Dersim geleceğe uzansın
Her sorunu şiddetle, militarizmle yasaklamalarla çözmeye çalışandır kapitalizm. Demokratik, eşit haklara dayalı, ‘Toplumun ihtiyaçlarını karşılayayım’ refleksi olmayan, gelmiş geçmiş iktidarların ve Hacivat iktidarsa Karagözü oynayan, ‘Okötü ben iyiyim’, ‘Beni seç biraz da ben sorunları sadece konuşayım, oyalayayım, aldatayım; adaletimi kendime ben yontayım’ diyen muhalefet partileri ile yönetilen bir ülkede yaşıyoruz.
Bu ülke iyi yönetildiğinde, sorunları konuşmaktan, sorunların oluş zamanını aramaktan çok, çözüme odaklanıp, tek tek çözüm yolu arandığında, bağımsız olduğunda, inanın cennet bir ülke, güneşin ve çiçeklerin ülkesi olur.
Tam da bu noktada Dersim, ülke için bir servet kaynağı, açık kent müzesi durumunda. ‘Doğa bizim gözümüzden midir’ diye düşünürken, gelen görenin; ‘hayır’ dediği, özenerek ve bezenerek yaratıldığı, eşi ve benzeri olmayan ayrı bir güzelliktir Dersim. ‘Dünyada ne koruna bilir’ dendiğinde kırmızı listede (nesli tükenen) birçok bitki, hayvan türü; tüm inanç ve kültür uygarlığını barındırıyor. Bu doğal kültürel ve inançsal yapının değeri belirlenemez. Geleceğe uzanmasının sağlanması için tanımsız gayretler gerekli. Yani Munzur Milli Parkı’nın 1. derece SİT alanı olması gerekmekle beraber, barajlar ve yollara yapılan masraflara bakıldığında kendisinden beklenen yarardan çok kat ve kat zarar edildiği de bilimsel bir gerçekliktir.
Göç, tahribat, bitki örtüsü, insansızlaştırma, birçok kültürel ve inançsal yapının varlığının yok olması... Sadece Keban’a bakıldığında bile görülecektir. Keban’ı düşünün baraj 100’ün üzerinde köyü aldı, o bereketli topraklar gitti. Kâr bitti, yağmurlar ise dereleri ve barajları dolduruyor. Keban bir güzelim kent iken sürekli elektriği kesilen ve belediye başkanının elektrik borcundan dolayı icraya verilmesi ile ilkleri yaşadı. Adeta nüfus azalmasıyla (Çırçır Şelalesi ve Meslek Yüksekokulu olmasa) nahiyeye, beldeye dönüşecek bir ilçe konumunda.
Geçmişte 20 bin nüfusuyla Pertek, son 10 yıldır 6-7 binlerde Termal Oteli, üniversite programları ve birkaç fabrika olmazsa, gasbedilen, yerine yenisi konulmayacak ki; Sayın Başbakan iki kez söz vermiş olmasına rağmen yapılmayan köprüsüyle var olmaya çalışıyor. Pertek’e köprü yapılması durumunda, tahmini 3 veya 5 yılda nüfusu 20-25 bin olur.
Meşe ormanlarımız yandı, yerine çıplak yamaçlar kaldı. Kalan ağaçlar da tırtıla, yılana, çıyana yem oldu. Tekleştirme (ağaç kesimini meşrulaştırma) uygulaması ormanlarımıza da bulaştı.
Dersim alternatif enerjiyi araştırıyor, bulduğunda bölgeye ve ülkeye örnek olacak.
Bizler güç birliği ile yerel belediyeler olarak, halkla birlikte kararlarımızı ve bütçe ile ilgili yapım işlerini; mahalle meclisi, halk meclisi, kadın ve gençlik meclisi ile birlikte kararlar alarak Dersim’de bir ilke imza atıyoruz. Sadece 5393 belediyeciliğiyle değil, meşru gelenek ve göreneklerimizi gözeten, onu kayda geçiren, tarihine, inancına ve doğasına sahip çıkan; yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, çocuğuyla ağaç diken yerel yönetimler olarak, son 10 yılda 17 alanda yetkisi alınmış olsa da inatla, direnişle ve en önemlisi de emek vererek yola devam ediyoruz.
Bu yazıyla amacımızı özetlemek gerekirse, ülkede Dersim Doğa ve Kültür Festivali ile taleplerimiz;
* Dersim 38, bir soykırım olup, BM Soykırımı Önleme Ve Cezalandırma Komisyonunca soykırım olarak tanınmalı, Seyitlerin ve diğer Dersimlilerin mezar yerleri açılmalıdır.”
* Dersimin inanç merkezleri, kültür varlığı olarak tescillenmeli, yasal güvence ve korunmaya alınmalı, özeline ve doğallığına dokunulmadan, alt yapısı ve çevre düzeni planlanmalı, iyileştirilmeli,
* Barajların yapımı tamamen ve derhal durdurulmalı,
* Asimilasyon politikalarına son verilmeli; dillerin, kültürlerin yaşaması için barış süreci başlatılmalı, eşit ve özgür birliktelik, demokratik ve özerk yerel yönetimler için anayasal güvence sağlanmalıdır.
*Pertek Belediye Başkanı
Evrensel'i Takip Et