20 Eylül 2017 21:36

Bu müfredata itirazımız var

Karanlığın karşısındayız

Paylaş

BU MÜFREDATA İTİRAZIMIZ VAR

Ilgın AKDEMİR
Hatice Güzelcan Anadolu Lisesi
İzmir Bornova

Eğitim kim için, ne için vardır? Eğitim kurumları, çocukları ve gençleri yaşama ya da bir üst eğitim seviyesine hazırlayacak kurumlar olmalıdır. Gençlerin akademik becerilerini geliştirdikleri gibi sanatsal, sportif ve sosyal ihtiyaçlarını da karşılamalıdır. Günümüzdeki koşullara bakacak olursak eğitim siyasilerin istedikleri tipte insan yetiştirmek için kullandıkları bir araç haline gelmiştir. Bu amaç uğruna yapılan müfredat değişiklikleri eğitimi olduğundan da gericileştirmiş, bilimsellikten uzaklaştırmıştır. Çocuk gelinlere örf, adet denilirken ateistlerle yapılan evliliklerin günah olduğunu öne süren, evrim teorisi gibi bilimsel bir gerçeği yok sayan bir müfredat başta söylediğimiz ihtiyaçların hangi birini karşılayabilir? PISA gibi uluslararası sınavlarda sıralamamızın aşağı seviyelere düşmüş olmasının çözümü müfredat değişikliğinden önce okul sayısının arttırılması, sınıfların mevcudunun düşürülmesi, okullardaki donanımın iyileştirilmesi, iyi yetiştirilmiş ve formasyon almış öğretmenler tarafından eğitim verilmesi ve sınav sisteminin kaldırılmasıdır. Bilimsel, demokratik, insan haklarına saygılı, cinsiyet eşitliği içeren bir müfredat istiyoruz!

 


KARANLIĞIN KARŞISINDAYIZ

Helin Su KAYGISIZ
Bornova Anadolu Lisesi
İzmir

Hepimiz bir eğitim öğretim yılını geride bırakarak yepyeni bir sayfa açtık kendimize. İçimizi ısıtan yaz günleri geldi ve geçti. Bu zaman diliminde bazılarımız sınav stresiyle dershanelerde koştururken bir kısmımız da çalışmak zorunda kalarak tatilini geçirdi. Elbet her şeyin bir sonu olduğu gibi bu yazın da bir sonu vardı. Bu yılla birlikte, bizimle var olan eğitim sistemi de kendine yeni bir sayfa açarak bir takım değişikliklere gitti. Biz öğrenciler bu müfredat değişikliğinin telaşında iken bir proje okullu olarak tarihin nasıl tekerrür ettiğine şahit oldum. 2015’te proje okulu ilan edilen okulumun geçen seneye ne kadar panik dolu ve ne yapacağını bilemez şekilde başladığını ve şu an bu duygu ve düşüncenin ülkedeki tüm okullara yayılmış olduğunu görüyorum. Proje okulları olarak geçtiğimiz yıl okulların açılmasıyla alıştığımız, okullarımızla özdeşleşen öğretmenlerimizin gitmesiyle yaşadığımız şokun benzerini yeni müfredatın işlenmesiyle hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin yaşayacağı öngörülebilir bir gerçek. 
Bir müsteşarın “Ben birey olarak çocuğumu dindar olarak yetiştirmek isterim ama Milli Eğitim Bakanlığı müfredatını öyle yapamam” sözü ile güç gösterisi sergilemesi, evrim teorisinin rafa kaldırılıp yerine dini ve milli değerler adı altında cihat eklendiği, bir TBMM Milli Eğitim komisyon üyesinin “Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok.” dediği bir dönemde proje okulları olarak aslında bu deyişlerin bize pek de yabancı olmadığını fark ediyoruz. Geçtiğimiz dönemden önce okullarımızdaki panolarda laik ve bilimsel makaleler yer alırken artık 15 Temmuz ile ilgili hikayeler ve çeşitli dini hurafelerden kendimiz katkılar sunarak yaptığımız posterleri asacak yer bulamaz olmuştuk. Bu durumun tüm okullara yansıması ile durumun daha da ciddileştiğini fark etmemiz gerekiyor. Topyekün, hızla gelen bu karanlığa karşı mücadele etmeli, bu mücadeleyi sürdürmeli ve aktarmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Çocuk istismarında medyanın suskunluğu

SONRAKİ HABER

Şartlar zor, talepler net

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa