Merkel ve Schulz'un düellosunda Türkiye gündemi
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve SPD adayı Martin Schulz'un tv düellosunda gündeme gelen konular arasında Türkiye de vardı.
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Almanya’da 24 Eylül’de yapılacak genel seçimlere üç haftadan az bir süre kala en çok oy alması beklenen Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Martin Schulz televizyon ekranında karşı karşıla geldi. Her iki liderin pek çok konuda aynı düşündüğü, birbirini tamamladığı görüldü. Bu nedenle yapılan yorumların çoğunda “tartışma yerine düet yaptılar” görüşü öne çıktı.
ARD, ZDF, RTL ve SAT 1 televizyon kanalları tarafından ortaklaşa yapılan ve 20 milyondan fazla insan karafından izlendiği tahmin edilen düelloda, Merkel ve Schulz önceden de tahmin edildiği gibi sert şekilde tartışmadılar. Bir çok konuda aynı düşündükleri için birbirlerini desteklediler.
Almanya’da iltica başvuruları kabul edilmeyen sığınmacıların sınır dışı edilmesini açık olarak savunan her iki lider, İslam’ın Almanya’ya ait olduğunu kabul ettiler.
Türkiye’deki gelişmeler, Erdoğan’a karşı nasıl bir politikanın izleneceği düellonun en önemli konuları arasında yer aldı. Her iki lider de Türkiye konusunda sert politikalar izleyeceğini ifade etti. Martin Schulz, “Başbakan olursam Türkiye ile AB üyelik müzakerelerini sona erdiririm” derken, Merkel rehin alınan Almanların serbest bırakılması durumunda diyalog yollarının açık tutulabileceğini ifade etti.
Her iki siyasetçi Türkiye konusunda sert bir imaj çizmeye özen gösterdi. Ülkedeki ekonomik sosyal sorunlar, düşük ücretli işler, yoksulluk gibi önemli konularda ise her iki lider birbirinden farklı şeyler söylemedi. Her ikisi de 67 olan emeklilik yaşının 70’e çıkarılmasına karşı olduğunu söyledi.
KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ
Üç hafta kalmasına rağmen seçim kampanyasının oldukça cansız geçtiği seçimler öncesinde, özellikle Martin Schulz ve SPD bütün umutları düelloya bağlanmıştı. Olumlu bir tablonun çıkması durumunda bir kaç puanın artabileceği ifade ediliyordu. Ancak SPD, Schulz ile düellodan da istediğini almış görünüyor. Düello bittikten hemen sonra yapılan anketlere göre, izleyicilerin yüzde 55’i Merkel’i, yüzde 35’i ise Schulz’ü başarılı buldu. Ancak Schulz’un performansının beklenin üzerinde olduğunu ifade ederek, onun da gecenin kazanını olduğunu söyleyenler oldu.
SPD’nin dört yıldır Merkel’in başbakanlığı altında koalisyon ortağı olması, yapılan bir çok politikanın ortağı olması nedeniyle ciddi bir muhalefet yürütemediği görülüyor. En önemlisi de SPD’nin önemli oranda oy kaybetmesine yol açan sosyal saldırı politikalarını ifade eden Ajanda 2010 ile hesaplaşamaması da yeniden toparlanmasının mümkün olmadığını gösteriyor. Schulz’un Merkel’e karşı ciddi bir şekilde muhalefet yapamaması tamamen partisinin bugüne kadar izlediği politikaların olduğu gibi sürdürüleceğinden kaynaklanıyor.
BÜYÜK KOALİSYON UYUMU
Her iki liderin düelloda gayet uyumlu hareket olması bası yayın organları tarafından, Merkel ve Schulz’un seçimlerden sonra yeniden “büyük koalisyon” kurmadan yana oldukları şeklinde değerlendirildi. Son anketlere göre, Merkel’in partisi CDU/CSU’nun yüzde 38-40, Schulz’un partisi SPD’nin yüzde 22-25 arasında oy alacağı tahmin ediliyor. Hükümet için asıl belirleyici olan ise dört yıl önce meclis dışında kalan Hür Demokrat Parti’nin (FDP) alacağı oy ve çıkaracağı milletvekili sayısı. Eğer çıkaracağı sayı CDU/CSU ile salt çoğunluğu sağlayabilecek düzeyde olursa Merkel’in ilk tercihi bu parti ile ortaklık yapmak. Aksi takdirde ise yeniden SPD ile koalisyon ortaklığı için masaya oturulacak. Yapılan anketlere göre Sol Parti, Yeşiller ve AfD’de yeni parlamentoda olacak.
KALIN’DAN ‘UFUK DARALMASI’ SUÇLAMASI
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti Lideri Martin Schulz’un Türkiye’ye yönelik açıklamalarına ilişkin, “Türkiye ve Erdoğan’a saldırılması, Avrupa’daki ufuk daralmasının yansıması” olarak değerlendirdi.
İbrahim Kalın Twitter hebasından yaptığı açıklamalarda şunları ifade etti: “Dün akşam Merkel ile Schulz arasındaki seçim tartışması programına Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı’mız Erdoğan’ın damga vurması bir tesadüf değil. Almanya & Avrupa’nın temel & acil sorunlarının adeta yok sayılarak Türkiye-Erdoğan’a saldırılması, Avrupa’daki ufuk daralmasının yansıması. Avrupa’daki Türkiye karşıtlığı, temel sorunları öteleme ve düşman bir ‘öteki’ üzerinden kendini rahatlatma aracına dönüşmüş durumda. Kendini, hasım bir öteki üzerinden tanımlayan toplumlar kendi kimliklerini hiç bir zaman bulamazlar. Bu en çok o topluma zarar verir. Ana akım Alman siyasetinin popülizme ve ötekileştirmeye-düşmanlaştırmaya boyun eğmesi sadece ayrımcılığı ve ırkçılığı körükler. PKK ve FETÖ gibi örgütlere açıkça kucak açan Almanya, demokrasiyi değil teröristleri ve darbecileri savunduğunun farkında değil mi? Alman seçimlerini hangi partinin kazanacağının çok bir önemi yok. Çünkü hangi zihniyetin kazanacağı artık belli oluyor. Merkel ve Schulz'un tartışma boyunca ayrımcılık/yükselen ırkçılığa hiç değinmemiş olması Alman siyasetinin geldiği noktayı gösteriyor.”
ÇELİK’TEN AÇIKLAMA
Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Twitter hesabından Merkel- Schulz düellosuna ilişkin, “Seçim vaadi olarak Alman siyasetçiler Türkiye'ye söz söyleme yarışına giriyorlar. Türkiye ile Almanya arasında iyi ilişkiler olması herkesin yararınadır. Alman siyasetçilerin bu özensiz dilden vazgeçmesi gerekir” dedi.