İktidar, KHK lüksünden vazgeçmek istemiyor
5 milletvekilinin daha Meclis üyeliği düşürülmek isteniyor. CHP ve HDP, Meclisi devre dışı bırakan sürece tepkili.

İLGİLİ HABERLER

KESK: KHK’ler padişah fermanı gibi kullanılıyor

Siyasi partilerden KHK'lere tepki: Faşizm inşa ediliyor

KHK’lerle basına yönelik baskılar sistematikleşti
Meltem AKYOL
İstanbul
TBMM’nin açılmasına bir aydan daha az bir süre kaldı. Yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte 4’ü HDP’den, 1’i CHP’den olmak üzere 5 milletvekilinin üyeliğinin düşürüleceği iddia ediliyor. Yayımlanan KHK’lerle Meclisin işlevinin zaten ortadan kaldırıldığını belirten CHP ve HDP ise sürece tepkili.
Gazetemize değerlendirmelerde bulunan CHP’li Levent Gök, meclis açılır açılmaz çıkarılan KHK’lerin anayasal denetiminin sağlanması gerektiğini söyledi. Tek adam rejiminin hızla inşa edildiğini belirten Gök, bu süreçten 16 Nisan referandumunda sağlanan düşünce birliğinin devam etmesiyle çıkılabileceğinin altını çizdi.
5 milletvekilinin daha vekilliğinin düşürüleceği iddialarının, “siyasi soykırım operasyonlarına yenilerin eklenmesine hazırlık olarak yorumlanabileceği” değerlendirmesinde bulunan HDP’li Ahmet Yıldırım ise haklarındaki 600’ün üzerinde fezlekenin yüzde 85’inin savcı ve hakimleri cezaevinde olduğunu da hatırlattı. Yıldırım,“1 Ekim’den sonra Meclisi feshetmelerini daha samimi bir yaklaşım olur” dedi.
4 KİŞİNİN VEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLMÜŞTÜ
1 Ekim’de yeni yasama yılına başlayacak olan Meclis, tartışmalarla açılacak. Geçen yasama yılında 4 milletvekillinin TBMM üyeliği sona erdirilmişti. Benzer durumda olan 5 milletvekili daha bulunuyor: HDP’li Abdullah Zeydan, Besime Konca, Çağlar Demirel ve Leyla Zana ile CHP’li Enis Berberoğlu. Zeydan, Konca, Demirel ve Berberoğlu hakkında verilen cezalarla ilgili istinaf mahkemesi aşaması sürüyor, Zana hakkında “devamsızlık yaptığı” gerekçesiyle başlatılan süreç ise komisyon aşamasında.
GÖK: KHK’LERİN ANAYASAL DENETİMİ SAĞLANMALI
Meclis açılır açılmaz KHK’lerin meclis gündemine getirilmesi gerektiğini söyleyen CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Levent Gök, “Meclisten KHK’leri kaçırarak ve yasal süreç içerisinde meclise getirmemek suretiyle görüştürülmesine fırsat tanımayan iktidar partisi, KHK’lerin kolaycılığı ile ülke yönetme lüksünden kurtulmalıdır. KHK’lerin anayasal denetimi sağlanmalıdır. Bu bakımdan 1 Ekimden itibaren başlayacak olan yasama yılının ilk faaliyetleri mecliste görüşülmemiş KHK’lerin bir an önce mecliste görüşülmesini sağlamak olmalıdır” dedi.
‘DİŞLİ’Yİ BAŞDANIŞMAN YAPAN ZİHNİYET SORGULANMALI’
Türkiye’nin bir yılı aşkın bir süredir Olağanüstü Hal (OHAL) ile yönetildiğine işaret eden Gök, şöyle devam etti: “7 Haziran seçimlerinde bilbordlardan OHAL’i kaldırdık diye övünen bir iktidarın OHAL’i uzatma gerekçesi ortada yoktur. FETÖ ile mücadele edeceklerini ifade ediyorlarsa her türlü desteği vermeye hazırız. Ama önce darbenin kilit isimlerinden Mehmet Dişli’nin ağabeyi Şaban Dişli’yi başdanışman yapan zihniyetin bu tavrının sorgulanması gerekir” diye konuştu.
‘YARANMA ÇABASI UTANÇ VERİCİ’
AYM Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önünde eğildiği fotoğrafı hatırlatan Gök, “İktidar önünde yarı beline kadar eğilen AYM başkanı, ardından CHP’ye laf söylemeye çalışan Danıştay Başkanı gibi zihniyetlerin temsil ettiği adalet, Türkiye’nin geldiği noktayı göstermesi bakımından ibret vericidir. Bu hakimlerin iktidar partisine yaranma çabaları ve iktidar partisine taraf olma görüntüleri utanılası bir durumdur” dedi.
16 NİSAN GİBİ...
Levent Gök, tek adama dayalı bir rejimin hızla inşa edildiğini, buna karşı “16 Nisan referandumunda hayır diyenlerin oluşturduğu düşünce birliğinin bundan sonrasında da devam etmesi” gerektiğini söyledi. Gök, “Bu Türkiye açısından hayati önemde bir konu. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda her türlü sorumluluğumuzu yerine getirme gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
‘FEZLEKELERİ HAZIRLAYAN SAVCILAR İÇERDE AMA...’
HDP Grup Başkan Vekili ve Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da, yeni yasama yılında 5 milletvekilinin daha vekilliğinin düşürüleceği iddialarının, “siyasi soykırım operasyonlarına yenilerin eklenmesine hazırlık olarak yorumlanabileceği” değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım, “Bizim hakkımızdaki 600’ün üzerinde fezlekenin yüzde 85’inin savcı ve hakimleri cezaevinde. Siyasi iktidar kendisinin ilan etmiş olduğu bir terör örgütünün arkasına sığınarak bize dönük siyasi soykırım operasyonları icra ediyor. Benim örneğin 7 fezlekem var, altısının hakim ve savcısı içerde. Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürmesine sebep olan cezanın savcısı ve üç hakimi terör örgütü üyesi olmaktan ihraç edildi ve içerideler” dedi.
‘MECLİSİ FESHETMELERİ DAHA SAMİMİ OLUR’
AKP iktidarının işlerini darbe ile yürüttüğünü ifade eden Yıldırım, “1 Ekim’den sonra Meclisi feshetmelerini beklerim. Bu daha samimi ve dürüstçe bir yaklaşım olur” diye konuştu. Meclisin halkın iradesinin tecelli ettiği yer olmasını istediklerini belirten Yıldırım, şunları söyledi: “Diğer partiler bizi bağlamaz ama biz halktan altığımız vekalete layık olma çabası içerisindeyiz. Modernist ve popülist siyasetten uzak olduğumuz için eş başkanlarımız içerde ve bu siyasi soykırım operasyonlarının muhatabı olduk. Kenan Evren’in faşist anayasasının bile çiğnendiği, anayasal düzlemin devre dışı bırakıldığı, bunun bizzat iktidar ve Erdoğan tarafından gerçekleştiği bir süreci yaşıyoruz. Biz ısrarla halkın bize vermiş olduğu vekalete layık olmayı sürdüreceğiz.
Biz büyük direnç ve direnişle parlamento dışı siyaseti de etkin kılarak, ‘Durmayacağız, faşizmi durduracağız’ sloganıyla eylem ve etkinliklerimizi sürdüreceğiz. Meclis halkın bize vekalet verdiği önemli bir siyaset alanı, ama bizim için siyasetin başı ve sonu değil.”
‘İNADINA HUKUK İNADINA KALICI BİR BARIŞ’
Türkiye’de içinde bulunan süreçten “ortaklaşma” ile çıkılacağının altını çizen Ahmet Yıldırım, şöyle devam etti: “Bu ülkenin acılarını dindirecek, sorunlarını çözecek, sıkıntılarını giderecek her türlü ortaklaşmaya açık duruyoruz. Kimseye bir dayatmaya gitmeyiz. Son bir yılda yaşadıklarımızın iktidar tarafından daha büyük bir korformizm ile sürdürüleceğini düşünüyorum. Ama yine de iktidarın, tarihinin en zayıf dönemini yaşadığını düşünüyorum. İktidarın en iyi yaptığı şey toplumsal muhalefeti bölmek. Biz fiili ve meşru bir siyasetin içinden geliyoruz, bunu sürdüreceğiz. Bu iktidarı demokratik yollardan alaşağı etmezsek hiçbir zaman OHAL kaldırılmayacak, yargı tarafsız olmayacak. Hukuk ve demokrasi deyince iktidarı afakanlar basıyor. Son birkaç yılda insanlığa karşı suçlara nasıl bulaştıklarını, anayasal düzlemi nasıl ortadan kaldırdıklarını, hukuku nasıl çiğnediklerini, nasıl suçlar işlediklerini çok iyi biliyorlar. Onlar için bu suçların sorgulanmaması iktidarlarını sürdürebilmeleri için OHAL’in devam etmesi gerekiyor. Biz de halklarımızla birlikte toplumsal muhalefeti yükselterek inadına hukuk, inadına kalıcı bir barış, inadına demokratik bir siyaset mücadelesini yükselteceğiz.”
Evrensel'i Takip Et