Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin 4. günündü söz kadınlarda
HDP'nin İzmir'de sürdürdüğü Vicdan ve Adalet Nöbeti'nin dördüncü günü, Dilan Dirayet Taşdemir'in açıklamaları ile başladı.
Türkiye genelinde bugün 25., İzmir'de ise 4. gününde olan HDP'nin “Durmayalım, Faşizmi Durduralım” sloganı gerçekleştirdiği Vicdan ve Adalet Nöbeti devam ediyor. Polis ablukası ve engellemelere rağmen Gündoğdu Meydanı'nda süren nöbette bugün söz kadın milletvekillerinde idi.
Basın toplantısında konuşan Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, nöbetin aynı zamanda eşitlik talebiyle de gerçekletiğini ifade ederek, “15 yıllık AKP iktidarı, cinsiyet eşitliği ve kadın özgürlüğü mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koydu. AKP’nin en ilerici, en liberal olarak takdim edildiği günlerde AKP gerici yüzünü her zaman kadınlarla ilgili politikaları üzerinden ortaya koydu. Cinsiyet eşitliği meselesi AKP’nin aynasıdır. Cinsiyetçilik AKP’nin hamurunda var. Bu iktidar ekonomide kapitalist, hukukta faşist, cinsiyet meselesinde gerici, ne olduğu belirsiz, omurgasız bir iktidardır. Bu iktidar haklarımızın morgu oldu. Bizler AKP’nin gericiliğini kadınlar üzerinden ifşa ederken sorunu bir eşitlik mücadelesi olarak görüyoruz" dedi.
Hükümetin müftülere nikah vermeye çalışmasına da değinen Taşdemir şunları söyledi: “AKP sanki mevcut ihlallerin kaynağı kendisi değilmiş gibi davranarak hedef saptırmaya çalışıyor. Dini nikahlı kadınların mağduriyet yaşamasının sebebi sanki onlar değil. Resmi nikah kıyılmadan imam nikahı kıyılmasına verilen cezayı iptal edenler sanki onlar değil. Ortaya çıktı ki, AKP’nin yasalaştırmaya çalıştığı ‘müftülüklere nikah yetkisi’ meğer 19 yıl önce Fetullahçı yapılanmanın düzenlediği Abant Toplantısı’nda önerilmiş. Gördüğünüz gibi AKP- FETÖ ittifakı hem Kürtlere hem de kadınlara karşı işbirliğini sürdürüyor. Fetullah’ın teslim edilmeye ihtiyaç yok ki, Fethullah Pensilvanya’da değil AKP politikalarında yaşıyor.”
Taşdemir “15 yıldır iktidar olmakla övünen bir hükümetin hala 100 kadından ancak 27’sinin çalışma yaşamına katılabilmesini sağlamış olması, dünyada en yüksek çocuk doğurma oranlarına sahip bir ülkede çocuk bakım merkezi sayısını artırmak bir yana düşürmesi, kadınların her gün taciz ve katliamla gündem olması bu hükümetin iktidar olamadığının ispatıdır. Düşünün ki bizler, her gün hayatta kalmak, sözümüzü söylemek, sokaklara çıkabilmek, çalışabilmek için neredeyse savaş vermeye mecbur bırakıldığımız bir ülkede yaşıyoruz. Biz kazanacağız, çünkü ‘Özgürlüğü ve hayatı hak edenler, onu her gün fethetmek zorunda olanlardır. Türkiye’de devletin sorumluluğunda olması gereken haklarımıza devlete rağmen sahip çıkıyor, adeta haklarımızı devletten koruyoruz” dedi.
NÖBETİ SİYASİ PARTİ; KİTLE ÖRGÜTLERİ, AKADEMİSYENLER, KADINLAR, TARAFTAR GRUPLARI ZİYARET ETTİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir’de devam eden Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 4’üncü gününde kadın örgütlerinden, siyasi partilere, kitle örgütleri ve çeşitli dernekler destek ziyaretinde bulundu.
AKADEMİSYENLERDEN ZİYARET
Barış bildirisine imza attıkları için ihraç edilen akademisyenler nöbette destek ziyaretinde bulundu. Akademisyenleri nöbetteki vekillerden Ertuğrul Kürkçü karşılarken, desteğe gelen akademisyenlere teşekkür etti. Kürkçü, “Onları tehdit eden baskı rejimi ile mücadele etmeleri için ihtiyaç duydukları dayanışmayı onlardan esirgemeyeceğiz. Özgürlüğe hep birlikte yürüyeceğiz. Her zaman her yerde beraber olmak için çabamızı esirgemiyoruz” diye konuştu.
Akademisyenler adına konuşan Aydın Arı ise, “İmzadan sonra baskılara maruz kaldık ama insanların ölümünü engelleyemedik. Sürekli insanlar ölüyor bu toplumda. Bu ölümlerin gerekçelerini ortadan kaldıramadığımız sürece hiçbirimize huzur yok. Umarım bu vicdan ve adalet nöbeti bu ölümlerin durmasını sağlar” dedi.
EMEP: HER KESİMİ BİRLEŞTİRMEK İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ’
Vicdan ve adalet nöbetini Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Örgütü yönetimi ve üyeleri ziyaret etti.
Ziyarette konuşan EMEP İl Başkanı Cabbar Demirci, AKP’nin politikalarına karşı çıkan herkesin baskıya maruz kaldığını belirterek, “AKP ne kadar saldırırsa saldırsın OHAL’le KHK’lerle ne kadar güçleri varsa saldırsın biz susmayacağız. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde bu ülkede yaşayanlar omuz omuza olacağız. Mutlaka özgürlük ve demokrasi mücadelesinde bizler kazanacağız” dedi. Her alanda insanların saldırı altında olunduğunu vurgulayan Demirci, “Biz emek ve demokrasi güçleri olarak bu ülkede zulme ve tekçi anlayışa karşı güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor, mücadeleyi birleştirmemiz gerekiyor. Baskı altında olan her kesi birleştirmek için mücadele etmek gerekiyor” diye konuş.
HDP heyeti adına konuşan İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise, “Faşizm ile mücadelede ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız. Her ikisini birden yapmak mümkün. Bu çerçevede EMEP’in ziyareti yeni yollar bulma ve yeni yollar yapma konusunda bir imkan olarak görüyoruz. Uzun yıllardır birlikte hep çok mücadelede yol arkadaşlığı yaptık” diyerek ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı.
‘TARAFTARLAR SUÇ ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR’
Taraftar Hakları Derneği HDP’nin nöbetini ziyaret etti. HDP heyeti adına Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım karşıladı. Sporun barış ve kardeşlik olduğuna vurgu yapan Yıldırım, “Kardeşli söylemi hep var oldu ama maalesef söylemin ötesine geçemedi. Sporu barış, kardeşlik, hoşgörü köprüsü olabilme anlamında söylemin ötesine taşıyamamış bir ülkeye sahibiz” dedi.
Daha sonra söz alan Taraftar Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Devrim Cem Erturan, taraftarları suç örgütü olarak gösteren 6222 sayılı yasayı değerlendirerek, “Biz taraftarlar olarak buradan ifade ediyoruz ki, ne 6222 sayılı yasa, ne cezalar, nede yasaklar türbinlerin teslim alınamayacağını göstermiştir. Taraftarları biat etkilemeyeceğini göstermiştir. Tribünlere ayar vermeye çalışıyorlar ama tribünler ayar tutmaz. Derhal örgüt sucu icat ederek tutuklanan taraftar arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın” dedi.
KADINLAR ADALET TALEPLERİNİ YENİLEDİ
İzmir’deki kadın örgütleri de bir araya gelerek HDP’nin vicdan ve adalet nöbetini ziyaret etti. Kadınlar adına konuşan Ebru Dinçel, yıllardır haykırdıkları adalet talebi için nöbete destek verdiklerini söyledi. AKP hükümeti döneminde, özellikle OHAL süreciyle birlikte kadına ve farklı cinsel kimliklerine yönelik saldırıların arttığını belirten Dinçel, “Bizler, tecavüzcü ve kadın katillerine ‘haksız tahrik indirimleri’ vererek cesaretlendiren erkek adaleti değil gerçek adalet istiyoruz. Tüm işten atılan emekçiler için, hukuksuzca tutuklanan, isimleri bile yasaklanmaya çalışılan Nuriye ve Semih için, adalet istiyoruz. Laikliğe sahip çıkıyor, kıyafetimiz ne olursa olsun sokaklarda özgürce dolaşabilmek için adalet istiyoruz. Kapitalist sistemin çok çalışıp, az para kazanan ucuz emeği olmamak için, eşitlik hakkımız ve ‘kadınlar çalıştığı için işsizlik var.’ açıklamalarıyla işimizin elimizden alınmaya çalışılmasına karşı emeğimiz için adalet istiyoruz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)