Süper Lig'de ilk haftaya Cimbom'un coşkusu damga vurdu
Galatasaray'ın galibiyeti ayakları yerden kesmemeli. Ancak sarı kırmızılı forma içinde böylesine coşkulu futbolcuları uzun süredir görmemiştik.
Mithat Fabian SÖZMEN
Kadınlar Avrupa Kupası, Süper Kupa maçları ve Ligue 1’le ısınan sahalara Premier Lig ve bizim için de Süper Lig’in eklenmesiyle 2017/18 futbol sezonu resmen hayatlarımıza girdi. Ancak kabul edelim, bu hafta sonu epey zorlandık. Cuma günü Arsenal-Leicester’dan Başakşehir-Bursa’ya, cumartesi günü Watford-Liverpool’dan Göztepe-Fenerbahçe’ye, pazar günü Manchester United-West Ham’dan Beşiktaş-Antalyaspor’a geçiş yaptığımızda farklı bir sporu izler gibiydik. Onlarınki futbolsa bizimki, bizimki futbolsa onlarınki futbol değildi. Yine de kendimizi kandırmayalım, beğenmesek de bolca izleyeceğiz, tartışacağız. Öyleyse ilk haftadan ve ‘Dört büyük’lerden başlayalım.
CİMBOM'U UZUN YILLARDIR BÖYLE GÖRMEDİK
Pazartesi günü televizyon başında seçim şansımız yoktu zaten Galatasaray, yeni transferleriyle yeterince merak uyandırıcıydı. Maicon, Mariano, Fernando, Ndiaye, Belhanda, Gomis... Yeni gelen ve sakatlığı bulunan Feghouli hariç transferlerin hepsi ilk 11’deydi. Igor Tudor’un öğrencileri Rumen Marius Sumudica’nın Galatasaray gibi tepeden tırnağa yenilenen Kayserispor’u karşısında uzun yıllardır görülmeyen bir performansa imza attı. “Uzun yıllardır görülmeyen” derken Galatasaray’ın “Muhteşem futbol oynamasından”, “Yeni sezona gümbür gümbür girdiğinden”, “Şampiyonluğun bir numaralı adayı olduğundan” bahsetmiyorum elbette. Galatasaraylılar böyle hayalleri kurabilmek için fazlasıyla kötü 2 sezon geçirdi. Ayakların yere basması şu an herkes için en sağlıklısı olacaktır (Gaza gelip iddiaya tutuşanlara duyurulur).
Fakat şurası kesin: Bu takım, senelerdir görülmeyen bir coşkuyla oynadı. Kayserispor’un yetersizlikleri 4-1’lik skorda rol oynamıştır ama Galatasaray’ın en başarılı dönemleriyle özdeşleşen “iştah” uzun bir aradan sonra sahadaydı. Galatasaray için sevindirici olan bu arzunun ligin ilk maçı olmasından çok futbolcuların karakterinden kaynaklanıyor olması. Maicon, Gomis ve Ndiaye bu alanda başı çektiler. Fernando ve Mariano diğerleri kadar bağırıp çağırmalarına gerek olmadan takıma liderlik yapacaklarını ortaya koydular. Belhanda ise ara pasları ve golüyle klasından pasajlar sundu.
Bu takıma Feghouli ve eğer nihayete ererse Kwadwo Asamoah’ın eklenmesi sarı kırmızılıları daha da potansiyelli hale getirecektir. Olası bir Arda Turan transferinin ise uzun vadede kulübe zararlı olacağını düşünüyorum.
Geldiği günden bu yana Galatasaraylıları ve futbol camiasını tatmin edemeyen Igor Tudor’un agresif 4-1-4-1’ini kalıcı olarak kullanmasını bekleyebiliriz.
Geçtiğimiz yıldan da biliyoruz ki bir takımın iyi başlangıç yapması uzun maratondaki performans seyri için fazla bir anlam ifade etmez. Bu noktada Galatasaray için sevindirici olan notlar, transferlerin hepsinin iyi ve oyuncu karakterlerinin de coşkulu olması. Soru işareti uyandıran not ise Igor Tudor’un teknik direktörlük kapasitesinin bu ekibi zirveye taşımak için ne kadar yeterli olacağı.
Unutmayalım, bu tecrübeli ve kaliteli transferler ciddi bir maliyet karşılığı kadroya katıldı ve yaş itibariyle Ndiaye ile Feghouli dışındakilerin bonservis bedellerinden daha yüksek fiyata satılmaları zor ihtimal. Yani Galatasaray en geç 2 yılda şampiyonluk yaşayamazsa korkunç bir mali tabloyla karşılaşabilir. Bir başka deyişle Galatasaray şampiyonluğa muhtaç ve bu, yönetim, Tudor ve futbolcular üzerinde büyük bir baskı yaratacak.
İZMİR’DE 4 GOL 0 FUTBOL
Göztepe-Fenerbahçe maçı uzun süredir futbol adına izlediğim en acı 90 dakikalardan biri olabilir. Yine de bu ortamdan 4 golün çıkmış olması futbolseverlerin tek tesellisiydi. Göztepe yepyeni, Fenerbahçe ise kritik parçaları henüz kadroya katılmamış bir takım. Maçın seyircisiz oynandığını da hatırlatırsak 2 takımın da kötü futbol için bolca mazereti vardı. Sahada mazereti olmayan tek isim, yakaladığı topu içeri bırakan Volkan Demirel’di. Kameni’nin kaleyi devralmak için fazla beklemeyeceği görülüyor.
Fenerbahçe için gerçek (Van Persie şu an kendisinin üzücü bir benzeri durumunda) bir santrfor (Soldado) ve Giuliano ile Mehmet Ekici kadroya girmeden yorum yapmak haksızlık olur. Ancak bireysel kalitelerinden bağımsız olarak Mehmet Topal-Josef de Souza’lı orta alan ikilisi kabak tadı verdi. Bu isimler akan oyunda birbirlerini tamamlayabilecek tipte orta saha oyuncuları değiller ve bir arada oynamaları futbola hiçbir şey katmıyor. Şunu demek istiyorum: Allah’ını seven bu tandemi değiştirsin! Mehmet Ekici’nin dönüşü bu konunun mağdurları için kurtarıcı olabilir.
Mathieu Valbuena her haliyle Fenerbahçe’nin taşıyıcısı olacağını gösteriyor. Nabil Dirar da sağ kanata sıkışsa da çok yönlülüğüyle uzun bir hatta hem defansif hem ofansif katkı verebilecek bir isim.
Fenerbahçe’nin halen bir stoper bir de sol bek transferi yapması gerekiyor. Roman Neustadter, Hasan Ali Kaldırım, İsmail Köybaşı, oyuncu kalitesi artan ligde bu noktalar için yetersiz kalacaklar.
PEPE DOKUNUŞU
Seyircisiz oynanan ve 42 faul yapılan Beşiktaş-Antalyaspor maçı futbolseverleri hayal kırıklığına uğratan bir başka müsabakaydı. Pepe, son 2 sezonun şampiyonuna büyük katkı sağlayacağını gösterdi. Bir gol attı, bir kafa vuruşu da direkten döndü. Duran toplardan 6-7 gol bulması tahmin edilen stoper, sezonun en faydalı transferi olmaya aday. Gökhan Gönül’ün de dönüşüyle kanatları çok daha verimli kullanacağı kesin olan Beşiktaş’ta Alvaro Negredo, Jeremain Lens, Gary Medel gibi isimlerin de 11’e ya da en azından rotasyona katacakları çok önemli olacak. Beşiktaş, Antalyaspor maçında tat vermese de şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu herkese hissettiriyor.
BURAK YILMAZ MÜTHİŞ DÖNDÜ
Burak Yılmaz’ın dönüşü için bundan daha uygun bir senaryo yazılamazdı. Son dakikada 2-1’lik galibiyeti getiren milli golcünün her iki sayısı da aynı anda büyük golcülük becerilerini ve büyük savunma hatalarını barındırıyordu. Ancak eski gol kralının bu sezon unvanını geri almak için önemli bir aday olduğu ortada.
Trabzonspor-Konyaspor maçı ilk haftadaki diğer maçlara nazaran daha tempolu olmasa da özellikle ev sahibinin performansının yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Konyaspor, Aykut Kocaman günlerinden dahi daha iyi gözüktü ve maçı kazanmaları da işten bile değildi.
Trabzonspor’un bu hafta Fenerbahçe deplasmanında neler yapacağı merak konusu ama bordo mavilileri değerlendirmek için de transfer sezonunun sonlanmasını beklemek gerekecek. Çünkü Giuliano için yaptıkları atak gösteriyor ki halen harcayacak çok paraları var. Umarım bunu Yusuf Yazıcı’nın önünü kesecek birisi için kullanmazlar.
Son olarak Durica’nın Abdou Razack Traore’nin ayağında kırık oluşmasına sebebiyet veren korkunç faulünün yalnızca sarı kartla geçiştirilmesi haftanın en olumsuz notlarından biriydi.