Güvenlik bahane, sansür şahane
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 24 Temmuz Basın Bayramı kapsamında Basın İlan Kurumunun İstanbul’da düzenlediği etkinliğe katıldı. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Şahin, “Ben ne dersem diyeyim, İçişleri Bakanlığı sıfatımı hiçbir zaman üzerimden atamam. Önce özgürlük. Ama hemen yanın
BASIN BAYRAMINA KATILDI
Basın İlan Kurumunun, “Bab-ı Ali Yaşıyor, Bayramını Kutluyor” sloganıyla gelenekselleşen ve 3 gün sürecek 24 Temmuz Basın Bayramı etkinlikleri, dün akşam Sultanahmet Meydanı’nda başladı. 2. Meşrutiyet döneminde Abdülhamit’in uyguladığı sansürün kaldırıldığı tarihte kutlanan 24 Temmuz Basın Bayramı etkinliklerinin davetlilerinden biri İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’di. Şahin, etkinlik kapsamında Sultanahmet’teki Marmara Kıraathanesi’nde verilen iftar yemeğine katıldı.
Burada bir konuşma Bakan Şahin, “Basın İlan Kurumunca, basın bayramını farklı bir açıdan kutlamak için ve basın dünyasının güzelliklerini ve sorunlarını değerlendirmek ve basının insan, toplum ve devlet hayatında var olan önemini ifade etmek için gerçekleştirilen bu toplantı çok değerlidir” dedi.
İLGİNÇ BENZETMELER YAPTI
Özgürlükle güvenliğin ikiz kardeş olduğunu öne süren Şahin şunları söyledi: “Bu iki kavram ikiz kardeş gibidir. İç içedir. Bir arada olan iki önemli değerimizdir. İkisi olduğu zaman da üçüncü kardeş geliyor; o da refahtır, ekmektir, kalkınmadır, sofradır, büyümedir gerektiğinde, Allah korusun, toptur, silahtır. Özgür ve güven içinde olan toplumların refahı da, kalkınması da kaçınılmazdır. Dolayısıyla biz buna özgürlük, güvenlik ve ekmek diyoruz.” (İSTANBUL)
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE KARŞI HER ZAMANKİ TAVRI
Bakan Şahin’in açıklamalarını gazetemize değerlendiren TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto şunları söyledi: “Sayın İçişleri Bakanı , sansürün kaldırılmasının yıl dönümünden önce yine güvenliği gerekçe göstererek halkın bilgilenme hakkına yani basın özgürlüğüne karşı her zamanki tavrını sergilemiştir. Sayın Bakanın daha önce de halkın iradesiyle parlamentoya seçilen BDP’li vekiller için kullandığı ‘zavallı’ deyimi ve buna benzer bazı söylemleri belleğimizde yerimizi koruyor. Doğrusu çağdaş demokrasilerde yeri olmayan bu tür söylemlerin bir bakandan gelmesi ülkemiz geleceği açısından düşündürücüdür.”