02 Eylül 2017 00:02

Sur’da su yok, elektrik yok, komşular yok, bayram da yok!

Kentsel dönüşüm kapsamında 500’e yakın evin yıkıldığı Sur'da bariyerler arasında elektrik ve susuz kalan aileler evlerinde adeta hapis hayatı yaşıyor.

Paylaş

Sertaç KAYAR
Diyarbakır

Kentsel dönüşüm kapsamında 500’e yakın evin yıkıldığı ve toplam 1500 evin yıkılacağı belirtilen Sur bir bayram daha buruk ve tedirgin karşıladı. Bariyerler arasında elektrik ve susuz kalan aileler evlerinde adeta hapis hayatı yaşıyor. Çocukların iki bayramdır bayramlık sevinci yaşayamadığı ve şeker toplayamadığı Sur’da hüzün hakim. 60 yıldır Sur’da küçük bir bakkal işleten Zekiye Tanrıkulu, bayram için şunları söylüyor: “Hani su, hani elektrik, hani komşular? Nasıl bayram? Bayramı nasıl kutlayalım. Etrafımızı bariyerlerle çevirmişler, evimizde hapsedilmişiz.”

Geçtiğimiz ramazan ayı ve Ramazan Bayramı dahil yıkımın aralıksız sürdüğü mahallelerde bayram havasından ziyade en temel insani ihtiyaç olan “su” telaşı ve “yıkım” tedirginliği hakim. Evlerini terk etmek istemeyen aileler bayramlar da dahil aylardır elektrik ve sudan mahrum bırakıldı. “Bazen bırakırlar bazen keserler ama keyiflerine göre…” diyen aileler bayram günü bile su ihtiyacını karşılamak için camilere giderek bidonlarla evlerine su taşıyor. Bayramlarda sokakların çocuk cıvıltısı ve aile, komşu ziyaretleri ile renklenen Sur sokakları bayramda sessizliğe gömüldü. İki bayramdır çocukların bayramlık elbiselerden ve şekerden mahrum bırakıldığı Sur’da yurttaşlar yarının telaşında. Karşılaştığımız herkesin dilinde aynı soru vardı “Siz gazetecisiniz bilirsiniz, yok mu bir gelişme?​”

YOKSULLARIN VE SAVAŞ MAĞDURLARININ BARINAĞI

Sur’da en çok yoksullar yaşar, en çok göç edenler, savaştan kaçanlar, çaresiz kalanlar, sığınacak liman bulamayanlar… Sadece Diyarbakırlılar değil Mardin, Malazgirt, Şırnak, Bingöl’den gelenler de var. Çoğu ’90’lı yıllarda evleri yakılıp Sur’a göç etmiş. Bunlardan biri de 75 yaşındaki Zekiye Tanrıkulu adlı yaşlı kadın. Zekiye nine Sur’un Lalebey Mahallesi’nde oturuyor. Ailesi yıllar önce Malazgirt’ten Diyarbakır’a göç ederek Sur’a yerleşmiş. Kendisi de Sur’da doğup büyümüş ve ömrünü burada geçirmiş ve bugüne kadar Sur’dan hiç çıkmamış. Eşini 2 yıl önce kaybedince çocuklarıyla birlikte yaşmaya başlamış. Evlerinin önünde herkesin çocukluğunda olan küçük bir bakkal var. Zekiye nine 60 yıldır bu bakkalı işletiyor. Büyük bir getirisi yok tabii ama amaç sadece ticaret değil aynı zamanda komşuluk ilişkileri. Bakkalın önünde oturur ve komşuları gelerek burada birçok işini görür. Yemek hazırlığında sebzeleri ayırırlar, el işleri, sohbetler öyle geçerdi günleri. Ta ki yıkım başlayıncaya dek.

  • Zekiye Tanrıkulu

Sokağa çıkma yasağı zamanında bile evini terk etmedi. Birçok komşusu çıktı ama o kaldı. “Neden çıkmadın?​” diye sorduğumuzda “İnsan yaşamını bırakır mı?​” diye cevap veriyor. “75 yıldır buradayım, ömrüm burada geçti. Siz söyleyin ben nasıl terk edeyim burayı? Çocukluğum burada geçti, anılarım var burada.” 

‘BURADAN AYRILIRSAM YAŞAYAMAM ÖLÜRÜM’

Evini vermemek için mahkeme açtı ve mahkeme devam etmesine rağmen ona tebligat yapılarak boşaltması isteniyor. O ise ısrarla “Boşaltmayacağım” diyor ve ekliyor: “Sur benim her şeyimdir, hayatımdır, ömrümdür asla bırakmam. Ben buradan ayrılırsam yaşayamam ölürüm.”

“Bugün Bayram…” der demez hemen atılıyor Zekiye nine: “Bayram mı? Hani su, hani elektrik, hani komşular? Nasıl bayram? Bayramı nasıl kutlayalım. Etrafımızı bariyerlerle çevirmişler, evimizde hapsedilmişiz. Abdest almak için suyumuz bile yok. Bayramlaşacak komşumuz yok, hepsinin evini yıktılar ve terk ettiler buraları. Bu yaşıma rağmen camiye gidip su taşıyorum. Allah’tan korkmuyor musunuz? Evimizi satmadığımız için bize işkence ediyorlar. Evimizi başımıza yıkmak istiyorlar. Ben terk etmeyeceğim, burası benim tapulu evimdir ve satmadım satmayacağım da. Gelip başıma yıksınlar, çıkmayacağım.”

ÖNCEKİ HABER

Suriye’nin yeniden inşası iştah kabartıyor

SONRAKİ HABER

Sendikamızdan utanır duruma geldim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa