Kapatılan dihaber'in editörü Sedat Yılmaz ile konuştuk

5 Dakikada'nın bugün, son KHK ile kapatılan dihaber'in editörü Sedat Yılmaz ile dihaber'in kapatılmasını ve basın özgürlüğünü konuştuk.

29 Ağustos 2017 07:05
Paylaş

5 Dakikada bugün, son KHK ile kapatılan dihaber'in editörü Sedat Yılmaz ile dihaber'in kapatılmasını ve basın özgürlüğünü konuştuk.

693 sayılı KHK ile Diyarbakır merkezli 3 basın kurumu kapatıldı. Uzun yıllardır Kürt basınında emek veren, İstanbul’da çalışan ve uzun bir dönemdir Diyarbakır’da olan Sedat Yılmaz dihaber’in kapatılmasını darbe girişimi sonrası Türkiye’nin yeni vaziyetiyle, Türkiye’nin yeni yönetim şekli, yeni rejiminin uygulamaları olarak bakmak gerektiğini belirterek, bu süre içinde pek çok basın kuruluşunun kapatıldığını, susturulduğunu, pek çok kişinin yurtdışına gitmek zorunda kaldığını ve ilticalar yaşandığını, Türkiye’de kalanların da direnmeye çalıştığını söyledi. 

9.5 AYLIK SÜREÇ

“Dihaber’de 9.5 ay önce bu süreçte doğdu. Biz 9.5 ay içerisinde biz aynı zaman OHAL rejiminin, darbe sürecinin check-up’ını çekmeye çalıştık” diyen Yılmaz, kendilerine karşı her gün bir vukuat olduğunu, her gün gözaltılar yaşandığını, tutuklamaklar olduğunu ve bu 9.5 ay içerisinde müthiş bir özet çıkardıklarını söyledi. 

Yılmaz “Şapatan Köylülerinin toplu olarak köy meydanında işkenceden geçirilmesini, Van’ın Gevaş ilçesindeki işkence yöntemini, Ankara’nın ortasında kaçırılmış ve halen akıbeti bilinmeyen insanların yaşam hikayesini ortaya çıkardık” dedi. Yılmaz, en önemli haberlerden biri olan ve ‘canlı bomba’ diyerek üzeri örtülmeye çalışılan Diyarbakır Newroz’unda polisin Kemal Kurkut’u vurması haberini de bütün dünyaya tüm çıplaklığıyla ortaya koyduklarını, Manisa’da daha önce yapılmış bir ev baskınında bir polisin hırsızlık olayını kamuoyuna duyurduklarını, Van’da Ermeni mezarlığı üzerine tuvaletin kurulmasını hatırlattı.

SÜREÇ NEREYE GİDECEK?

Fatih Polat’ın “Bu süreç nereye gidecek?” sorusuna Yılmaz şöyle cevap verdi: “Biz büyük bir medya kuruluşu ya da çok büyük yatırımları olan bir şey değiliz. Bir hırkamız vardır, bir de lokmamız vardır. Eğer bu ikisi bir araya gelebiliyorsa yaşamı sürdürebiliyoruz. 32 yıllık bir basın tarihi var. Ape Musa’ların, bizden öncekilerin bırakmış olduğu bu gelenek, müthiş, muazzam bir direnme yöntemini öğretti bize. Ve bu dallandı, budaklandı. Kendisini çok çok aşan bir çaptadır. Ve her şekilde bir yol yöntem bulur. Biz bir söz verdik. Halkın haber alma hakkını sonuna kadar, yaşayabildiğimiz, dışarıda olabildiğimiz, nefes alabildiğimiz her ortamda aktaracağız” 

‘DAYANIŞMA MUAZZAM’

Bugünkü dayanışma ortamına dair Yılmaz şunları söyledi: “Bu baskı ortamında, rejimin uygulamalarında var olan direnebilenlerin kendi gücü oranında katkısı muazzamdır. Dayanışmayı her alanda, her yerde hissedebiliyoruz. Sahada da, haberde, haberin akışında, yayınlanmasında hissedebiliyoruz. Ortaklaşa iş yapmadan, birbirimize eskiden çok yabancı olan dünyalardan yakınlaşmadan bahsedebiliriz. Hiç birbirini tanımayan iki yapının tanışması ve birbirine güç ve destek olmasından... Bu sürecek. Muhakkak ki, zayıftır, küçüktür, belki daha yeni yöntemler, daha yeni fikirler bulmakta fayda var”  (EVRENSEL WEB TV)

ÖNCEKİ HABER

Mudanya 'otostop festivali' başladı

SONRAKİ HABER

Adalet Kurultayı'nda son gün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa