24 Ağustos 2017 08:45

Mehmet Emin Aktar'la Gültan Kışanak'ın davasını konuştuk

Fatih Polat'ın hazırlayıp sunduğu 5 Dakikada programının bugünkü konuğu Mehmet Emin Aktar’dı. 240 yıla kadar hapis istenen ve 10 aydır tutuklu olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak'ın davasını, avukatı Mehmet Emin Aktar ile konuştuk. 

Son dönemde DBP’li hiçbir belediye başkanı kalmadığını, belediye başkanlarının görevden alındığını ve yerine kayyımlar atandığını belirten Aktar “Zaten hükümetin ve devletin bakış açısına baktığımızda Kürtlerin kendini yönetme iradesine karşı bir hamle geliştirdiğini görüyoruz. Bu da bunun sonucu” diye konuştu. 

'SİYASAL OPERASYON YÜRÜTÜLDÜ'

Gültan Kışanak’ın 25 Ekim günü diğer eş başkan Fırat Anlı’yla aynı gün ve aynı saatte alındığına dikkat çeken Aktar, kamuoyunda ‘Bunlar örgüte para kaynağı gönderiyorlar ve hendeklerin kazılmasında belediyenin araçlarını kullanıyorlar’ diye bir algı yaratıldığını belirtti ve “O zaman düşünüldü ki, aynı anda alındıklarına göre aynı suçlamayla suçlanıyorlar ve soruşturmaları birlikte yürüyecek. Ama tam tersi. Soruşturmaları ayrı savcılar aldığı yetmiyormuş gibi, biri jandarmada bir emniyette sorgulandı. Alınma ve suçlanma biçimlerine bakıldığında kamuoyuna yönelik bir algı yaratılarak, bir siyasal operasyon yürütüldüğünü görüyoruz” dedi. 

Ortada hiçbir güvenlik sorunu yokken hatta başka davalar güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır’a nakledilirken Gültan Kışanak’ın davasının ‘güvenlik’ nedeniyle naklinin istendiğini ve Malatya’ya nakledildiğini söyleyen Aktar Kışanak’ın tutuklandıkları gün yaşadığı bir anektodu da şöyle anlattı: 

‘HER ŞEY ÖNCEDEN AYARLANMIŞTI’

“Tutuklandıkları gün, yani o gece, karar verilmemiş... Fırat Anlı tutuklanmış ama Gültan Kışanak’ın sorgusundan çıkmışız. Hakim kararını bekliyoruz. Ben oradaki polis şefine ‘Nereye götüreceksiniz onları? Şehir dışına götüreceksiniz ama hangi kente?​’ diye sordum. Nezaketen ‘Tutuklama kararı çıkmadı henüz, hakim vermedi, bilmiyorum’ demesi gerekirken, ‘Güvenlik gerekçesiyle size söyleyemem ama bölgesini söyleyebilirim, Marmara bölgesine götüreceğiz’ dedi. Yani cezaevleri bile önceden ayarlanmış, uçak bekliyor onları ve bindirip götürecekler. Her şey hazırlanmış. Hatta ben hakime ‘Bu suçlama gerekçeleriyle tutuklamaya sevk edilmişse bu kentin belediye başkanı, muhtemelen tutuklanacak. Eğer sizin şahsınızın tutuklama dışında bir seçeneği varsa, sizin tutuklamama gibi bir karar verme ihtimaliniz varsa, biz savunma yapalım. Yoksa sizi de kendimizi de yormayalım isterseniz’ dedim” 

BİMER’E ŞİKAYET DAVA DOSYASINDA

Dosyada, Samsun’un bir ilçesinde bir vatandaşın Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında BİMER’e ve Adalet Bakanlığına şikayette ve ihbarda bulunduğunu belirten Aktar “BİMER’e sorun, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları hakkında binlerce ihbar vardır” dedi. 

BİMER’e başvuru tarihinin 23 Şubat 2016 olduğunu ve Adalet Bakanlığı 5 gün sonra 3 Mart 2016’da Diyarbakır’a yazı gönderdiğini, savcılığın da emniyete 3 Mart’ta ‘soruşturun’ diyerek bir yazı yazdığını belirten Aktar şöyle devam etti: “Emniyet soruşturma sonucunda 16 Mayıs 2016’da bir rapor veriyor ve ‘Buna ilişkin hiçbir bulguya rastlamadık’ diyor. Belediye kaynaklarından örgüte aktarıldığına ve belediyenin araçlarını kullandığına ilişkin. Ama diyor ki ‘Biz onunla ilgili diğer bütün iddiaları sunduk’ Nedir bu iddialar? Nerede konuşmuşsa... Rojava’da çatışarak hayatını kaybedenlerin cenazelerine belediye cenaze aracı göndermiş. Ki yasal olarak zorunludur, görevidir. 3 kez kadınlar günü konuşması var” 

‘MAHKEMEYLE ÇÖZÜLEBİLECEK BİR MESELE DEĞİL’

Fatih Polat’ın “Bu dava süreci nereye gidecek sizce?​” sorusuna Aktar “Bu mahkemeyle çözülebilecek bir mesele değil” diyerek cevap verdi ve şöyle devam etti: “Hükümet ‘Bu siyasal operasyonda bizim murat ettiğimiz amaç hasıl oldu, biz bunu bundan sonra sürdürmeyeceğiz’ diyebilir. Bundan vazgeçebilir. Mahkemeye diyebilir ki ‘Siz gereğini yapın dosyaya göre’ Mahkemede o zaman bırakır. ‘Yok bundan bir cezalandırma çıkarmamız gerekiyor. Siz bunun formülasyonunu yapın’ diye mahkemeye bir talimat gelir ya da irade bu yönde olur. Mahkemede ona göre bir formülasyon yapar ve bir cezalandırmaya doğru gider. Çünkü görünen o. Bu iç dinamikle çözülebilecek bir mesele mi? Çok zor görünüyor. Artık Kürt meselesinde Kürtlerin de kendini yönetme talebinde karşılaşabileceği şey, cezaevine tıkılmak, özgürlüğünden yoksun bırakmak ve şiddetle muhatap olmaktır” (EVRENSEL WEB TV)

Evrensel'i Takip Et