24 Eylül 2017 15:28

Almanya’da büyük partilerin tarihi çöküşü

Almanya seçimlerinde hükümet partileri büyük oranda oy kaybetti, ırkçı parti AfD ilk kez Meclise girdi.

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Almanya’da genel seçimlerde ilk açıklanan verilere göre, hükümet partileri CDU/CSU ve SPD önemli oranda oy kaybına uğradı. 61.5 milyon seçmenin çağrılı olduğu seçimlerden Başbakan Angela Merkel ve partisi CDU/CSU ile koalisyon ortağı SPD ağır darbe alarak çıktı.
Federal Seçim Dairesi tarafından açıklanan geçici sonuçlara göre, dört yıl önceki genel seçimlerde yüzde 41.5 oy alan Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU/CSU yüzde 8.5 kaybederek yüzde 33 oy aldı. Martin Schulz’un başbakan adaylığıyla seçimlere giren Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise yüzde 20.5 oy aldı. SPD son seçimlerde yüzde 25.7 oy almıştı. Böylece koalisyon ortakları toplam yüzde 13.7 oy kaybetti. Almanya’nın iki büyük partisi Federal Almanya’nın kurulduğu 1949’dan bu yana en düşük oy oranını aynı seçimlerde birlikte almış oldular.
CDU’nun Bavyera’daki kardeş partisi CSU ise eyalet genelinde aldığı yüzde 40 ile tarihi bir düşüş yaşadı. CSU’nun ülke genelindeki oy oranı ise yüzde 6.2 oldu.

MECLİSTEKİ MİLLETVEKİLİ DAĞILIMI NASIL OLDU?

Irkçı-milliyetçi Almanya için Alternatif (AfD) partisi ise seçimlerde aldığı yüzde 12.6 ile üçüncü oldu. Dört yıl önce yüzde 5 barajının altında kalan Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 10.7 ile yeniden parlamentoya girdi. Sol Parti yüzde 9.2 Yeşiller ise yüzde 8.9 oy aldı.
Bu sonuçlara göre 709 sandalyeli yeni parlamentoda milletvekili dağılımı ise şöyle oldu: CDU/CSU 200 (-55), SPD 153 (-40), AfD 94, FDP 65, Sol Parti 69 (+5) ve Yeşiller 67 (+4).

SPD: MUHALEFETTE KALACAĞIZ

Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra bir açıklama yapan SPD Genel Başkanı Martin Schulz, sonuçların Alman sosyal demokrasisi için kara bir gün olduğunu söyledi. Schulz ayrıca önümüzdeki dört yıl içinde hükümet ortağı olmak yerine muhalefette kalacaklarını da sözlerine ekledi. “Şimdi adalet zamanı” sloganıyla seçimlere katılan SPD, bugüne kadar en düşük oyunu almış oldu.
Schulz, geçmiş dönemde pek çok olumlu çalışmanın yapılmasına rağmen parti tabanını kazanamadığını kabul ederek, AfD’nin meclise girmesinden ötürü büyük bir üzüntü içinde olduklarını da sözlerine ekledi.

JAMAİKA KOALİSYONU

SPD’nin dört yıl daha Merkel liderliğinde bir koalisyon hükümetine sıcak bakmaması üzerine geriye bir tek CDU/CSU-FDP-Yeşiller’den oluşan ve partilerin rengi Jamaika bayrağını oluşturduğu için “Jamaika koalisyonu” denilen seçenek geriye kalıyor.
Ancak, özellikle sağ seçmene göç kırpmak isteyen CSU’nin Yeşiller ile ortaklıkta zorluk çekeceği ifade ediliyor. Keza FDP ile Yeşiller’in de ülke genelinde birlikte koalisyon ortağı olmaya sıcak bakmadığı biliniyor. Bu nedenle koalisyon hükümeti kurmada Merkel’in işinin oldukça zor olduğu görülüyor.

MERKEL DAHA İYİ BİR SONUÇ BEKLİYORDU

Seçimler öncesinde yapılan kamuoyu yoklamalarında Başbakan Angela Merkel’in açık arayla birinci olacağı belirtilmekle birlikte, partisinin yüzde 36-37 arasında oy alacağı ifade ediliyordu. Ancak ortaya çıkan sonuçlar Merkel’im partisinin beklenenden daha fazla oy kaybettiği görüldü. Anketlerin yanıldığı bir diğer parti ise Yeşiller oldu. Bir çok araştırmada Yeşiller’in yüzde 6-7 oy alacağı belirtilmekle birlikte, Yeşiller aldığı yüzde 8.9 ile çıkış yaptı.

IRKÇI PARTİ FEDERAL PARLAMENTODA

Almanya seçimlerinin en önemli sonuçlarından birisi ırkçı, yabancı düşmanı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin 94 milletvekiliyle Federal Parlamento’ya girmesi oldu.
2015’teki sığınmacı kriziyle birlikte yükselişe geçen ırkçı parti, yapılan eyalet seçimlerinde arka arkaya önemli başarılar elde etti. Bu nedenle meclise gireceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak, son haftalarda “beklendiği kadar oy alamayacağı” ifade ediliyordu. Ne var ki, seçim kampanyasının sığınmacılar, göçmenler, İslam, terör ve Türkiye gibi konular üzerinde yoğunlaştırılınca, ortam ırkçı partinin oylarını artırmasını uygun hale getirildi. Irkçı parti üç seçim bölgesinden doğrudan aday çıkarmayı başardı.
Irkçı partinin en fazla Doğu Almanya’daki eyaletlerde oyunu artırdı. Buna göre Thüringen’de yüzde 22.7, Saksonya-Anhalt’ta yüzde 19.6, Saksonya’da yüzde 27, Mecklenburg-Vorpommern’de yüzde 18.6, Brandenburg’da yüzde 20.2 oy aldı.

SONUÇLAR NE ANLAMA GELİYOR?

Seçim sonuçları asıl olarak Merkel başkanlığındaki hükümetin cezalandırıldığını açık olarak gösteriyor. Hem CDU/CSU hem de SPD’nin uğramış olduğu oy kaybı bundan sonraki işlerinin kolay olmadığını ortaya koyuyor. Oy kaybederek seçimlerden çıkan Merkel’in bundan sonra hükümet kurarken elinin güçlü olmadığı anlaşılıyor. SPD’deki çöküşün ise öyle kolay durdurulabilecek durumda olmadığı bir kez daha görüldü.
Hiç şüphesiz seçimlerin asıl kazananları geçtiğimiz dört yıl parlamento dışında olan AfD ve FDP olmuştur. Irkçı-milliyetçi, neoliberal partilerin oylarını bu kadar artırması aynı zamanda, Sol Parti ve Yeşiller’in etkili bir muhalefet yürütemediklerini de gösteriyor. AfD’nin seçimlerden başarılı çıkmasının asıl nedeni ise seçim kampanyasının sığınmacılar, göçmenler, İslam, terör gibi konular arasında sıkıştırmasından kaynaklanıyor. Merkel ve Schulz izledikleri seçim kampanyası taktiğiyle AfD’nin güçlenmesine katkıda bulundular.
Sosyal sorunları işleyen Sol Parti ise bütün bu tartışmalar arasında sesini yeterince duyuramadı. Bir çok konuda yeterli derecede radikal talepleri savunmaması da ırkçı partinin güç toplanmasında rol oynadı. Özellikle Doğu Almanya’daki eyaletlerde Sol Parti’nin ırkçı partiye oy kaptırması önümüzdeki dönemin en önemli konularından birisi olacak gibi görünüyor.
Benzer bir durum diğer partiler için de geçerli. Çünkü yapılan analizlerde ırkçı partinin bütün partilerden oy aldığını yeterince ortaya koyuyor.

YENİ MECLİSTE 14 TÜRKİYE KÖKENLİ MİLLETVEKİLİ

Geçtiğimiz dönem 631 milletvekilinin seçildiği mecliste bu dönem 709 milletvekili olacak. Bunlar arasında 14 Türkiye kökenli milletvekili de bulunuyor. Daha önce SPD’den Federal Parlamento’ya seçiler Aydan Özoğuz, Mahmut Özdemir, Metin Hakverdi, Gülistan Yüksel ve Cansel Kızıltepe yeniden seçilmeyi başardılar. Bu seçimlerde ayrıca Gütersloch’tan Elvan Korkmaz da SPD’den meclise seçilmeyi başardı. 2005’ten bu yana Federal Parlamento’da bulunan Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen yeniden seçildi. Bu kez Sol Parti’den Evrim Sommer (Berlin) ve Gökay Akbulut (Mannheim) da meclise seçildi. Yeşiller Partisi’nden ise daha önce mecliste olan Cem Özdemir ve Ekin Deligöz’ün yanı sıra Danyal Beyaz, Canan Bayram ve Filiz Polat seçilmeyi başardı. Bir önceki dönemde Federal Parlamento’da 11 Türkiye kökenli milletvekili bulunuyordu.

ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI IRKÇILARA YARADI

Bu genel seçimlerin Türkiye ve Türkiye kökenli göçmenler açısından en önemli yönü ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın yapmış olduğu “Boykot çağrısı”ydı. Almanya seçimlerine dışarıda müdahale etme anlamına gelen bu açıklama en çok yeri ve göçmenler arasında önyargıları körüklemek isteyen AfD’nin işine yaradı. “Ülkemizi geri alacağız” sloganını öne çıkaran ırkçı parti, seçmenlerine yönelik olarak Erdoğan’ın açıklamalarını da sıkça kullandı. Bu nedenle AfD’nin oylarını artırmasında Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları da rol oynadı.

Erdoğan’ın açıktan SPD, CDU ve Yeşiller’e oy verilmemesi yönündeki çağrının ardından Alman Demokratlar İttifakı (ADD) adlı partiye ol verilmesini istemişti.

Sadece Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde seçimlere katılan ve adaylarının neredeyse tümü Türkiye kökenli olan bu parti katıldığı ilk kesimlerde ancak 41 bin 172 oy aldı. Aynı eyalette daha önce de seçimlere katılan ADD 12 bin 600 oy almıştı. Yine Erdoğan destekçilerinin içinde olduğu bir diğer parti Yenilik ve Adalet Partisi (BIG) de 17 bin oy almıştı. Her iki partinin daha önce almış olduğu toplam oydan daha fazla oy alan ADD’nin hedefinde ise Avrupa Parlamentosu seçimleri var. Ülke genelinde yaklaşık 250 bin oy alması durumunda AP’ye bir temsilci gönderebilir. Ancak, En fazla Türkiye kökenlinin yaşadığı eyalet olan Kuzey Ren Vestfalya’da alınan oylar bunun zor olduğunu gösteriyor.


MECLİSE GİREN AfD'YE PROTESTO

Almanya'daki genel seçimlerde Federal Meclis'e girmeye hak kazanan ırkçı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) protesto edildi.

Alexanderplatz'ta toplanan yaklaşık bin kişi, sandıktan üçüncü parti olarak çıkan ırkçı AfD'yi protesto etti.

AfD'nin seçim bürosu olarak kullandığı bir mekanın önünde toplanan göstericiler, ‘Bir daha asla’, ‘Nazilerin parlamentoda olması utanç verici’, ‘Naziler dışarı’ sloganları attı.

Gösteri nedeniyle polis bölgede yoğun güvenlik önlemi alırken, bazı AfD'li siyasetçiler de balkona çıkarak cep telefonlarıyla protestocuların fotoğraflarını çekti. (DIŞ HABERLER)


IRKÇI LE PEN’DEN ‘MÜTTEFİKİ’NE TEBRİK!

Irkçı Fransız lider Marine Le Pen de Almanya seçimlerinin kesin olmayan sonuçlarının açıklanmasının ardından sosyal medya hesabından bir mesaj yayınladı.

Le Pen, meclise girmeyi başaran ırkçı Almanya için Alternatif Partisini (AfD) 'tarihi başarısından' dolayı kutladı.

Mesajında, “Tarihi skor nedeniyle müttefikimiz AfD'yi tebrik ediyorum. Bu, Avrupa halklarının uyanışının yeni bir sembolüdür” ifadelerini kullanan Le Pen, sonuçtan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. (DIŞ HABERLER)


KORKU GERI DÖNÜYOR

Wolfgang Büchner/Leipziger Volkszeitung

Yabancılara, mültecilere, yardıma muhtaç insanlara duyulan düşmanlık artık Federal Parlamento’ya da erişti. Almanya için Alternatif (AfD) partisi yüzde 13’ten fazla oy alarak meclise girdi. Aşı sağ popülistlerin tek konusu mültecilere düşmanlık ve Almanya’nın İslamlaştırılmasına karşı uyarıydı. Ve başardılar. 

,Yabancı düşmanlığını kullanarak görünür politik bir güç olma çabası AfD öncesi başka gruplar tarafından da sürdürüldü. Bunlar arasında önemli olanları NPD (Almanya Milliyetçi Partisi) , DVU (Alman Halk Birliği) ve eski SS subayı Franz Schönhuber’in partisi Republikaner (Cumhuriyetçiler) oldu. Bazıları yerel parlamentoya girebildiler ama genelde aşırı sağcılar yan bir fenomen olarak kaldılar. Artık değil.  

2017’de ne değişti? AfD sloganları nasıl oldu da seçmenlere erişti, ikna etti? Ülkemizde küreselleşme ve modernleşmenin kurbanları elit partilerin ve medyanın gösterdiğinden daha fazla mı? Ya da Almanlar refah düzeylerini koruyamayacakları korkusu içinde mi  tepki veriyorlar? AfD’yi  seçmek kendi evini savaş korunağına çevirmek arzusu mu? 

Hoş geldin kültürüne, yardımseverliğe, dayanışmaya ne oldu? Kim hata yaptı, nerede hata yapıldı? En fazla da başbakan Angela Merkel! 2015 Eylül ayında tarihi bir karar aldı. İnsani bir felaketi önlemek için binlerce mültecinin bürokratik engellemeler olmaksızın Almanya’ya gelmesine izin verdi. Ancak bu doğru kararını savunmak yerine ‚endişeli yurttaşların‘ gazabından korunmak için mültecilere karşı savaşan birine dönüştü. Seçim kampanyası sırasında 2015’in bir daha tekrar etmeyeceğini söyleyerek iki yıl önce hata yaptığını dolaylı yoldan kabul etmiş oldu. Aşırı sağcılara Merkel’i hain ve diktatör olarak saldırıda mermi sundu.  

Seçim kampanyasından çıkarılacak ilk ders; nefrete karşı mücadele boyun eğerek değil dik durarak  yapılır. Başbakan mülteci krizi sırasında gösterdiği bu duruşu koruyamadı.
İkinci ders, politik çevreler, özellikle de başbakan halkı ilgilendiren emekliliğin geleceği gibi konuları halkın önünde konuşmaktan kaçınmamalıdır. Seçim kampanyası sırasında böylesi konuların gündeme getirilmemesi skandaldır. 

Çeviren: Semra Çelik

ÖNCEKİ HABER

Kent Savunmasından Topbaş’a: Yargılanacaksın

SONRAKİ HABER

Serpil Kemalbay: İktidar savaş kışkırtıcılığı yapıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa