15 Ağustos 2017 08:06

İMO'dan 17 Ağustos uyarısı: Yapı inşası rant için işliyor

17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümü yaklaşırken, İnşaat Mühendisleri Odası illerde (İMO) basın toplantısı düzenledi.

Paylaş

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şubesi, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 18. yıl dönümüne ilişkin basın toplantısı düzenledi. İMO İstanbul Şube de düzenlenen açıklama da "17 Ağustos'u unutturmayacağız. Deprem tehlikesini yok saymak mümkün mü?" pankartı asıldı. Açıklamaya TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Murat Serdar Kırcıl, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Temel Pirli ve üyeler katıldı. 

Açıklama da konuşan  İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, deprem toplanma alanı olarak belirlenen yerlerin yapılaşmaya açılmasına tepki gösterdi. 

'KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ DEPREM ODAKLI DEĞİL, RANT ODAKLI'

İstanbul başta olmak üzere ülkenin olası bir depreme hazır olmadığını vurgulayan Suna, “İstanbul'da 2 milyon konut depreme karşı güven vermemektedir. Deprem Toplanma Alanlarının yapılaşmaya açılması, bazı güzergâhların otoparka dönüştürülmesi yerel yönetimlerin insan hayatını değil, rantı önemsediğinin göstergesidir. Kentsel dönüşüm projeleri deprem odaklı değil, rant odaklı gerçekleştirilmektedir. Bilimin, meslek disiplinlerinin ve meslek odalarının itibarsızlaştırılma ve işlevsizleştirilme çabası deprem önlemlerinin önündeki engeldir" diye konuştu. 

'İZMİR, ÇANAKKALE, BODRUM’

Suna, "Ne yazık ki her geçen yıl unutulmaya yüz tutan deprem gerçeğini, son birkaç aydır özellikle Ege Denizi odaklı depremler yeniden kendini hatırlattı. Son aylarda Çanakkale, Manisa, İzmir ve son olarak da Muğla'da depremler gerçekleşti. Bodrum'da 6,6 büyüklüğünde meydana gelen deprem aynı zamanda tsunamiye neden oldu. Bodrum ve Datça'da yapılar hasar gördü. Büyük ölçüde maddi hasar oluştu. Temennimiz, yapı üretiminden başlayarak bütün bir hayatın deprem gerçeğine uygun düzenlenmesidir" dedi. 

'DEPREMİN DOĞAL AFETE DÖNÜŞMESİ ENGELLEMEK MÜMKÜN'

"Milyonlarca insanın deprem tehdidi altına bulunduğu, olası bir İstanbul depreminde binlerce insanımızı kaybedeceğimiz açıkken, sorunu zamana yayarak çözmeyi düşünmek cinayete davetiye çıkarmak değil midir?" diye soran Suna, "Bizler inşaat mühendisleriyiz. İnşaat mühendisliği, her zeminde ve her koşulda güvenli, sağlıklı, nitelikli yapı üretiminin başarılabileceğini uygulamalarla kanıtlayan bir bilimdir. Doğru tasarım, doğru uygulama gerçekleştirildiği ve sağlıklı bir yapı denetim sistemi işletildiği takdirde, doğa olayı olan depremin doğal afete dönüşmesini engellemek mümkündür" dedi. 

'DEPREM TOPLANMA ALANLARI YAPILAŞMAYA AÇILDI'

Suna şunları söyledi: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Doğal Afet Komisyonu raporuna göre, şu an İstanbul'da belirlenen Deprem Toplanma Alanı sayısı 77. Bu alanların toplam genişliği ise 20 hektar kadardır. Olası bir İstanbul depreminde, 18 milyonluk bir kent, 20 hektarlık alana sığdırılmaya çalışılacak ve bunun ismi de, "afete hazırlık" olacak. Dolgu bölgelerin toplanma alanı olarak belirlenmesi ise tam bir tuhaflığa işaret etmektedir. Deprem Toplanma Alanlarının kolay ulaşılabilecek yerlerde olması gerekirken, ne yazık ki bu gereklilik de dikkate alınmamaktadır." 

YAPILMASI GEREKENLER

"Kentsel dönüşüm uygulamaları ile elbette kentimizdeki yapıların deprem güvenlikli hale getirilmesi gerekir" diyen Suna yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Öncelikle kentimizdeki mevcut binaların envanteri çıkarılmalıdır. Envanter çalışması sonrası bir yandan risk durumuna göre can güvenliğini sağlayamayan binaların tespit edilip bunların yeniden inşa edilmesi, diğer yandan da olası bir depreme karşı güçlendirilebilecek binaların güçlendirme çalışmalarının eş zamanlı olarak yürütülmesi gerekir. Marmara Depremi'nin 18. yılında hatırlatmak isteriz ki kent politikaları bilime, tekniğe ve akla uygun bir perspektifle rant için değil toplum yararı için ele alınmalıdır. Bunun için de temel koşul mühendislik hizmetlerinin kalitesinin arttırılmasından geçer. Ülkemizde yeterli öğretim elemanı olmaksızın politik nedenlerle sayıları hızla artan mühendislik fakültelerinde kaliteli eğitim yapılamamaktadır. Bunu gidermeye yönelik olarak profesyonel mühendislik yaşamının düzenleyicisi olması gereken meslek odalarının görüşleri dikkate alınmamakta hatta tam tersine yetkileri giderek budanmaktadır. Meslek Odaları; üyelerinin denetlenmesini, sicillerinin tutulmasını, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alarak etik ve ahlaka uygun bir hizmet yapmalarını sağlamak çabası içindedir. İlgili bakanlık özerk bir yapıya sahip olan Meslek Odaları üzerinde mali ve idari denetim kurarak vesayet ilişkisini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Oysa meslek odası ile üyeler arasındaki bağın koparılması hizmet kalitesinin oldukça düşmesine neden olmaktadır. "

Açıklama sonrası 17 Ağustos 1999' da yaşanan depremin anlatıldığı deprem sergisini konuklar gezdi. (İstanbul/EVRENSEL)


YASA RANTA ÇIKMIŞ GİBİ

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, 17 Ağustos depreminden ders çıkarılmadığını “Yapı inşa süreci halkın ihtiyaçlarını gözeterek değil konut inşasını ekonominin anahtarı olarak gören anlayışla ve rant yaratmaya yönelik işliyor” sözleriyle dile getirdi. 

17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümü yaklaşırken, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi basın toplantısı düzenleyerek, Tükiye'deki deprem gerçeğine karşı uyarılarda bulundu. Odanın Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş, 17 Ağustos depremi üzerinden 18 yıl geçtiğini hatırlatarak, “Deprem ülkemizin bir gerçeğidir. Ülke topraklarımızın yüzde 92'si, ülke nüfusunun 70'i, büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'i deprem tehlikesi altındadır. Dünyanın en tehlikeli fay hattı olarak kabul edilen Kuzey Anadolu fay hattında oluşacak bir deprem başka bir yeri depremle karşı karşıya bırakabilir. 17 Ağustos'ta da Gölcük merkezli deprem İstanbul'u deprem tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır” diye konuştu.

 “Deprem değil konut öldürür” sözünün doğru ama eksik olduğunun altını çizen Tulumtaş, “Konut, yer seçiminden planlamaya, projelendirmeden programlamaya, inşadan denetlemeye uzanan ve bütünlük taşıması gereken yapı üretim sürecinin ürünüdür” dedi. Öldürenin deprem değil bilimi ve tekniği yok sayan günübirlik çıkarlar olduğunu dile getiren Tulumtaş, “Ranta dayalı bozuk yapı üretim süreci gerçeği görülmelidir. 2012 yılında çıkarılan 6306 sayılı kısaca kentsel dönüşüm kanunu, yık- yap anlayışıyla yeni sorun yumakları oluşturdu. İktidarın kentlere dönük saldırısı kentsel değerlerin ve kamusal alanların sermayeye teslim edilmesi ve kent merkezlerinin rant projelerine ayrılması, doğal kaynaklar, orman arazileri, kamu ve halka ait arazi, mülkler kentsel dönüşüm adı altında yağmalanmaları, rant eksenli politikalarla sürmektedir. 'Riskli alan' ve 'riskli yapı' belirlenmesindeki adaletsizlik, mağduriyetler ve hak kayıplarına neden oluyor” diye dikkat çekti. 

TİCARİ KAYGI, TEKNİK KAYGININ ÖNÜNDE

Tulumtaş, kentlerin sermayenin inşaat sahası haline geldiğini “Kentlerimiz birer konut inşa projeleri 'arazisi' haline dönüşürken, insana, tarihe, doğal çevreye dair ne var ve yoksa yok ediliyor” sözleriyle dile getirerek, “Yapı inşa süreci halkın ihtiyaçlarını gözeterek değil konut inşasını ekonominin anahtarı olarak gören anlayışla ve rant yaratmaya yönelik işliyor. Ticari kaygı teknik kaygının önüne geçiyor. Depremin afet değil doğa olayı olduğunu, onu afet yapanın rant yaratma politikaları ve buna bağlı işletilen bozuk yapı üretim süreci olduğuna kamuoyuna duyuruyoruz” diye vurguladı. (Ankara/EVRENSEL)


İMO: ADANA VE BİRÇOK KENT DEPREME HAZIRLIKLI DEĞİL

İMO Adana Şubesi 20 bin kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos Marmara Depreminin 18. Yıldönümünde basın açıklaması ve “Depreme Duyarlık Sergisi” açılışını gerçekleştirdi.

İMO Adana Şube binasında yapılan basın açıklaması ve sergiye; CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş ve Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da katıldı. İMO Adana Şube Sekreter Üyesi  Zekeriya Turanbayburt, yaptığı açıklamada kentlerimizin  ve Adana’nın depreme hazırlıklı olmadığını vurguladı. 

Adana’da da, afet ve deprem açısından riskli yapı stokunun önemli bir kısmının yenilenmesi kalanların da güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Turanbayburt, “Bu yenileme projelerinde, depreme dayanıklı ve vatandaşın hakkını hukukunu koruyan sağlıklı yaşam alanlarının yaratılması hedef alınmalıdır. Olası bir depreme kentin hazır olması büyük önem taşımaktadır. Adana’da deprem toplanma alanlarının sayısı, niteliği, kamuoyu tarafından bilinmesi, bu alanların yakınında helikopter pistlerinin olması önemlidir” dedi.  

‘NÜFUSUN YÜZDE 70’İ DEPREM TEHLİKESİ YAŞIYOR’

Ülke topraklarının yüzde 92’sinin deprem tehlikesi altında; yüzde 66’sının ise birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer aldığına dikkat çeken Turanbayburt, Nüfusu bir milyonun üzerinde bulunan 11 büyük kent ve ülke nüfusunun yüzde 70’inin, deprem tehlikesi altında bulunduğunu belirterek  “Yine büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i deprem tehlikesi altındadır. Üstelik bu tesisler Doğu Marmara’da toplanmıştır” dedi.

‘KENTSEL DÖNÜŞÜMLER SERMAYE ARTIRMAYA YARIYOR’

Van depremi sonrası hızla "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” çıkarıldığını ve kentsel dönüşüm projeleri hız kazandığını dile getiren Turanbayburt, “Ancak deprem tehlikesinin arka planda bırakıldığını ve kentsel dönüşümün, inşaat sektörünün gelişimine ve sermaye artırmaya hizmet eder hale getirildiğini görmekteyiz” diye konuştu.

‘YAPI STOKU GÜÇLENDİRİLMELİ’

Ticari kaygının teknik kaygının önüne geçtiğini dile getiren Turanbayburt, “Üniversite, meslek odası ve endüstri arasında olması gereken işbirlikleri önemsenmiyor. Kamu yararı doğrultusunda çalışmalar yapan Meslek Odalarının yetkileri giderek budanıyor. Tüm bunlar yapı üretim sürecinde olumsuzluklara neden oluyor. Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamak için insan odaklı uygulamalarla mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, onarılması ve güçlendirilmesi gereklidir” dedi.

SEYHAN’DA TOPLANMA ALANI YAPILACAK

Basın toplantısına katılan Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar Adana’da deprem toplanma alanlarının yetersizliğine dikkat çekerek toplanma alanı yapımı için çalışmalara başladıklarını ifade etti.  (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Süper Lig'de ilk haftaya Cimbom'un coşkusu damga vurdu

SONRAKİ HABER

CHP'li Gürer, milli takım için Meclis araştırması istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa