Tarım işçileri için yapılan Meclis araştırması rafta kaldı!
Tarım işçilerinin yaşam koşullarına ilişkin 2014'te yapılan Meclis araştırması tozlu raflarda kaldı. Öneriler hükümet tarafından hayata geçirilmedi.
Sedat BAŞKAVAK
Mersin
Tarım işçilerinin traktör ve kamyon kasalarında ölümleri, kötü çalışma ve yaşam koşullarının gündem olması nedeniyle 2014 yılında yapılan Meclis araştırması deyim yerindeyse tozlu raflara kaldırıldı. Ölümlerin engellenmesi ve mevsimlik tarım işçilerinin koşullarının düzeltilmesi için ortaya konan önerilerin hiçbiri hükümet tarafından hayata geçirilmedi.
Şimdiye kadar 1’i AKP, 1’i MHP, 6’sı CHP ve 8’i HDP olmak üzere 16 milletvekili tam 21 kez “Mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını araştırarak önlem alınması amacıyla komisyon” kurulması için yaşanan ölümler sonrası önergeler verdi. Her birine de onlarca milletvekilli imza koydu. Uzun tartışmalar sonunda kasım 2014’te TBMM’de “Mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla, Meclis Araştırması Komisyonu” kurulması kararlaştırıldı. Komisyon, görev süresi içerisinde TBMM’de 14 resmi toplantı yaptı ve kamu kurumları, kitle örgütleri ve araştırma konusu ile ilgili çalışmalar yapmış olan akademisyenleri dinledi. Tarım işçilerinin koşullarının belirlenmesi için yerinde incelemelerde bulundu.
RAPORU YAZAN 5 KİŞİ HÂLÂ MİLLETVEKİLİ
Komisyon yaptığı çalışmaların ardından mart 2015’te raporunu yazdı. Raporu yazan milletvekillerinden Komisyon Başkanı Urfa Milletvekili AKP’li Mahmut Kaçar, AKP’li Gökcen Özdoğan, AKP’li Mustafa Baloğlu, MHP’li Mustafa Kalaycı ve MHP’li Muharrem Varlı hâlâ Mecliste milletvekili. Ancak rapor yazıldığıyla kaldı.
Komisyon üyesi AKP Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Enç’le görüşme isteğimiz “Kendisi Antalya’da biz sayın vekile sizin telefonunuzu veririz” oldu. “Komisyon raporunu yazmış ama öylece kalmış ne dağıtılmış ne de Mecliste gündem olmuş sayın vekil mevsimlik işçilerin sorunları ve alınması gereken önlemleri konusunda bir planı var mı sorumuza” şu yanıtı aldık: “Artık raporlar internete konduğu için dağıtıma gerek yok, ayrıntılı bilgiyi şu telefondan alırsınız.” Kimden bilgi almaya çalışsak yerinde yok. MHP Adana milletvekili aradığımız numaraya 10 dakika sonra döndü. Konuyu söylediğimizde ise “Şu an cenazedeyim başka bir zaman arayın” oldu.
Geri dönüş olmaması üzerine o dönem HDP İstanbul milletvekili olarak Meclis Araştırması Komisyonu Üyesi olan, EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel’e sorduk. Tüzel o dönem komisyon raporuna ek bir rapor da yazmıştı.
MEVSİMLİK İŞÇİ YARATAN KOŞULLAR DAHA DA AĞIRLAŞTI
Mevzuatın tanıdığı tarım işçilerinin esas olarak; TİGEM, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı müdürlükler ve benzeri işyerlerinde doğrudan toprakla ilişkili olmayan işlerde çalışan işçiler olduğunu belirten Tüzel, “Mevsimlik tarım işçileri kayıt dışı istihdam olduğu için mevzuat, yönetmelikler ve ilgili kurumların gündeminde değil öncelikle bunun değişmesi gerekir” dedi. Mevsimlik tarım işçisi sayısının çok yükszek olduğuna dikkat çeken Tüzel, şöyle devam etti: “Bu rakamın oluşmasına sebep olan tarım politikaları var. 24 Ocak 1980’den sonra tarım üretiminde piyasa koşullarına tabi olunmasını sağlayacak bir politika değişikliği ortaya çıkmıştır. İthalatın önü açılmış, girdi sübvansiyonları kaldırılmış, ürün fiyat desteği neredeyse son bulmuş ve kapsamı daraltılmıştır. Tarımda girdi maliyetleri yükselmiştir. 30 yıldır süren çatışmalar, OHAL uygulamaları ve yaşanan köy boşaltmalar var. Bir toprak reformu olmaması nedeniyle bölge de az topraklı ve topraksız köylü de eklenmiştir. Tüm bunların her biri mevsimlik tarım işçilerinin sayısındaki artışı getirmiştir. Bu sebepler ortadan kalkmak yerine daha da artmaktadır. Sonuç olarak mevsimlik tarım işçiliği yaşamak ve çalışmak için tek yol olarak ailece yapılan bir iş haline gelmiştir.”
SENDİKALAŞMA HAKKI SAĞLANMALI
- Levent Tüzel
Sendikalar Kanunu’na göre ancak SGK primi yatanı işçinin sendikalı olabileceğine dikkat çeken Tüzel, “İşçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı yok. Ücreti ise gittikleri ildeki vali başkanlığında oluşan heyet tek taraflı belirliyor. Sendikalaşma ve toplu pazarlık yapmalarına olanak sağlayan düzenleme yapılması gerekir. Kayıtsız ve sigortasız çalıştırıldıkları için, emeklilik, işsizlik, meslek ve analık sigorta primleri yatırılmamakta ve meslek hastalığı ve iş kazalarında hiçbir hak talep edemez durumda kalmaktadır. Çocuk işçiliğini yasaklamak doğrudur ama asıl olarak mevsimlik tarım işçisi ailesinin çocuk emeğine ihtiyaç duymayacağı bir ücret ve insanca yaşam düzeyine çıkarılması gerekir. Kadına yönelik şiddet, taciz tecavüz karşılığında cezaların ağırlaştırılması bir çözüm ama cinsiyetçi yaklaşımların öncelikle en yukarıdan cumhurbaşkanından kolluğa kadar terk edilmesi lazım ki, tarım işçisi kadınlarda dahil çalışan kadınlar rahat edebilsinler. Genelgelerle durumun idare edilmeye çalışılması, siyasete hakim olan ayrıştırıcı dilin sonucu olarak yaşanan dışlanma, ayrımcılık ve kötü muamele... Bunları görmezden gelemeyiz” diye konuştu.
Komisyonun bu sorunları üstünkörü ele aldığını ifade eden Tüzel, “Mevsimlik tarım işçilerinin iş ilişkisini adına özel istihdam büroları demese de onu tarif eden bir mekanizmayı tarif ediyordu ve biz de buna itiraz ettik bu nedenle de ek bir rapor yazma ihtiyacı oluştu. Fakat gelinen noktada rapor yazıldığıyla kaldı ve ne Meclis gördü, tartıştı ne de mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını çözecek bir yasa çıkarıldı” dedi.
SORUNLAR 14 BAŞLIKTA TOPLANDI
Yapılan toplantılar, düzenlenen çalıştaylar ve inceleme gezileri ile komisyona sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin sorunları 14 başlıkta toplandı: Yönetsel/mevzuat, ulaşım sorunları, barınma, sağlık, eğitim, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, ücret ve çalışma ilişkileri, aracı ilişkileri, sosyal çevre ile ilişkilere yönelik sorunlar, mevsimlik tarım işçisi kadınların sorunları, çocuk işçiliği, yabancı işçilik, örgütlenme ve siyasal hakların kullanımına yönelik sorunlar. 256 sayfalık Meclis araştırması raporunda yaşanan sorunlarla birlikte, ülke içindeki olumlu çalışmalar, Kanada, Hollanda ve İngiltere’de ki uygulama örnekleri de incelendi. Sendika, meslek odası, uzmanlardan sunum ve görüşler ve çözüm önerileri alındı.
YETERSİZ BESLENME BÜYÜME SORUNU YARATIYOR
TTB Merkez Konseyi Üyesi Nilay Etiler komisyona yaptığı sunumda çocuklarda yetersiz beslenme nedeniyle büyüme sorunları yaşanmasına; akrep sokması, zirai ilaca maruz kalma, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yetersizliklere vurgu yaptı. Türk-İş, fiili olarak inisiyatifin işverenden çok aracıların elinde olduğu ve düşük ücrete çalışma sorunlarını anlatırken Hak-İş ise sendikalaşamama, eğitimsizlik, vasıfsızlık, kadın ve çocuk işçiliğine vurgu yaptı. DİSK ise kayıt dışılığı aşmak içinde sendikalaşmanın önemine dikkat çekerken, mevsimlik tarım işçilerinin İŞKUR aracılığıyla mesleki yeterlilik sertifikası ile kayıt altına alınabileceği önerisini getirdi. ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan, Tarımda Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin Türkiye tarafından imzalanması halinde bu sözleşmede düzenlenen hakların mevsimlik işçileri kapsadığını belirtti. Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, yerel yönetimlerin mevsimlik tarım işçilerine yönelik sorumluluk bilincine sahip olmadıklarını, hatta onların varlığını bile kabul etmediğini belirtti. Tarım ilacı ve kimyasallara maruz kalma neticesinde oluşacak meslek hastalıkları ve bunların önlenmesi için alınacak önlemler ve koruyucu sağlık hizmetlerine vurgu yapılan sunumlarda, çocuk işçiliğinin önlenmesi ve çocukların eğitimlerine devam edebilme olanaklarının yaratılması, barınma ve yaşam alanlarının insanca yaşayacak düzeye getirilmesi, banyo tuvalet vb. yerlerin hijyen koşullarına uygun yapılması talepleri de dile getirildi.
KOMİSYONUN 3 AYLIK ÇALIŞMASININ ARDINDAN GELEN ÖNERİLER
“Mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” raporunda şu çözüm önerilerini sundu:
- Ulaşım sorunu denetim, yolculuk eğitimi, kamyon kasasında insan taşınmasının yasaklanması,
- Barınma alanlarının devlet tarafından yapılması, elektrik giderlerinin işverenlerce karşılanması, geniş aileler olarak yaşadıklarından birlikte kalabilecekleri kadar geniş barınma alanları yapılması,
- Sağlık sorunlarının çözümü için toplum sağlığı merkezlerinin etkin görev alması, düzenli sağlık taraması, kimyasallara karşı koruyucu kullanımı eğitimi, toplum yararına çalışma programı kapsamında “tarımda hizmet aracılığı” diye rehberlik yapacak yeni bir statü oluşturulması. İnsan davranışlarında inancın etkisi göz önüne alınarak din görevlileri, müftülük ve halk sağlığı birimleriyle ortak eğitim. İş sağlığı ve güvenliği için yine eğitim, meslek hastalığı denetimi, bilgilendirici afişler yapılması. Eğitim sorunu taşımalı eğitim, mobil eğitim ya da gezici öğretmenlik uygulamalarından uygun olanı seçilerek çözülmesi. Ücret ve çalışma ilişkilerine ilişkin tarım aracılığı yönetmeliğinin sıkı bir şekilde uygulanması ve sorunun kaynağının kayıt dışılık olması ve bu nedenle kayıt dışılığın engellenmesi.
- Sosyal dışlanmaya karşı aktif içerme çalışması (nedir ve nasıl olacaksa ) yürütülmesi ve yerel halka da sivil toplum aracığıyla dönemsel eğitim ve seminer verilmesi.
- Mevsimlik tarım işçisi kadınların analık sigortasından yararlandırılması, yakınlarına mutfak ve çamaşırhane yapılması, gebe ve lohusalara düzenli takip ve mevsimlik kadın tarım işçilerine, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ve farkındalık eğitimleri verilmesi.
- Çocuk işçi çalıştırılmasının engellenmesi konusunda tüm kurumlar sorumluluk almalı
- Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması, mevsimlik tarım işçilerinin çalışmak için geldikleri yerde oy kullanmasına olanak sağlanması.
ANCAK ÖLÜNCE GÜNDEME GELİYORLAR
Yerleşim yerlerinin uzaklarına dere, çay kenarlarına çadır kurmak zorunda kalıyorlar, bu nedenle de yılanların, çiyanların arasında yaşıyorlar. Çoğu zaman içecek suyu bile uzaktan taşıyorlar. Aydınlatma ve televizyon için elektrik bulan kendini şanslı görüyor. Kadınlar tarlada, bahçede ya da çadırda doğum yapıyor. Yeni doğan çocuklar ya çalışan tarım işçisi kadınların sırtına sardıkları bohçada ya da çadırda sineklerle paylaştığı ekmeği emerek büyürken, biraz eli iş tutan çocuklar anne ve babaları gibi yevmiyeci olarak çalışıyor. Emekleri ucuz, canlarının değeri yok denecek kadar az. Bırakın yoğun tarım ilacı vb. maruz kaldıkları için yaşadıkları meslek hastalıklarını birer ikişer öldüklerinde bile haber olamıyorlar. Bazen onlarca kilometreye traktör ya da kamyon kasasında götürülüyorlar. Ancak beşer, onar öldüklerinde haber oluyor, Mecliste çalışma, barınma ve yaşam koşulları konuşuluyor. Televizon kanalları ağır bir müzik eşliğinde yaşanan cinayeti dramatize ederek, onlara acınarak bakılmasını sağlayan haberler yaparken, gazeteler istatistik verir gibi çoğu çocuk ve kadın şu kadar tarım işçisi öldü diyorlar. Onlar en alttakiler* mevsimlik tarım işçileri, Tarım ürünlerinin hasat mevsimlerine göre ülkenin dört bir yanına dağılan tarım işçileri bir yıl içinde birkaç yer gezerek ekmeklerini kazanıyorlar. Dünyada 450 milyon tarım işçisi var ve bunun yaklaşık 3 milyonu ülkemizdedir.
*En alttakiler tanımlamasını gazetemiz yazarı Yusuf Karataş, bugün tutuklanmasına gerekçe gösterilen mevsimlik tarım işçileri kurultayını konu ettiği 7 Nisan 2013 tarihli köşe yazısında “Onlar yıllardır toplumun en alttakileri olarak görülen mevsimlik tarım işçileri… Diyarbakır’dan, Kızıltepe’den, Siverek’ten, Adıyaman’dan, Derik’ten, Kurtalan’dan, Şırnak’tan, Nusaybin’den, Suruç’tan gelip Viranşehir’de seslerini birleştirdiler. Peki ya siz; onların derinlerden gelen çığlığını duyuyor musunuz?” diyerek yapmış ve tarım işçilerinin yaşadığı sorunlar ve çözüm için bir araya gelişlerini işlemişti.
7 AYDA 190 TARIM İŞÇİSİ CAN VERDİ
Tarım işçileri son olarak yine öldükten sonra, Sakarya’da 7 tarım işçisinin traktör kasasında can vermesiyle gündeme gelebildi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin rakamları ise oldukça korkutucu. Buna göre 2017 yılının ilk 7 ayında en az 190 tarım işçisi can verdi. Kayda geçmeyenler de düşünüldüğünde ölen ve yaralanan işçi sayısının daha fazla olduğu ortada.