20 Eylül 2017 21:32

AKP döneminde eğitim sistemi: bir yap-boz tahtası

15 yıllık AKP iktidarına yap-boz tahtasına dönen eğitim sisteminde bugüne kadar yapılmış belli başlı değişikleri derledik.

Paylaş

AKP hükümetinin iktidara geldiğinden bu yana temelden dönüştürdüğü en önemli alanlardan biri eğitim oldu. Zaten müfredat ve nitelik açısından oldukça sorunlu olan eğitim sistemi, temel olarak iki açıdan; piyasanın ihtiyaçları ve AKP’nin gerici ideolojisinin istediği ‘gençlik’ ve ‘toplum’un ihtiyaçları üzerinden yeniden ele alındı.
Okullar açılmadan müfredat tartışmaları ve bu hafta da TEOG tartışması gündemimize girdi. Müfredatta köklü değişiklikler yapılırken, Cumhurbaşkanı’nın “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım. Biz TEOG’la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı.” sözleri, sınavlara hazırlanan binlerce öğrencinin ve ailelerinin kafasında soru işaretleri bıraktı.
Biz de 15 yıllık AKP iktidarına yap-boz tahtasına dönen eğitim sisteminde bugüne kadar yapılmış belli başlı değişikleri derledik.

13 YIL, 5 FARKLI SİSTEM
2000’lerde sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına Liselere Giriş Sınavı (LGS) ile yerleştirme yapılıyordu.
LGS, 2005 yılında kaldırılıp, yerine Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı (OKS) getirildi. Ancak 2008 yılında bu sistem de kaldırıldı, yerine üç aşamalı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) getirildi. SBS ile birlikte öğrenciler 6, 7 ve 8’inci sınıflarda lise sınavlarına girmeye başladılar. Bu süreçte dershaneye kayıt oranları arttı.
Fakat bu değişikliğin ömrü de kısa oldu; 2010’da yeniden tek sınav sistemine dönüş yapıldı. Bu tek sınav da SBS olarak anılmaktaydı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı 2013 yılında bir kez daha sınav sistemi değişikliğine giderek, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavını duyurdu. Böylece 2004 ila 2013 yılları arasında ortaöğretime geçişi sağlayan sınav sistemlerinde tam 5 kez değişiklik yaşandı (ERG 2013 İzleme Raporu s.84).

GENEL LİSELER KALDIRILDI
2010 itibariyle düz lise olarak bilinen genel liselerin ya Anadolu lisesi ya da meslek ve teknik öğretim veren liselere dönüştürülmesi süreci başlatıldı. Değişikliğin gerekçesi olarak genel liselerin performansının sınavlarda Anadolu liselerinden düşük olduğu gösterilmişti. Dönüşüm liselerin sadece isimlerinin değişmesiyle kaldı. 

4+4+4 SİSTEMİ
4+4+4 sistemi, 2012 yılında gündemimize girdi. Bu yeni sistemle birlikte özel okulların ve imam hatiplerin sayısı tırmanışa geçti; eğitim gericileşirken aynı zamanda eşit ve parasız eğitim tümden rafa kaldırıldı.

DERSHANELER KAPATILDI, TEMEL LİSELER AÇILDI
2012’de başlayan dershanelerin kapatılması tartışması 2014’te dershanelerin kapatılmasıyla sonuçlandı. Aşamalı geçiş sürecine göre 2018-2019 yılı sonuna dek dershanelerin özel okula dönüştürülecekleri açıklandı. Bu kapsamda dershaneler temel liselere dönüştürüldü.

EĞİTİME AYIRILAN YATIRIM
2016 yılı için 76 milyar 354 milyon olan MEB bütçesi, hükümetin “Tam gün eğitime geçilmesi” “Okul öncesi eğitimin zorunlu olması” gibi iddialı söylemlerine rağmen 2017’de 85 milyar 49 milyon TL’ye yükseltildi. MEB bütçesinin yüzde 69’u personel giderleri, yüzde 11’i sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere, toplamda yüzde 80’i doğrudan doğruya personel harcamalarına gidiyor. Eğitim bütçesi yıllar içinde rakamsal olarak artıyor gibi görünse de, eğitim yatırımlarına ayrılan pay istikrarlı bir şekilde azalıyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17 iken, 2017 yılı itibariyle bu oran yüzde 8.5 olarak belirlendi. 

OKUL VE İMAM HATİP LİSELERİ ARTTI

Hükümetin özel okulları teşvik politikası içinde özel ortaöğretim kurumlarının ayrı bir yeri bulunmakta. Dershanelerin özel okullara/temel liselere dönüştürülmesi süreci geçtiğimiz eğitim öğretim yılı içinde büyük ölçüde tamamlandı ve özel ortaöğretim kurumlarının sayısı 2016-2017 eğitim öğretim yılında tarihin en yüksek seviyesine çıktı. Eğitimde 4+4+4 öncesinde Türkiye’de sadece 885 özel lise varken, son beş yıl içinde tamamen hükümet ve MEB işbirliğiyle özel lise sayısı 2,9 kat , özel liselere giden öğrenci sayısı ise 3,6 kat arttı.

4+4+4 öncesinde 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 537 İmam Hatip Lisesinde (İHL) 268 bin 245 öğrenci varken 2016-2017 eğitim-öğretim yılında İHL sayısı bin 408’e, bu okullarda okuyan öğrenci sayısı ise 634 bin 406’ya yükselmiştir. Açıköğretim imam hatip lisesinde okuyan 121 bin 335 öğrenciyi de eklediğimizde, Türkiye’de toplamda İHL’lerde okuyan öğrenci sayısı 751 bin 731’e ulaşmaktadır. 

ÜÇ ÖĞRENCİDEN BİRİ ÇOK MUTSUZ
OECD, ilk ikisini 6 Aralık’ta yayınladığı 2015 Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nın (PISA) üçüncü raporu olan ‘Öğrenci Refahı’nda 72 ülkede 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin refah durumlarını inceledi. Öğrencilerle yapılan anket çalışmasıyla elde edilen sonuçlara göre Türkiye; verileri incelenen 28 OECD ülkesi içinde ‘yaşam memnuniyeti’ sıralamasında 10 üzerinden 6.12 puanla son sırada yer aldı. En mutlu öğrencilere sahip ülke 8.27 puanla Meksika oldu
OECD, genel puanların yanı sıra öğrencilerin yaşam tatmin düzeylerine göre de veriler paylaştı. Türkiye’de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 28.6’sı hayatından hiç memnun olmadığını belirtti. Türkiye bu oranla OECD’nin yüzde 11.8’lik ortalamasını neredeyse üçe katladı. Hayatından çok memnun olduğunu söyleyen öğrenci oranıysa OECD’nin yüzde 34.1’lik ortalamasının gerisinde kalarak, yüzde 26.3 oldu.

DİPLOMALI İŞSİZLİK
AKP hükümetleri döneminde işsizlik artmaya devam etti. 2017 yılında işsiz sayısı 668 bin kişi artış göstererek cumhuriyet tarihinin en yüksek sayısına (3 milyon 872 bin kişi) yükseldi. İşsiz sayısı ve oranında, OHAL döneminde bir önceki yıl aynı döneme göre her ay artış devam etmektedir. Son dönemlerde işsizliği artıran ama istihdamı artırmayan politikalar uygulanmakta.
Üniversiteli işsiz sayısı da hızla artış gösteriyor. 2015 yılında 679 bin olan üniversiteli işsiz oranı, 2016 yılında 958 bine yükseldi. Eğitim politikalarındaki değişimler gençlere ucuz iş gücü olma, geleceksizlik ve güvencesizlik olarak yansıdı.
“GENÇLERİN İŞİ İŞ ARAMAK”
Şubat 2017’de dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu katıldığı bir açılışta genç işsizlik sayısını açıkladıktan sonra “Gençlerin işi iş aramak. İş hayatına katılmaya bile adım atmıyor. Bu grupla ilgili bir çalışma yapalım, çalıştay yapalım. Neden iş hayatına, istihdama girmek istemiyorlar.” diyerek biz gençleri hayret içinde bırakmıştı.


322 BİN 14 KONTENJAN BOŞ
2017 yılı üniversite yerleştirme sonuçlarına göre 322 bin 14 kişilik kontenjan boş kaldı. Hükümetin açmakla övündüğü üniversiteler boş kalırken üniversiteli işsiz sayılarıyla birlikte baktığımızda bu tablo, gençlik açısından geleceksizlikten ibaret.
 

PISA VERİLERİNE GÖRE HER YIL EĞİTİM KÖTÜYE GİDİYOR
PISA, 15 yaşındaki öğrencilerden oluşan, 72 ülkenin katılım gösterdiği eğitimin efektifliği üzerine kurulu bir analiz. PISA verilerine göre matematik, fen bilimleri ve okuma alanlarının tümünde 3 yıldan bu yana 10 basamak daha gerilemişiz.

MÜFREDAT DEĞİŞİKLİKLERİ
Son 15 yıllık süreçte neredeyse her sene müfredat değişiklikleri yapıldı. CHP’li milletvekili Lale Karabıyık’ın “15 yılda ne eğitim sistemi ne sınav sistemi rayına oturdu, hiçbir öğrenci başladığı sistemle ve müfredatla mezun olamadı.” açıklaması çarpıcı gerçeği ortaya koyuyor.
Müfredat değişiklikleriyle birlikte eğitim, her sene bilimsellikten uzaklaştı. 2012 yılında Hz.Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri seçmeli ders olarak müfredata eklenirken bu sene de evrim teorisi müfredattan çıkarıldı, cihat “temel ibadetler” başlığı altında müfredata eklendi.

“CİHAT BİLMEYEN ÇOCUĞA MATEMATİK ÖĞRETMENİN FAYDASI YOK”
Meclis Milli Eğitim Komisyonu üyesi ve AKP milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, yeni müfredatın içeriğinde yer alan “cihat” kavramı için “Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok.” demiş, bu açıklamasıyla gündeme oturmuştu.

ÖNCEKİ HABER

Yurtta kalanlara bir dokun, bin ah işit

SONRAKİ HABER

Çocuk istismarında medyanın suskunluğu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa