Bayramı zehir ettiler: Sürgünle aileleri üçe böldüler
264 eğitim emekçisinin sürgüne gönderildiği Diyarbakır’da yaşadıkları süreci konuştuğumuz öğretmenler 'aileleri üçe böldüler' diyorlar.
İnanç YILDIZ
Diyarbakır
Bölge illerinde yüzlerce eğitim emekçisinin sürgün edilmesine tepkiler devam ediyor. 264 eğitim emekçisinin sürgüne gönderildiği Diyarbakır’da öğretmenlerle yaşadıkları süreci konuştuk.
Sürgünlerde en dikkat çekici durum olarak eşlerin farklı farklı illeri sürülmesi göze çarpıyor. Sürgüne gönderilen Nuray ve Mehmet Eminoğlu çifti ise bu süreçte bir belirsizlik yaşıyor. Nuray Öğretmen’in gönderildiği yer belli iken eşi Mehmet için daha yer belirlenmemiş. Üç’e bölündük diye açıklıyor Nuray Eminoğlu yaşanan sürgünü. Kendisinin Afyon’a sürüldüğünü, eşinin de muhtemelen farklı yere sürüleceğini, çocuklarının ise Diyarbakır’dan ayrılmak istemediğini dile getiriyor.
‘BU ZULMÜ NASIL REVA GÖRÜYOR İNSANLARA?’
25 yılda birçok ilde öğretmenlik yaptığını belirten Eminoğlu, “Bize herhalde yerleşmeyi fazla görüyorlar. Göçe, sürgüne gönderiyorlar” diyor. Geçen sene yine bir Kurban Bayramı öncesi 3 ay açığa alındığını belirten Eminoğlu, “Bu sefer de bayrama 3 gün kala sürgüne gönderildik. Bu tür süreçler ister istemez etkiliyor tabii ama bazı arkadaşlara göre daha şanslıyım. Emekliliğim yaklaştı emekli olup ayrılabilirim. Ama yeni evli olan arkadaşlar var. Yani bu zulüm nasıl reva görülür insanlara. Dünyanın neresinde böyle cezalandırma tipi var, bilmiyorum” diyor.
‘HALK ÖĞRETMENİNE SAHİP ÇIKMALI’
Bu tür şeylerin psikolojilerin etkilediğini ancak öğrencileriyle bir araya gelince her şeyi unuttuklarını dile getiren Eminoğlu, “Öğretmenlik açısından herhangi bir ceza beni etkilemedi. Öğrencilerimi görünce ilk günkü gibi heyecanla işime başladım. Ancak yöneticilerin bu sürgünlerle oluşacak açıklar umurlarında değil. Açığa almalar olduğunda okullarda lise mezunlarını soktular derslere sonra da çıkıp ‘Biz kapattık açığı’ dediler. Yine aynı şeyi yapacaklar herhalde. Ama halkın bu olan şeylere tepki göstermesi lazım. Sonuçta onların çocuklarının öğretmeniyiz. Bize destek olmaları lazım” diyor.
‘KEYFİ OLARAK YAPILIYOR’
Nuray Eminoğlu’nun sürgüne gönderilen ancak henüz yeri belli olmayan eşi Mehmet Eminoğlu ile konuşuyoruz. Sürgünlerin Anayasa’ya dayanarak yapılan bir şey olmadığını, devletin keyfi olarak yaptığı bir uygulama olduğunu belirten Eminoğlu, “Haziran ayında yapabilirlerdi mesela, getirdiler bayram arifesine bayramı zehir etmek istiyorlar, çocukları eşleri ayırarak. Tamamen keyfi bir uygulama. Muhalefeti korkutmak sindirmek için yapıyorlar” diyor. Gittikleri yerlerde de öğretmenlik yapmaya devam edeceklerini dile getiren Eminoğlu şunları söylüyor: “İnandığımız değerlerden asla vazgeçmeyeceğiz. Sürgünle, açığa almayla, açlıkla, ihraçla, maaş kesme cezalarıyla bizi sindiremezler. Çünkü inandığımız değerler; barış, özgürlük, çocuklar ölmesin. Sendikal eylemler Anayasa’ya göre suç değildir. Bu yaşananlardan sonra hukuki süreci başlatacağız. Gittiğimiz yerde de mücadelemize devam edeceğiz. Geri adım atmayacağız. Yani sürgünler bizi yıldıramaz.”
‘SENDİKAMIZI DAĞITAMAYACAKLAR’
Sivas’a sürgüne gönderilen Tahir Çiftçi ise, baskılarla sendikalarının dağıtılmasının hedeflendiğini söylüyor. Bunun için de yeni hamle yaptıklarını belirtilen Çiftçi, “Ancak bu hamle de boşa çıkacak. Çünkü bu tür şey bizleri sendikadan uzaklaştırmıyor. Daha çok sendikamıza bağlılığımızı artırıyor. Ne kadar haklı bir mücadele yürüttüğümüzün de somut bir göstergesi oluyor” diyor.