18 Eylül 2017 08:31

Zaman gazetesi davası 14 ay sonra başladı

Kapatılan Zaman gazetesinin eski yazar ve çalışanlarının da aralarında olduğu 31 kişinin 'darbe girişimi'nden yargılandığı dava görülüyor.

Paylaş

668 sayılı KHK ile kapatılan Zaman Gazetesinin Eski Yazarları; Şahin Alpay, Ali Bulaç, Mümtaz’er Türköne, Ahmet T. Alkan, Nuriye Akman ve Mustafa Ünal ve aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 30 medya çalışanının “darbe girişimi” ve “FETÖ/PDY üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı dava görüldü.

Silivri Ceza İnfaz Kurumu Kampüsündeki adliye binasında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davayı AKP Milletvekili İsmet Uçman, HDP Milletvekili Altan Tan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Gazeteci-Yazar  Hasan Cemal ve Article 19’dan Georgia Nash de izledi. 

Kayyım öncesinde Zaman gazetesinin yöneticisi olan ve 3 Haziran 2017’de tutuklanan Adil Gülçek’in dosyasının da davayla birleşmesi nedeniyle davada sanık sayısı 31, tutuklu sanık sayısı ise 22’ye çıktı. İlk savunmayı Cihan Medya’nın eski yöneticilerinden, tutuklu yargılanan Ahmet Metin Sekizkardeş yaptı. Sekizkardeş, “Suçun şahsiliği ilkesi doğrultusuna şahsıma iletilmiş net bir suçlama yoktur. Ben Cihan Medya Dağıtım Şirketi yöneticisi iken hangi kararımla suç işlemişim, lütfen acıkansın. Zaman ve fiil bildiren suçlama yoksa derhal tahliye edilmem gerekir”  dedi. Sekizkardeş, beraatini istedi. 

Cihan Medya AŞ Dağıtım Direktörü, tutuklu yargılanan Alaattin Güner savunma yaptı.
Suçlamaları kabul etmeyen Güner, “Bugüne kadar hiçbir örgüte üye olmadım, netice itibariyle ülkesini seven biriyim, ülkemin kötülüğünü isteyeni de lanetliyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi. 

'DEVLET BU ÖRGÜTÜ BİLMEMİŞSE, BENİM GİBİ BİRİ NASIL BİLEBİLİR?'

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç savunmasında, “Savunma hakkı kutsaldır’ deniliyor. Bana getirilen dökümana 3 gün sonra ulaştım. Avukatım ile 10 dakika görüştürüldüm. 14 aydır ilk defa savcı yüzü ve mahkeme gördüm. 14 ay boyunca kendimi cezaevinde olarak değil, manevi hastanede hissettim” dedi. 15 Temmuz’un bir “terör” eylemi olduğunu savunan Bulaç, “Bülent Arınç, Binali Yıldırım, Süleyman Soylu, Bekir Bozdağ, Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile daha nicesi ‘FETÖ’yü öve öve bitiremedi zamanında. Devletin en tepesindeki insanları bu örgütü bilmemişse benim gibi birisi nasıl bilir? Benim bu örgütü bilmeme hakkım yok mu?​” dedi. Bulaç, tutukluluğunun 17-25 Aralık sürecinden kaynaklandığını söyledi. 

MÜMTAZER TÜRKÖNE SAVUNMASINI TAMAMLADI

Davada tutuklu olarak yargılanan Mümtazer Türköne savunmasını tamamladı. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusü karşısında bulunan binada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada ifade veren Türköne, “Darbe yargılamasında bulunuyorum. 15 Temmuz'da bir kalkışma yaşandı. Bu kalkışmayla halk baş etti ve parlak bir başarı kazandı. Halk sokağa döküldü, sokağa dökülenlerden biri de bendim" diyerek savunmasına başladı.

''DARBECİLERİ YAĞLI KAZIĞA OTURTMAK LAZIM' DEDİM'

Türköne, darbe sanığı olmanın yanında, darbelere karşı aldığı tavırla da bir sicili olduğunu ifade ederek darbelere karşı tonlarca yazı kaleme aldığını söyledi. Darbelerin önlenmesi, darbecilerin caydırılması, bu konuda cesaret gösteren, gündem oluşturan aydın, yazar ve aktivist olarak kendini tanımlayan Türköne, “'Darbecileri yağlı kazığa oturtmak lazım' diye bir cümle kullandım ve bu nedenle o dönemde çok tepki aldım. 15 Temmuz'da evde oturuyordum. Telefonum çaldı, darbe teşebbüsünü Ali Bulaç'tan öğrendim. 'Darbe başarılı olursa bizi yağlı kazığa oturturlar' dedim. Darbe başarılı olsaydı darbeciler 'Sen miydin bizi yağlı kazığa oturtan' diyebilirlerdi. 'Başarısız olurlarsa Silivri yolunu tutarız' dedim" İfadelerini kullandı.

'28 ŞUBATI ENGELLEMEK İÇİN ÇOK ÇABA SARF ETTİM'

“28 Şubat'ı engellemek için çok çaba sarf ettim" diyen Türköne, "2007 e-muhtırasında en sert yazıları ben yazdım. Ak Parti Kapatma davasında savunmanın önemli bir kısmını ben yazdım. 'Sözde askerler' diye bir kitap yazdım. Bu kitabın 22. Sayfasında '…Darbeleri önlemek için hayatımı vermeye hazırım, darbeler zarar verdi bu ülkeye. Bir asker darbeci ise bu, onun vatan haini olmasını engellemiyor' diye yazdım. Darbecilere karşı tavrım 15 Temmuz günü de devam etti. Attığım twetlerle darbenin bir ihanet olduğunu, meşru hükümetin yanında olduğumu söyledim. Cumhurbaşkanı halkı sokağa davet etmeden önce köprüye gitmek için yola çıktım" diye konuştu.

'ASKER BENİ AYAĞININ ALTINDA ÇİĞNEDİ'

Asker çocuğu olduğunu ve 1961 yılında 5 yaşındayken annesinin sabaha kadar ağladığını anlatan Türköne, "17 Eylül Menderes'in asıldığı gündü. Çocuklar annelerini ağlatanları affetmiyor. 12 Eylül darbesinin ardından da yargılandım, tutuklu kaldım. Mamak'ta tutuklu kaldığımda annem ziyaretime geldi. Annem bana bakarken asker beni ayağının altında çiğnedi. Bir copla 2 saat dövüldüm" şeklinde konuştu.

'DARBENİN MALİYETİNİN NE OLDUĞUNU BİLDİĞİM İÇİN 15 TEMMUZ'DA DA AYNI DAVRANIŞI GÖSTERDİM'

Darbelerle ülkenin ateşe atıldığını söyleyen Türköne “Bir darbenin maliyetinin ne olduğunu bildiğim için 15 Temmuz'da da aynı davranışı gösterdim. Beni kimse darbecilikle suçlayamaz. Aydınlar arasında darbe konusunda topluma önderlik eden, benim aldığım riski alan bir başkası var mı? Yanıma yaklaşan biri yok" dedi.

'BÜSTÜMÜ ÇAĞLAYAN ADLİYESİ'NİN ÖNÜNE DİKSİNLER'

Türköne, “Yargılamalar bitip, her şey yerli yerine oturduğunda '15 Temmuz darbesinin arka planda engellenmesinde çaba harcayan kim var?' diye sorarlarsa ilk sırada ben varım. Benim büstümün dikilmesi gerekiyor. Vasiyetimdir, öyle bir şey olursa büstümü Çağlayan Adliyesinin önüne diksinler" şeklinde konuştu.  

TAHLİYESİNİ VE BERAATİNİ İSTEDİ

“15 Temmuz öncesinde 'Ordu göreve' ve 'Genç subaylar rahatsız' şeklinde yazılar olmadı. Bizim sayemizde olmadı. Bizim yazdığımız yazılar aslında iktidarın bağışıklık sistemini yükseltmek için yapılan aşı gibidir" diyen Türköne iddianameyi de eleştirdi. Türköne savunmasının sonunda beraatini ve tahliyesini talep etti. Duruşma sanık savunmalarının alınmasıyla devam ediyor. 

DAVADA YARGILANAN İSİMLER 

Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Ali Bulaç, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Mümtaz’er Türköne, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şahin Alpay, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Adil Gülçek tutuklu olarak,  Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Süleyman Sargın, Osman Nuri Arslan, Osman Nuri Öztürk, Lale Kemal (Lalezar Sarıibrahimoğlu), Nuriye Ural, Orhan Kemal Cengiz tutuksuz olarak yargılanıyor. Sanıklardan İhsan Duran Dağı hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.

31 şüpheli hakkında “Darbeye teşebbüs” suçundan 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan da 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor. 

KARAYEĞEN: DARBEYE HEP KARŞI ÇIKTIM

Tutuklu sanıklardan İbrahim Karayeğen, gazeteci olduğunu, 12 yıldır Zaman Gazetesi'nde gece editörlüğünü yaptığını belirterek, gece editörlüğünün sorumluluğu hakkında bilgi verdi. 'Zaman gazetesinden neden istifa etmedin' gibi bir sorunun kendisine sorulabileceğini, ancak çocuğu olduğunu bunun kolay olmadığını belirterek, “Cüzdanımdan 1 dolar çıkmış, ben hükümeti cebimdeki bir dolarla mı yıkmaya çalıştım? 1 dolarla beni suçlu mu ilan edeceksiniz" diyerek cüzdanında 1 doların yanında başka dolarların da olduğunu belirtti. Karayeğen 'ByLock' programını telefonuna indirmediğini ve kimseyle de mesajlaşmadığını söyledi. 

“Darbeye katıldığım ve terör örgütüne üye olduğuma dair tek bir kanıt varsa en ağır cezaya razıyım" diyen Karayeğen, işini iyi yapmaya çalışan, ekmek parası için çalışan bir gazeteci olduğunu belirtti. Yasal bir gazetede çalıştığı için yargılanmasının hukuka sığmadığının altını çizen Karayeğen, “Şiddete karışmayan, sicili tertemiz bir insanım. Ne darbeci ne de örgüt üyesiyim. Darbeye hep karşı çıktım. 15 Temmuz'u da yapanların da en ağır cezaya çarpıtılmasını istiyorum. Suçsuzum, beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Adalet istiyorum" ifadelerini kullandı.

CUMA KAYA: DARBEYE TEŞEBBÜSÜ LANETLİYORUM 

Cuma Kaya da “Darbeye teşebbüsü lanetliyorum. Ben suç işlemedim. Örgüt üyesi değilim. Ben böyle bir eylem içinde olmadım. Ben milletine ve devletine bağlı bir insanım. 14 aydır tutukluyum. Kirada oturuyorum, çocuklarım var, tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.

Sanık İsmail Küçük de Bank Asya'ya para yatırmadığını sadece maaş hesabının olduğunu belirterek, suçlamaları reddetti.

Sanık Murat Avcıoğlu da 15 Temmuz'da sokağa çıkarak darbe girişimini protesto ettiğini belirterek,  ByLock kullanmadığını, bağış yapmadığını ve bütün örgütleri de lanetlediğini söyledi.

MUSTAFA ÜNAL: İDDİANAME TAHLİYE DİYE BAĞIRIYOR 

Mustafa Ünal ise “Darbelere karşı yazılar yazdım. Hiçbir terör örgütü içinde yer almadım. Yasal sınırlar içinde yazılar yazdım" dedi. İddianameyi eleştiren Ünal, iddianamede yer alan yazılarının basın ve ifade özgürlüğü kapsamında kaleme aldığını vurgulayarak, bunların suç olarak iddianamede yer almasını eleştirdi. “İddianame tahliye diye bağırıyor" diyen Ünal, tahliyesini ve beraatini istedi.

19 tutuklu gazeteci savunma yaptığı ilk duruşma sona erdi. Mahkeme heyeti, duruşmayı bir gün sonraya erteledi.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 8 ARALIK'TA

Ertesi gün (19 Eylül Salı) aldığı karada mahkeme heyeti, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay ve Ali Bulaç’ın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanığın tahliye taleplerinin reddine karar verdi ve duruşma 8 Aralık’a ertelendi.

NE OLMUŞTU?

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Fethullah Gülen Cemaatine yakınlığı ile bilinen medya kuruluşlarına yönelik operasyonlar başlamış, onlarca gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmıştı.  Sanıklardan Osman Nuri Öztürk, Süleyman Sargın, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Faruk Akkan, Mümtaz’er Türköne, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Lale Kemal, Ali Bulaç, Sedat Yetişkin, Murat Avcıoğlu, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen, Osman Nuri Arslan ve Nuriye Ural 27 Temmuz 2016’daki ilk gözaltı dalgasında gözaltına alınmıştı. Sanıklar 4 Ağustos’tan itibaren çeşitli tarihlerde tutuklandılar. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Irak Yüksek Mahkemesi'nden 'referandum' kararı

SONRAKİ HABER

'Kiliseden çıkan Ermenileri 'Sizlere ölüm' diye taşladılar'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa