İspanya komünistleri: Faşizm canlandırılmak isteniyor

İspanya Marksist Leninist Komünist Partisi- PCE (m-l), yazılı açıklama yaparak, dozunu arttırdığı tehditlerini yerine getirmeye başlayan muhafazakar Mariano Rajoy hükümetinin, Katalonya’da 1 Ekim referandumu ilan edilir edilmez baskı makinesini harekete geçirmesine tepki gösterdi. 

Halk Partisi (PP) hükümetinin olağanüstü hal koşulları uygulayarak resmi hakları ortadan kaldırdığına dikkat çekilen açıklamada, “Memurlar tehdit ediliyor, web siteleri kapatılıyor, yayınlar kaçırılıyor, mitingler polis tarafından erteleniyor, propaganda materyallerine el konuyor, 700’den fazla belediye başkanına soruşturma açılıyor, Katalonya’ya gönderilen yüzlerce polis sandık arıyor ve yurttaşlara baskı uyguluyor, bir Anayasa Mahkemesi iktidarın kuklası gibi hareket ediyor, savcılık tutuklamakla tehdit ediyor...” denildi. 

KATALAN BURJUVAZİSİNİN DE PAYI VAR

Bu gelişmelerin “aslında hiç gitmeyen faşizmin yeniden canlanması” olarak nitelendirildiği açıklamada, Katalan ulusalcı burjuvazisi de; İspanya halklarına dayanışma çağrısı yaparken, ’78 rejimi ile köprüleri atacak radikal bir dönüşüm olmadan gerçek anlamda kendi kaderini tayin hakkının yaşama geçmeyeceğini bildiği halde buna uygun davranmamakla eleştirildi. 

Katalan burjuvazisinin temsilcilerinin tüm bu yıllar boyunca merkezi hükümetlerin iş yasası değişiklikleri de dahil vahşi yasaları desteklediği hatırlatıldı ve bugünkü siyasi krize gelen süreçte payı olduğuna dikkat çekildi. 

BURJUVA DEVLETİN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI

1 Ekim bağımsızlık referandumunun burjuva devleti demokratik kıyafetini üstünden alarak  gerçek karakterini ve “Komünistlerin sık sık tekrarladığı üzere demokratik ve sosyal hakların üzerinde bir yük, halklar için bir cezaevi olan ’78 Monarşi Rejimi reforme edilemezliğini” ortaya çıkardığı denilen açıklamada, “Bu nedenle, olası bir bağımsızlık bir yana, kendi kaderini tayin hakkı için Katalonya referandumunun, monarşik devleti frenleyecek bir kopuş noktası olabilir” ifadeleri kullanıldı. 

‘GÖRÜNEN SOL’ PATİNAJ YAPIYOR!

Meclisteki ‘sol’ partilere de sert eleştirilen yönelten İspanya Komünist Partisi (m-l) halkların kendi kaderini tayin hakkının ilkesel bir mesele olduğunun altını çizdiği açıklamada, “görünür sol”un yöneticilerinin formalitelerin ardına saklanarak monarşi rejimi altında “koşullu referandum” talep etmesinin “yüz kızartıcı” olduğu eleştirisi yaptı. 

Açıklamada, “Mesele teknik değil, ideolojik ve politiktir; basitçe ’78 rejimine bir alternatifleri bulunmamaktadır. Bunu zaten 2014’te, Borbon’un (Bir önceki kral kastediliyor) görevden çekilirken halk mücadelesi zirve yaptığında, açıktan cumhuriyetten yana tutum almaktan kaçınarak göstermişlerdi. Şimdi de devletin artan baskısını haklı çıkarmak için ölü kelimelerden oluşan bir yasaya sığınmasına gerekli yanıtı vermeyerek aynı patinajı yapıyorlar” ifadeleri kullanıldı. 

ANTİFAŞİST-CUMHURİYETÇİ CEPHE ÇAĞRISI 

Katalan halkının önemli bir çoğunluğunun ‘yasal’ olsun olmasın, meşru olan kendi kaderini tayin hakkını kullanmak istediğine ve önemli bir bölümünün de 1 Ekim’de bu hakkı pratiğe geçireceğine dikkat çekilen açıklamada, “Devrimcilerin görevi, hiçbir zaman, meselenin teknik yanlarıyla uğraşmak değildir, aynı şekilde, demokratik haklar ve faşizme karşı mücadele de Katalan halkına özel bir mücadele değildir. Bugün yapmamız gereken, tüm enerjimizi (faşist) Franco döneminin mirası olan monarşik devletin siyasi olarak zayıflatılması sürecinin derinleştirilmesine harcamaktır. Bu, tüm İspanya halklarına düşen bir görevdir” denildi. 

İspanya Komünist Partisi (m-l), Katalanların kendi geleceklerine karar verme hakkının tereddütsüz desteklenmesi, zora ve hakların tahrip edilmesine karşı mücadele, devletin halklarımızın ve sınıfın yaşamsal sorunlarıyla yüzleşmekteki yetersizliğini mahkum ederek geniş bir antifaşist cumhuriyetçi cephenin hayata geçirilmesi ve referandumun sonucundan bağımsız olarak, PP hükümetinin baskı dalgasına gerekli yanıtın, rejimden kopuş mücadelesi ilerletilerek verilmesi çağrısı yaptı. (DIŞ HABERLER)

Birleşmiş Milletler’den cinsel tacize karşı eylem planı

40 milyon insan modern köleliğin kurbanı