Yüksek Hakem Kurulu primi kaldırdı, ikramiyeyi düşürdü

Metehan UD
İzmir

Yüksek Hakem Kurulu (YHK), Dokuz Eylül Hastanesi’nde çalışan taşeron işçilerle ilgili bağıtladığı toplu iş sözleşmesinde enflasyon oranının da altında yüzde 4 zam verdi. Risk primini kaldıran YHK, ikramiyeyi de 20 günden 10 güne düşürdü.

Hükümet yaptığı değişikliklerle taşeron şirketlerde örgütlenmenin ve toplu iş sözleşmesinin imzalanmasının önünü açsa da pratikte, düzenleme tam anlamıyla hayata geçirilemiyor. Sendikalar, işyerlerinde örgütlenerek yetki belgesini alıyor ancak bir yaptırım olmamasından dolayı taşeron şirket sahipleri toplu iş sözleşmesi masasına oturmuyor. Mecburen Yüksek Hakem Kurulu’na gitmek zorunda kalan sözleşmeler de çok düşük artışlarla sonlanıyor.

Son olarak Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu İzmir Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 2017 yılı destek hizmeti ihalesini alan Eylül Destek Hizmetleri İş Ortaklığı’nda çalışan taşeron işçilerin toplu iş sözleşmeleri YHK tarafından oy çokluğu ile sonuçlandırıldı.

900 İŞÇİYİ KAPSIYOR

900 işçiyi ilgilendiren ve bir yıl için geçerli olan yeni toplu iş sözleşmesine göre, işçilere altı aylık periyotlarla yüzde 4’lük zam yapıldı. Gece çalışma ücretinin yüzde 10 ve fazla çalışma ücretinin yüzde 60 olarak belirlendiği TİS’e göre ikramiye tutarı da düşürüldü. Geçtiğimiz yıl 20 günlük olan ikramiye bu yıl ki TİS’le 10 güne düşürüldü. Ayrıca daha çok TİS’te yer alan günlük iki liralık olan risk primi de kaldırıldı. Sosyal haklarda da artış sağlanmadı.

‘GREV YASAKLARINA GÜVENİYORLAR’

Yüksek Hakem Kurulu’nun sonlandırdığı toplu iş sözleşmesini Evrensel’e değerlendiren Sağlık İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Adem Sarıçoban, taşeron şirket sahiplerinin sağlık alanındaki grev yasaklarından dolayı ve Yüksek Hakem Kurulu’nda biten toplu iş sözleşmelerinden doğan farkı kamunun ödeyecek olmasından dolayı masaya oturmadığını dile getirdi.

‘HÜKÜMETİN POLİTİKALARININ YANSIMASI’

Yüksek Hakem Kurulu’nun bağıtladığı toplu iş sözleşmelerinin içeriğinin hükümetin ekonomi politikalarının bir yansıması olduğunu da ekleyen Sarıçoban “Kurulda hükümet ve işveren temsilcilerinin çoğunlukta olması işçilerin aleyhine işliyor. Enflasyon oranının altındaki zammın yanı sıra sosyal haklar da tırpanlanıyor. Bu süreçte sendika devreden çıkarılmış oluyor. Ayrıca Cumhurbaşkanının OHAL ve grev yasakları ile ilgili açıklamaları işverenleri daha da cesaretlendiriyor” dedi.

‘ÇÖZÜM SENDİKALARIN VE İŞÇİLERİN BİRLİĞİNDE’

Çözümün sendikalar yasasının değişmesinden ve yüksek hakem kurulunun, grev yasaklarının ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasından geçtiğini belirten Sarıçoban şunları söyledi: “Bu da ancak tüm sendikaların bir araya gelerek vereceği mücadeleden geçiyor.  Birlik olup mücadele edersek, sendikaları ve konfederasyonları birleştirirsek gerçek toplusözleşme imzalayabiliriz. Türkiye’deki sendikal anlayışın değişmesi gerekiyor, mücadeleci sendikalara ihtiyaç var.”