Saya işçileri: Tencere parasız kaynamaz
Zam talebiyle iş bırakan saya işçileri, direniş nedenlerini tek bir cümleyle özetliyor; 'Tencere parasız kaynamaz'
Volkan PEKAL
Cumali AKKAŞ
Adana
Ücretlerine zam talebiyle iş bırakan ve eylemleri kazanımla sonuçlanan saya işçileri direnişe çıkma nedenlerini tek bir cümleyle özetliyor: “Tencere parasız kaynamaz.” Ayakkabı üretiminin en zor, zahmetli ve yıllara dayanan ustalık gerektiren aşaması olan sayacılar yaptıkları için karşılığını alamıyorlar. Kendilerine iş veren büyük ayakkabı firmalarından yaptıkları işin karşılığını almak bir yana, ücretlerinin her yıl artan mutfak, fatura, kira, okul gibi temel masrafları bile karşılayamaz hale geldiğini ifade eden sayacılar, geldikleri noktayı “Ürettiğimiz ayakkabıları alamıyoruz” diye anlatıyor.
‘ÜRETTİĞİMİZ AYAKKABILARI ALAMIYORUZ’
48 yaşında sayacılık işine 35 yılını veren Ayhan Usta, giderleri her geçen gün artarken ücretlerinin yerinde sayması üzerine iş bırakma eylemine başladıklarını anlattı. 2 çocuk babası olan Ayhan Usta, “Okullar açılıyor. 5 lira harçlık, 5 lira yol parası... Sadece iki çocuğun günlük masrafı 20 lira. Ben hiçbir şey yapmayayım. Yol parasıydı, yemeğiydi, sigarasıydı dükkanın günlük masrafı kafadan 20 lira. 5 tane de ekmek alsan... Tencere de parasız kaynamaz. Sana gelince patron ‘Para kazanamıyoruz’ diyor. Çocuklarını özel okullara gönderiyorlar.
Göndermesinler’ demiyoruz ama o pastadan biz de payımızı alalım” diyerek önümüzdeki yıllarda da zamlarını isteyeceklerini söyledi.
Bundan 20 yıl önce her hafta eve bir çeyrek altın götürdüğünü dile getiren Ayhan Usta, “O zaman kazandıklarımızla iyi kötü ev sahibi olduk. Şimdikilerin çoğu ya kirada ya anne, babalarının evlerinde. Ürettiğimiz ayakkabıları alamıyoruz. Yüz lira verip bir ayakkabı almak zorumuza gidiyor. Primlerimi yatırırsam 3-4 yıl sonra emekli olacağım. Şimdiki sayacıların o şansı da düşük” diye konuştu.
‘ULAŞIM 5 YILDA 2 KATINA ÇIKTI, SAYA ÜCRETİ DEĞİŞMEDİ’
1500 liralık bir işin 600-700 lirasını masraf olarak harcadıklarını ifade eden Ahmet Topatan, bazı saya işçileri iki ortak çalıştığını, kişi başına haftalık 450 lira düştüğünü söyledi. Topatan, hem ellerine geçenin az olduğunu hem de çalışma sürelerinin fazla olduğunu dile getirdi. Saya dikerken aldıkları her şeyin iki üç katı arttığını vurgulayan Topatan, “4 sene önce 4 liraya aldığımız iplik bobini bugün 8 lira oldu. Arastada 2 bin liradan aşağı kira yok, elektriğe, suya iki katı zam geldi. Daha geçen günlerde ulaşıma 25 kuruş zam geldi. Sayanın fiyatı değişmedi. En son aldığımızda Adana’da ulaşım 1.25 liraydı. Şimdi 2.5 lira ama saya fiyatı aynı” dedi.
‘PATRON HER YIL ARABA DEĞİŞTİRİYOR’
Saya dikerken yaptıkları masrafın dışında herkesin ev geçindirdiğine değinen Topatan, önceden elleri torba dolu döndükleri pazardan şimdi birkaç parça ile döndüklerini ifade etti. Okulların açılmak üzere olduğunu aktaran Topatan, bir çocuğunun bu dönem üniversiteye hazırlanacağını hazırlık parası veremeyeceğinden, çocuğunun ya çalışıp hazırlık parası çıkartacağını ya da evde hazırlanacağını dile getirdi. Önceden diktikleri bir saya ile kebap yiyebiliyorken şimdi, 4 liralık döner için 2 saya dikmeleri gerektiğini vurgulayan Topatan, “Saya beleşten biraz pahalı oldu” diye konuştu. Arastada çalışan birçok işçinin bisikletle işe geldiğini aktaran Topatan, aynı arastaya ayakkabı patronlarının son model arabayla geldiğine dikkat çekti. Zam istediklerinde ilk başta patrondan “Kazanamıyoruz” yanıtını aldıklarını ifade eden Topatan, işçisinin bisikleti aynıyken patronun her yıl araba yenilediğini, kimin kazanamadığının ortada olduğunu dile getirdi.
İSTANBUL’DAKİ SAYACILAR DA HUZURSUZ
İstanbul'da da çok çalıştığını, Adana’da İstanbul piyasasının yarısına saya diktiklerini ifade eden Mehmet Kar, artık yaşayamaz duruma geldikleri için iş bıraktıklarını söyledi. 3 yıl önce senelik 2 bin lira kira veren birinin bu yıl bir evde 5 bin liraya oturduğunu, ekmeğe ve diğer gıda maddelerine en az yüzde 40 zam geldiğini dile getiren Kar, “Biz çok cüzi rakamlara dikiyoruz. O da bizi çok sıkıyor. Bizim 5 yıldır istediğimiz sadece yüzde 25 zam” dedi.
Günde 14 saat çalışarak haftada eline 350-400 lira geçtiğini ifade eden Kar, “Yıllık hesaba vurursan haftalığım 200 liraya geliyor. ‘Neden?’ derseniz; sezon değişimi olunca yılda 3 ay boş geziyorum. Boş gezdiğim günleri ve 8 saatten fazla çalışmamı çıkarırsan haftalığım 200 lira oluyor. Bunu artırmak için 14 saat çalışıyorum. Sigortam yok. Onu da ödersek çocuklar taş kemirecek” diye konuştu. Mesleklerinde işçi kesiminin kıt kanaat geçindiğini ifade eden Kar, “Buradakilere bir bakın herkes ya tütün içer, ya kaçak sigara içer. İstanbul’a sürekli gidip geliyorum. Onlar bizim iki katımız ücret alıyor. Ama onlar da huzursuz” diye konuştu.
SAYA NEDİR, SAYA İŞÇİSİ NE YAPAR?
Saya, ayakkabıların yumuşak olan üst bölümüne deniyor. Saya işçileri ise doğal ya da yapay derilerle tekstil ürünlerinden kesilmiş parçaları makinelerle işleyerek ayakkabı modeline uygun hale getiriyor. Bir saya işçisinin tek bir ürün için yaptığı işlem şöyle gerçekleşiyor: Saya tıraş bıçağı ya da tıraş makinesi ile inceltilmesi gereken yerler tıraşlanıyor. Tıraşlanan yerlere boya ve yakma işlemi uygulanıyor. Kıvırma yapılacak yerler elde ya da makinede yapıştırıcı sürülerek kıvrılıyor. Mermer üzerinde sayaya astar yapıştırıcı sürülüp, birleştirilen parçalar saya makineleri yardımıyla modele uygun şekilde dikiliyor.