdi her mahalleye bekçi dikeceksiniz, yarın belki de her evin önüne bekçi dikeceksiniz. Bu güvenlik kafasının bir an önce değişmesi gerek.” dedi.
‘SİLAHLA CESARETLENDİRME ÇOK TEHLİKELİ’
Bekçilere yönelik ‘Silah kullanmakta tereddüt etmeyin’ açıklamalarını da eleştiren Türkdoğan, “İktidar bekçileri cesaretlendiriyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Silah konusunda verilen cesaret yanlış. Siz silah kullanma konusunda tecrübesi olmayan insanları böyle cesaretlendirirseniz bu tehlikeli durumlara yol açar. Yapılan uygulamalardan anlıyoruz ki vatandaşın özgürlük alanı daha da sınırlandırılacak” şeklinde konuştu.
‘SİLAH KULLANMAKTA TEREDDÜT ETMEYİN’ DEDİLER
Göreve başlayacak bekçilere, “Silahınızı kullanmakta tereddüt etmeyin” diyen İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan şu ifadeleri kullanmıştı: “Kanuni hakkınız doğduğunda, yetkiniz ne ise kullanmakta hiç tereddüt etmeyin. Mevzuatı iyi bilin. Mevzuatı iyi bilirseniz, özgüveniniz daha yüksek olur. Dolayısıyla biraz okuyacak ve biraz yoğunlaşacaksınız. İyi niyetli olursanız hiçbir sıkıntı yaşamadan çok güzel görev yaparsınız. Kılık, kıyafetiniz, hitabınız, gelişiniz, gidişiniz her şeyinizi çok iyi kontrol edin. Şu anda herkes sizi seyredecek. Dikkatle bakacaklar. Biz ve devlet, vatandaşa, halka hizmet için varız. Kendinize hitap edilmesini istemediğiniz hiçbir kelimeyi, vatandaşa yöneltmeyin. Vatandaşa; amca, dayı gibi kelimeleri kullanmayın. Onlara beyefendi ve hanımefendi diye hitap edin. Yanlış iş yapmayın. Yanlış iş yapanın bizimle yürüme imkanı yok.”