Diyarbakır’da binler: Türkiye'nin barışa ihtiyacı var
Diyarbakır'da buluşan binler: Ne yaparsanız yapın halkları birbirinden koparamazsınız, her şeye rağmen adalet diyeceğiz.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), “Durmayalım, faşizmi durduralım” şiarıyla başlattığı kampanya kapsamında Diyarbakır’da “Vicdan, Adalet ve Demokrasi Mitingi” gerçekleştirdi. Mitinge katılan binlerce kişi adalet ve barış sloganları attı.
HDP, Diyarbakır’da “Vicdan, Adalet ve Demokrasi Mitingi” düzenledi. İstasyon Meydanı’nda yapılan mitinge HDP Milletvekilleri Osman Baydemir, Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca, İmam Taşcıer, Nimetullah Erdoğmuş, Mahmut Toğrul, Mehmet Ali Aslan, Leyla Birlik, Ahmet Yıldırım, Nihat Akdoğan, Nadir Yıldırım, DTK Eş Başkanları Leyla Güven ve Berdan Öztürk’ün yanı sıra binlerce kişi katıldı.
Diyarbakırlılar, mitinge saatler kala meydanına akın etmeye başladı. Arama noktalarında ise yurttaşlar ve gazeteciler uzun süre bekletildi. Ayrıca polis, miting alanında çalınacak parçaları da mercek altına aldı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın seslendirdiği “Bir selamın gelsin baş göz üstüne” parçasının da içinde yer aldığı 10’a yakın eser polis tarafından çalma listesinden silindiği öğrenildi. Mitinge katılanlar HDP bayrakları taşırken, alanın çeşitli yerlerine “Demokratik Hukuk İlkeleri Çiğnenemez, Gençlerin Bugünü ve Geleceği Karartılamaz, Emekçilerin Sosyal Hakları Gasbedilemez, Demokratik Siyaset Tasfiye Edilemez” pankartları asıldı. Alanda sık sık “Direne direne kazanacağız” sloganı atıldı. Mitingde İstanbul’daki laiklik mitingine ve açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya selam gönderildi. Mitingde ayrıca tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağı’nın gönderdiği mesajı da okundu. Mesajında aşizme asla boyun eğmeyeceklerini söyleyen Yüksekdağ,“Yıkılan kentlerimizi yeniden kuracağız, yaralarımızı birlikte saracağız. Bu topraklara eşitlik ve özgürlüğü Türkiye halkları ile birlikte getireceğiz. Özgürlük halayına hep birlikte duracağız. Ve elbette; vardık, varız, var olacağız” dedi.
Mitingin açılış konuşmasını yapan HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Gülşer Özer, her yerde adalet arayışının devam ettiğini belirterek, “Bugün cenazeleri ayırıyorsunuz, ne yaparsanız yapın halkları birbirinden koparamazsınız, her şeye rağmen adalet diyeceğiz. Demokrasi, özgürlük, barış için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Cebbar Leygara da tüm baskılara karşı mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.
‘KÜRDE YAPILANLARIN HESABI VERİLECEK’
Daha sonra konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, Diyarbakır’ın aklı ve yüreğiyle her zaman haklı ve dik durduğunu söyledi. Erdoğan’ın, Sur’da devam eden kentsel dönüşüme dair açıklamalarına dair konuşan Yiğtialp, Sur’u kentsel dönüşüm açacaklarını söylediler. Sur’u kime açtınız, orada kim müteahhitlik yapıyor. O halk nereye gidecek? O halkın hayatına, geçmişine, geleceğine karşı nasıl hesap vereceksiniz? Bu halkın evlatlarını kaybettikleri için, sokaklarda bekletilen cenazeler için, cenazeleri kimsesizler mezarlığına defnettiğiniz için, bu halkın yaşadığı yeri yakıp yıktığınız için, bu halkın iradesiyle sandığa gidip seçtiği belediye başkanlarını tutukladığınız için, belediyelerine kayyım atadığınız için hesap vereceksiniz” dedi.
‘O MEZARA FAŞİZMİ GÖMECEĞİZ’
Yiğitalp’in ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ise 7 Haziran öncesi Diyarbakır’da yaptıkları mitinglerinde patlatılan bombayı hatırlatarak, “5 Haziran’dan sonra arka arkaya çok katliamlarla karşılaştık. Yaratılmak istenen bir korkuydu, biliyoruz. Sandıkta kaybedeceklerini biliyorlardı, o IŞİD bombası o yüzden burada Diyarbakır’da patladı. Bunu neden hatırlamamız lazım? Bugün nasıl bir düzende yaşadığımızı hatırlamak için buna ihtiyacımız var. 5 Haziran’dan sonra gelen Suruç, Ankara katliamları ve saldırılar, halkların buluşmasını engellemek için gerçekleştirilen devlet eliyle, gözetiminde, siyaseti şekillendirmek için gerçekleştirilen katliamlardı” dedi.
Kemalbay, "Hatun annemizi Ankara’da defnedemedik. Irkçı saldırı ile karşı karşıya kaldık. Hatun anneyi doğduğu topraklara göndermek zorunda kaldık. Onu defnedemediğimiz yere, Türkiye halkları olarak faşizmi gömmek istiyoruz. Faşizmi gömersek, halklar o zaman birlikte eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilir. Hatun anneye yapılan saldırı, 5 Haziran saldırı gibi aynı odaklar tarafından gerçekleştirilmiştir." dedi.
‘90 YILDIR KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜ BEKLENİYOR’
Bu süreçten sonra demokratik siyasetin rehin alındığını belirten Kemalbay, “Bütün mesele tek adam rejimini kurma meselesidir. Tek adam rejimi neden kurulmak isteniyor, bu ülkenin kadim bir Kürt sorunu var. Bu sorun 90 yıldır çözüm bekliyor. Türkiye halkları 90 yıldır çözümsüzlüğün bedelini ödüyor. Emekçiler, işçiler bu savaşın faturasını ödüyor. Sesi soluğu duyulmayan on binlerce işsizler, bu savaşın faturasını ödüyorlar. Türkiye halklarının bu kadar gözyaşına dur demesi lazım. Sarayda oturanların hiçbir sorunu yok. Onların tek derdi Kürt sorununu bastırmak, kendi koltuklarını ve sermayelerini büyütmek. Onun için bu savaşı sürdürmekte kararlıdırlar. Halklarımıza kaosu, katliamları, saldırıları reva görüyorlar” dedi. Herkesin eşit bir şekilde yaşaması gerektiğini söyleyen Kemalbay, “Hatun annemizi Ankara’da defnedemedik. Irkçı saldırı ile karşı karşıya kaldık. Hatun anneyi doğduğu topraklara göndermek zorunda kaldık. Onu defnedemediğimiz yere, Türkiye halkları olarak faşizmi gömmek istiyoruz. Faşizmi gömersek, halklar o zaman birlikte eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilir” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN BARIŞA İHTİYACI VAR’
Türkiye’nin bir barışa ihtiyacı olduğunu dile getiren Kemalbay, “Türkiye’nin bir barışa ihtiyacı var. Katliamların, kutuplaştırmanın sebebi bizim barış içinde yaşamıyor oluşumuzdandır. Neden demokrasi projesini Türkiye halklarının özgür yaşamı için fırsata çevirmiyoruz. Türkiye demokrasi güçlerinin önünde duran sorun budur. Demokrasi güçleri tek adam rejimini yıkmak istiyorsa, militarist, ırkçı, talancı, rantçı sistemi yıkmak istiyorsa bu sese kulak vermeli. Yeni bir yaşamı birlikte kurmak için Sayın Abdullah Öcalan’ın tecridinin ortadan kaldırılması, demokratik çözüm için, birlikte yaşam için hep birlikte tecridi kaldırmak için mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Tecrit kalkmalı, yeni yaşam el birliğiyle demokrasi güçlerinin birliğiyle oluşturulmalıdır. Faşizmi durdurmak için birlikte mücadele yürüteceğiz. Ya hep birlikte ya hiç birimiz” dedi.
‘CENAZE SALDIRAN IRÇILIK ŞERBETİ İÇMİŞLERDİ’
Kemalbay’ın ardından konuşan HDP Sözcüsü Osman Baydemir ise iktidarın bir halkı hakkı olan isteğinden zorla vazgeçirmeye çalıştığını ifade ederek, “Yol yakınken henüz yaraları sarmanın imkanı varken bu ülkeyi mezarlığa, kabristana çevirmekten vazgeçin” dedi. Baydemir, konuşmasında şunları kaydetti: “Ey Erdoğan, Ey Bahçeli, vazgeç bu sevdadan. Onların bildiği tek bir şey var ölümle, cenazeyle, kutuplaştırmakla ülkeyi yönetmek. Bakın Hatun Ana’nın cenazesine saldırı düzenlendi. İnsanlıktan nasibini almayan barbarlar bir yandan cenazeyi kaldırıyorlardı. Bir yandan da Kürt halkına, Ermeni halkına, Alevi inancına da küfür ve hakaret ediyorlardı. Şimdi AKP Genel Başkanı Erdoğan, çıkıp dedi ki ‘O insanların bazıları içmişlerdi.” Ben ve arkadaşlarımın tamamı oradaydık. Bunların barbarlığı ortaya koydukları sırada bir yandan hakaretlerini, öte yandan da suphanallah, suphanallah diye tekbir getiriyorlardı. Bu aynı zamanda inancımıza, imanımıza, itikadımıza bir saldırıydı. Sen neyi kastediyorsun bilmiyorum, Erdoğan, ama onlar gerçekten bir şey içmişlerdi. 2 yıldır bu topluma vermiş olduğun ırkçılık şerbetini içip gelmişlerdi” dedi.
Yapılan konuşmalardan sonra sahneye çıkan sanatçılarla müzik dinletisi yapılmasıyla miting sona erdi. (Diyarbakır/EVRENSEL)