06 Eylül 2017 02:01

Kuzey Kore krizi: Pasifik daha da ısınacak!

Kuzey Kore gerilimini Evrensel'e değerlendiren uzmanlar: ABD, Çin ve Japonya'nın çıkarları nedeniyle Doğu Asya ve Pasifik'te sular iyice ısınacak.

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Kuzey Kore’nin son nükleer denemesinin ardından başlayan tartışma devam ediyor. ABD, “Mümkün olan en sert tedbirlerin” alınması çağrısında bulunurken Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Güney Kore lideri ile telefonda görüşen ABD Başkanı Donald Trump, ise bütün seçeneklerin masada olduğunu söyledi. Güney Kore askeri tatbikata başlarken Rusya ve Çin’den ise itidalli açıklamalar geldi. Kuzey Kore’den ise son nükleer denemesi sonrasında yaptırım tehditlerini artıran ABD’ye yanıt geldi. Kuzey Kore’nin BM Daimi Temsilcisi Han Tae Song, ülkesinin ABD’ye ‘Yeni hediye paketleri göndereceğini’ söyledi.

Askeri müdahaleyi de içeren pek çok senaryonun gündeme geldiği krizi Evrensel'e yorumlayan uzmanlar şu tespitte bulundu: “Kuzey Kore’nin yaptıklarından bağımsız olarak zaten Doğu Asya ve Pasifik’te suların ısınacağı belliydi. Japonya yeniden bir askeri güç olmak istiyor. Çin, iyice güçlendi. Çin’in güçlendikçe birçok ülkede kara suları anlaşmazlığı baş gösterdi. ABD’nin çıkarları, Trump’ın ihtiyaçları, Rusya’nın hedefleri gibi sebepleri sıralamak mümkün.” 

‘ESAS DERTLERİ NÜKLEER TEKELLERİNİN KIRILMASI’

Prof. Dr. Ulaş Başar GezginKuzey Kore’nin ciddi bir nükleer güç olduğunu belirten Prof. Dr. Ulaş Başar Gezgin, esas meselenin ise büyük devletlerin nükleer güç olma tekelini ellerinde bulundurmak istemesi olduğunun altını çizdi. Gezgin, “Uluslararası kamuoyu, bilinçli olarak Kuzey Kore’nin nükleer denemelerine tepki göstermemizi istiyor. Ama ABD ve Fransa başta olmak üzere birçok nükleer güç bu denemeleri yaptı, yapıyor; oysa bunlar geçiştirildi. Asıl kabullenemedikleri, nükleer deneme yapılması değil, kendi nükleer tekellerinin kırılması” dedi. “Elbette ülkenin rejimiyle ilgili birçok eleştireceğimiz nokta var” diyen Gezgin, “Ancak, nesnel bir gerçek şu: Kuzey Kore nükleer bir güç olmasaydı, çoktan işgal edilmiş olurdu. Karşımızda çılgın bir diktatörün olduğu biçimindeki görüşü doğru bulmuyorum. Kuzey Kore, her hamlesini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu.

ABD İLE RUSYA’NIN ÇIKARLARI FARKLI

“ABD ile Rusya’nın konuyla ilgili çıkarları farklı” diyen Gezgin, “ABD, 2. Paylaşım Savaşı’nın galip gücü. Savaşın kazanan tarafında olması dolayısıyla, bütün Pasifik’i üslerle donattı. Bölgedeki en büyük Amerikan üssü, Güney Kore’de ve Japonya’da. Bu askeri üsler nedeniyle, iki ülke de, gerçekte büyük oranda müstemleke niteliğinde. Kuzey Kore’nin barış görüşmeleri için 60 yıldır birinci koşulu, Amerikan askerlerinin bölgeden çekilmesi. Yalnızca Güney Kore’de 30 bin Amerikan askeri var. Kuzey Kore’de Rus üsleri yok; Güney Kore’de Amerikan üsleri var. Dolayısıyla, ABD, savaşın doğrudan tarafı. Rusya ise, Sovyet mirası dolayısıyla savaşın tarafı. Doğu Avrupa’daki eski sosyalist ülkelerin neredeyse tümü AB’ye ve NATO’ya girdi. Rusya o taraftan kıskaca alınmış durumda. Orta Asya’da ve Kafkasya’da ülkeler Amerika ve Rus yanlısı yönetimlerce sık sık el değiştiriyor. Rusya oralarda da güvende değil. En son Ukrayna meselesinde bunu gördük. Yukarıdaki Gürcistan örneğine ek olarak, Kırım’ın ilhakı örneğini görüyoruz. Rusya mevziler kazanıp mevziler kaybediyor. Kuzey Kore, Rusya için hayati önemde değil; önceliği bile değil. Ancak, Güney Kore ve Japonya gibi bir müstemlekeye daha komşu olmayı istemeyecektir. Dolayısıyla, savaş düşük olasılık olsa da, savaş durumunda Rus askerini Kuzey Kore’nin tarafında göreceğiz” dedi.

ÇİN’İN YÜKSELİŞİ ABD’Yİ RAHATSIZ ETTİ

Çin’in yükselişinin ABD’yi rahatsız ettiğinin de altını çizen Gezgin şunları söyledi: “Amerikan askeri üsleri haritasına bakarsanız, Çin’in her tarafından kuşatılmış olduğunu görürsünüz. Araştırmacı Gazeteci John Pilger, son belgeselinde, ABD’nin de Çin’in de savaş tatbikatlarında birbirlerini hedeflediklerini ve gizlice bir nükleer savaşa hazırlandıklarını ileri sürüyor. Kuzey Kore’ye karşı ABD, Güney Kore’de bir hava savunma sistemi kurdu; ancak Çin, bunun aslında kendilerine karşı kurulduğunu düşünüyor. Çin de Kuzey Kore’ye olası bir saldırıda sessiz kalmayacaktır.” 

‘PASİFİK’TE SULARIN ISINACAĞI BELLİYDİ’

Bölgenin Ortadoğu’dan sonra yeni çekişme alanı olduğu değerlendirmelerine de değinen Gezgin, “Kuzey Kore’nin yaptıklarından bağımsız olarak zaten Doğu Asya ve Pasifik’te suların ısınacağı belliydi. Birkaç nedenle: Birincisi, Japonya yeniden bir askeri güç olmak istiyor. İkincisi, Çin, iyice güçlendi. Üçüncüsü, Çin’in güçlenmesiyle birlikte Vietnam başta olmak üzere birçok Güneydoğu Asya ülkesiyle kara suları anlaşmazlığı baş gösterdi. Çin, uluslararası hukuka aykırı bir biçimde, kendisinden oldukça uzak sular üstünde hak iddia etmekle kalmıyor, oralara yapay adaylar inşa edip üsler kuruyor. Bu durum, bölge ülkelerini ABD’ye yaklaştırıyor. Trump’ın iç politikadaki başarısızlığını örtmek için Kuzey Kore’ye saldırıp kendi başarısızlıklarını unutturmak yoluna saptığı olasılık dışında, Kuzey Kore’de bir savaş olacağını (Az önce andığım oyun kuramı dolayısıyla) sanmıyorum. Doğu Asya’ya müdahale, Rusya’nın ve Çin’in doğrudan ve beklemeden savaşa girmesine yol açacaktır” dedi.

MÜDAHALE DEĞİL YAPTIRIM

  • Doç. Dr. Hakan Güneş

İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ise Evrensel'e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Kuzey Kore’ye şu anda saldırı tehdidi yapan bir ülke var, ABD. ABD’nin elinde de birkaç seçenek var. Birinci seçenek doğrudan nükleer ya da askeri bir saldırı gerçekleştirmek, ikincisi nükleer tesislerini yok etmek (Bu çok daha olası görülüyor), üçüncü seçenek de ekonomik ve siyasi yaptırımların kapsamını maksimum genişletmek. ABD, şu anda bu üçüncü seçeneğe yoğunlaşmış durumda ama ikinci seçeneği de bir tehdit unsuru olarak tutuyor elinde. Fakat Çin, hem yaptırım politikasına hem de genel olarak bir askeri çözüm seçeneğine taraftar değil. Rusya aynı şekilde bundan rahatsız olduğunu ifade etti. Dolayısıyla BM Güvenlik Konseyinden ortak bir karar çıkması çok olanaklı görünmüyor” dedi.

‘ABD İÇERİDE SIKIŞTIKÇA SERT AÇIKLAMALAR YAPIYOR’

ABD’nin gerilime ilişkin açıklamalarına da değinen Güneş, “Kuzey Kore gerilimi Obama döneminden beri oldukça tırmanmış bir gerilimdi. Kuzey Kore’nin nükleer denemelerine başlamasıyla birlikte ortaya çıkmıştı bu gerilim. Trump’la başlayan bir gerilim değil. Ancak Trump dönemi bunu daha da tırmandırıyor (Trump’ın yaklaşımı sebebiyle). Bunun temel nedenini tabii ki çok kestiremiyoruz. Trump’ın nasıl bir dış politika izlediği, daha doğrusu izleyip izleyemediği konusunda büyük soru işaretlerimiz var. Önemlice bir kesim ve benim de katıldığım yorum, daha ziyade Trump’ın iç siyasette sıkışma dönemlerinde dış politikada sert açılımlar ve açıklamalar yaptığını gözlemliyoruz. Yani içeride sıkıştıkça dışarıda sert açıklamalar yoluna gidiyor. Asıl soru şu, bu gerçekten Kuzey Kore’ye dönük bir saldırıya dönüşebilir mi? Bunun ciddi maliyetleri var ama önce daha kapsamlı bir yaptırım paketi deneyecektir. Daha büyük bir sıkışma ve ihtiyaç halinde ise nükleer tesislerin yok edilmesi, fırlatma rampalarının olduğu tesislerin yok edilmesi gibi bir askeri operasyona kalkışmasını mümkün görüyorum ben de” dedi.


MÜDAHALE OLURSA ÇİN KUZEY KORE’Yİ SAVUNUR

BRICS toplantılarına ev sahipliği yapan Çin’de gündeme Kuzey Kore ve ABD arasında yaşanan nükleer kriz damgasını vurdu. Geçtiğimiz günlerde yapılan hidrojen bombası denemesinin Çin ve Güney Kore sınırlarından 5.1 şiddetinde bir sarsıntıyla hissedilmesinin ardından Çin bölgede barış ve istikrarın bozulabileceği konusundaki endişelerini dile getirdi. Birleşmiş Milletlerin Kuzey Kore’ye yaptırım kararını da onaylayan Çin Kuzey Kore’nin nükleer gücünü bir tehdit olarak görüyor. Buna karşın ABD’nin bölgede herhangi bir müdahalesinin söz konusu olması halinde Kuzey Kore’yi savunacağını da dile getiriyor. Geçtiğimiz sene Japonya, Vietnam ve Filipinler iş birliğiyle Güney Çin Denizi’ndeki bazı adaların Çin hakimiyetinden çıkarılması talebinde bulunan ve Asya-Pasifik’teki askeri gücünü daha görünür kılmaya çalışan ABD başarısızlığa uğramıştı. ABD’nin Kuzey Kore tehditleri Çin’de ABD’nin bölgedeki hakimiyet planlarının bir uzantısı olarak görülüyor. Çin’in Yeni İpek Yolu projesi adı altında yürürlüğe koyduğu ve Rusya, Hindistan, Pakistan’dan Batı Avrupa ve Türkiye’ye, Afrika ve Orta ve Güney Amerika’ya uzanan projelerin başında olan Çin ABD’nin saldırgan uluslararası politikaları karşısında kendisine barışçıl ve istikrar yanlısı bir liderlik profili çiziyor. ABD’nin Kore müdahalesiyle bölgedeki dengeleri altüst etmesinin asıl hedefinin Çin olduğu düşünülüyor.


TRUMP: KUZEY KORE İÇİN BÜTÜN SEÇENEKLER MASADA

Kuzey Kore’nin hafta sonu gerçekleştirdiği hidrojen bombası denemesinin ardından ABD Başkanı Donald Trump, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-In ile birer telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Merkel ile konuşmasında, “Kuzey Kore tehdidine karşı Beyaz Saray’ın tüm seçenekleri masaya yatırdığını” söyleyen Trump, Moon ile görüşmesi sonrası da Güney Kore’nin füze sınırlamalarını kaldırmaya karar verdiklerini açıkladı.
İki lider, Güney Kore’nin füzelerindeki savaş başlığı limitlerini kaldırmak üzere anlaştıklarını ilan etti. Trump ayrıca Güney Kore’ye “milyarlarca dolarlık” yeni silah ve mühimmat satabileceklerinin işaretini verdi.


RUSYA VE ÇİN’DEN İTİDAL ÇAĞRISI

Kuzey Kore’nin son nükleer denemesi üzerine pazartesi günü Çin ziyareti sırasında bir açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, “Atılacak her hatalı adımın büyük bir patlamaya yol açabileceği” uyarısında bulunmuştu.

Çin Dışişleri Bakanlığı da “tarafların çekingen davranacaklarına güvenildiğini” duyurmuş ve anlaşmazlığı azdırmak değil tansiyonu düşürmek gerektiğini söylemişti.

Çin ayrıca son nükleer denemeyi onaylamadığının Pyongyang’a açık bir dille iletildiğini sözlerine eklemişti.

Nükleer denemenin ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) son bir haftada ikinci kez olağanüstü toplandı. Toplantıda konuşan ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley Kuzey Kore’yi “savaş için yalvarmakla” suçlarken, diğer üyelere “Mümkün olan en sert tedbirlerin” alınması çağrısında bulundu.

ÖNCEKİ HABER

Denizlerin avukatlarından Sadık Akıncılar hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

HDP, AYM önünde vicdan ve adalet nöbetine başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa