ODTÜ ranta teslim olmayacak
ODTÜ ormanları nasıl ki Ankara’nın ciğerleriyse öğrencilerin kendi örgütleri olan topluluklar da üniversite hareketinin ciğerlerini oluşturuyor.
Ekin Yoldaş KALI
ODTÜ
ODTÜ’den geçmesi planlanan iki yol üzerine, Ankara Valisinin ifadesine göre Erdoğan’ın talimatıyla kurulan pazarlık masasında; ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı İ. Melih Gökçek, Ankara Valisi Ercan Topaca ve YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç oturdu. Yaklaşık bir ay kadar süren pazarlığın sonucunda, zaten delme yöntemiyle geçmesi planlanan fakat daha sonradan aç-kapa yöntemiyle gerçekleştirilmesi önerisi getirilen tünel yol delme yöntemiyle kalırken, elli metre genişliğinde planlanan İncek Yolu otuz sekiz metreye indirildi. Protokolün imzalanmasının ertesi günü, okulda neredeyse hiçbir öğrencinin olmadığı dönemde bir gece vakti onlarca çevik otobüsü ve 100’e yakın iş makinasıyla ODTÜ’ye girildi. Bir gün içerisinde yol güzergahındaki binlerce ağaç katledildi ve Gökçek tarafından rekor olarak kayda geçti. Yolun incelenmesiyle birlikte otuz sekiz metre olduğu söylenen yolun metrelerce dışına çıkıldığını, yer yer 100 metreyi aştığını öğrendik. Rektörün bu kirli pazarlığı perdelemek, ağza bir parmak bal çalmak için mailinde paylaştığı; ağaçlar nakledilecek, kullanılan arazi kadar ODTÜ sınırına arazi eklenecek maddeleri gerçekler karşısında hiçbir dayanağı olmayan bir fiyasko halini aldı. Daha sonra ortaya çıkan ciddiyetsiz protokol ise adeta bir yağma için açık çek niteliğinde. Kısacası görüyoruz ki, yaşam alanlarımıza sermayenin çıkarları etrafında bir pazarlık masasında peşkeş çekilmiş, Erdoğan’ın talimatıyla kervan “yol”da dizilmiş.
GENÇLERİN YAŞAMINA HER ALANDAN MÜDAHALE
Yüksek öğrenim gençliği uzun bir süredir sermaye ve temsilcilerinin hedefinde ve yaşam alanlarımıza müdahale her alandan gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Üniversitenin iradesini yansıtmayan rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atama yoluyla belirlenmesi, üniversite yönetimlerinin iktidarın bir eli gibi hareket ederek üniversitede özgür düşünceyi, öğrenci topluluklarını ve temsilciliklerini hedef almaları; yüzlerce akademisyenin ihraç edilmesi, “bilim” sıfatıyla sermayenin çıkarlarına dönük projelerin ve bu projeleri üretecek kişi-kurumların fonlanması saldırının özerk ve demokratik bir üniversiteye dair tüm kazanımlara, toplum yararına üretilerek geleceği aydınlatacak nitelikteki bilime olduğunu açıkça göstermektedir. ODTÜ, diğer tüm üniversiteler gibi bu saldırılarla karşı karşıyadır ve ağaçların bir gecede “rekor” katliama uğraması ise sistemin en sınır tanımaz ve kirli yüzüdür!
ODTÜ’YÜ SAVUNMAK
ODTÜ Savunulmalıdır Platformu’nun, ODTÜ’ nün talanına geçit vermeyeceklerini ilan ettikleri bildiriye büyük bir çoğunluğu okul içinden olmak üzere diğer üniversitelerinde olduğu 200’e yakın topluluk, kulüp ve gençlik örgütü imzacı oldu ve olmaya devam ediyor. ODTÜ ormanları nasıl ki Ankara’nın ciğerleriyse öğrencilerin kendi örgütleri olan topluluklar ve kulüpler de üniversite hareketinin ciğerlerini oluşturuyor. İş makinelerinin adeta polis yığınağıyla birlikte ODTÜ’ye girmesiyle oluşan tepkiler öğrenciler içerisinde ciddi bir öfkeye dönüşmüş durumda ve bir araya gelme, birlikte bir mücadeleyi örgütleyip büyütme eğilimi güçleniyor. Hiçbir öğrencinin fikri alınmadan yapılan kirli pazarlığın bu sonucu elbette tek belirleyici neden değil. Oluşan tepki, uzun süredir öğrenciler üzerinde izlenen özellikle üniversite yönetiminden doğru ülkenin politik atmosferiyle güdümlü gerçekleşen baskı politikalarının, ağırlaşan yaşam koşullarına karşı duyulan özlem ve ihtiyaçların bir yansımasıdır. Sermayenin çıkarları için geleceğimizin karatılmasına; ranta, talana ve yağmaya karşı ODTÜ’yü savunmak; doğayı, bilimi ve insanlığı savunmaktır. Bu cendereden çıkmanın yolu ise bir araya gelerek demokratik ve bilimsel bir üniversite için mücadele etmekten geçmektedir.
ODTÜ’yü savunmaya devam edeceğiz
ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu
Canlılığı araştıran ve çeşitliliği korumak için çalışmalar yapan bir topluluk olarak bizler; ağaç katliamına, ekolojik dengenin bozulmasına, kuşların göç yollarının yok edilmesine karşıyız. Son derece özensiz hazırlanmış ve sonrasında bizlerle dalga geçercesine üzerinde el ile değiştirmeler yapılmış bir protokolle yapılmış bu yolun hiçbir açıklaması olamaz. Özellikle öğrenci topluluklarının bir araya gelmesi ve yola karşı çıkması; üniversitenin içine müdahalelere ve yaşam alanlarımızın katledilmesine karşı öğrenci gençliğin tepkisini açıkça ortaya koymaktadır. Geleceğimizi ranta ve talana tercih edenlere karşı ODTÜ’yü savunmaya devam edeceğiz.
DAHA DEMOKRATİK BİR ÜNİVERSİTE İÇİN ODTÜ’NÜN YANINDAYIZ
Yıldız Savunması
Yıldız Teknik Üniversitesi
Üniversitelerin kültürel mirasına pervasızca saldırıların yapıldığı bu günlerde üniversitelerin ve siyasi iktidar tarafından hedef tahtasına konmuş üniversiteye dair her kazanımın, yalnızca kendi üniversitelerimizi, yalnızca kendi kampüslerimizi savunarak korunamayacağının farkındayız.
Yıldız Savunması olarak yalnızca ODTÜ’nün değil, daha özgür, daha eşit, daha bilimsel, daha yeşil, kısacası daha demokratik bir üniversite için, bu bağlamda elde ettiği kazanımları korumak için mücadele eden tüm üniversitelilerin yanındayız. Tarih boyunca el ele verildiğinde başarılamayacak hiçbir şeyin olmadığına defalarca şahit olduk. Bugün ODTÜ için el ele verme günüdür. Bu anlayışla, Türkiye’nin özgürlükten, eşitlikten, doğadan yana olan kendi kampüsünü savunan tüm üniversitelileri ODTÜ ile dayanışmaya ve ortak mücadeleye çağırıyoruz.