25 Eylül 2017 16:56

Cumhuriyet davasında en kritik tanıklıklar çöktü

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Cumhuriyet davasının 3. duruşmasından izlenimlerini yazdı.

Paylaş

Fatih POLAT

Çağlayan’da başlayan ilk duruşmasından sonra heyetin Silivri’de devam kararının ardından Silivri’ye giden ve yeniden Çağlayan’a dönen Cumhuriyet davasının üçüncü duruşması, davanın iddia makamı açısından en ağır tanıkları olarak görülen isimlerin evlere şenlik ifadelerine sahne oldu. 

Cumhuriyet Vakfı ile bağlantılı olarak şikayeti ve tanıklığı bakımından bu davanın iddia makamı açısından en kilit ismi Alev Coşkun’du. Dava hala devam ettiği için bu ‘du’ da ne oluyor, diye sorabilirsiniz. Ama bu duruşmada Alev Coşkun’un söyledikleri aslında bu davayı hukuken de, siyaseten de bir kez daha düşüren ifadelerdi. 

Alev Coşkun, şu anda sürmekte olanın bir ceza davası olduğunu, ancak kendisinin taraf olduğu davanın bir ceza davası konusu olmayan vakıf davası olduğunu belirterek, yargılanmakta olan isimler için ‘Burada ne işleri var?​’ diye sordu. Bunu üzerine davanın ilk duruşmasına tahliye olan isimlerden Turhan Günay’ın araya girerek, Alev Coşkun’a ‘Sayenizde efendim’ demesi bu davanın akıldan kalacak anekdotlarından biri oldu.

Sonuçta Alev Coşkun, iddia makamının en kritik önemde gördüğü tanık olarak, bu davada yargılanan gazetecilerin ‘terörle’ ilişkilendirilen bir ceza davasında yargılanıyor olmalarına itiraz etti. Ancak mahkeme heyeti bu çok önemli beyan yerine, Alev Coşkun’un Nisan 2013 tarihli vakıf seçimlerini bir kırılma noktası olarak gördüğünü ifade etmesine itibar etti. Savcı, bu ifade ile ne demek istediğini açmasını istedi.

Alev Coşkun, Avukat Tora Pekin’in, vakıf davası ile ceza davası ayrımından hareketle, ‘Madem bu davayı bir ceza davası olarak görüyor ve karşı çıkıyorsunuz o zaman neden gidip ifade verdiniz?​’ sorusu karşısında ise bocaladı.

Avukat Tora Tekin’in zorda bırakan sorular karşısında Mahkeme Başkanının araya girerek Alev Coşkun’un imdadına yetişmesi gözlerden kaçmadı. 

Tora Pekin’in ‘Siz gazeteci misiniz?​’ sorusu üzerine ‘Değilim’ yanıtı veren Alev Coşkun’un, gazetenin logosunun üstünde, yani sürmanşetinde yer alabilecek haberlere kadar, bir genel yayın yönetmenine parmak ısırtan iddialı değerlendirmeler yapması ise evlere şenlikti. Şahsen gazete yöneticiliği deneyimimde bu kadar iddia sahibi olamamış birisi olarak kendisini bazen gülerek, bazen de gözlerim dışarıya uğramış bir şekilde izledim.

Alev Coşkun, tutuklu yargılanan isimlerden Akın Atalay’ın, Cumhurbaşkanlığına, Cumhuriyet Vakfı ile ilgili yazılan isimsiz mektubu hatırlatması üzerine, ‘Acaba Cumhurbaşkanlığına bu dilekçeyi kim yazmış? Acaba gazeteden Atatürkçü olduğu için Akın Atalay’ın attığı ya da atacağı bir isim olamaz mı? Ya da bu konuyu soru işareti yaratmak için Akın Atalay ya da arkadaşları yazmış olamaz mı?​’ şeklinde hırçın ve bocalayan bir yanıt verdi. Bu, salonda da seslerin yükselmesine neden oldu. Daha sonra tekrar söz alan Atalay, vurucu hamleyi sona bırakarak görüntülü olarak Alev Coşkun’un el yazısı notlarının olduğu Cumhurbaşkanlığına yazılmış mektubu gösterdi. 

Mehmet Faraç duruşmaya gelmediği için duruşmanın ikinci kilit tanığı olan Rıza Zelyut ise, ‘Ben Türkiye’nin en iyi köşe yazarıyım’ dedikten sonra salondan yükselen sesler üzerine, salona dönüp ‘Mustafa Kemal’in yazarıyım’ diye bağırdı. Bunun hemen ardından Rıza Zelyut’un 27 Haziran 2011 tarihinde Güneş gazetesinde yayınlanan ‘En büyük milliyetçi Fethullah Hoca’ başlığını taşıyan yazısı sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. Avukat Tora Pekin, Zelyut’a bu yazısını da sordu. Zelyut, bu soru üzerine bu yazıyı yukarıdan gelen baskı ile yazdığını öne sürerek, epey sarsılan Mustafa Kemal’in yazarı ve hatta Türkiye’nin en iyi yazarı iddiasını komik bir şekilde korumaya çalıştı. 

Avukat Tora Pekin, Rıza Zelyut’a, kendisine Gülen Cemaati ile anılan Gazeteci ve Yazarlar Vakfı tarafından verilen ödülü hatırlatması üzerine ise ‘Aldatıldım, ödülü iade ettim’ diyerek akıllara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen Cemaati ile uzun süren ittifak siyasetinin ardından ‘Aldatıldık’ demesini getirdi.

Ve tüm bunlar yaşanırken Rıza Zelyut, tutarsızlıklarıyla ve bir sürü özelliğiyle dalga geçilen tweetlerle Twitter’da TT listesinde üst sıralara yükseldi. Yani perişanlığı ile zirve yaptı.

İlk duruşmasında uydurma delilleriyle, ikinci duruşmasında tanık ifadeleriyle çökmüş olan, üçüncü duruşmasında da iddia makamının en kritik tanıklarının komik durumlara düştüğü, duruşma daha devam ederken sosyal medyada perişanlıklarıyla dalga konusu olduğu bu davanın hala sürüyor olması bile arkasındaki siyasi iradenin inadından başka bir şey ile açıklanamaz.

(Çizimler: Berrin Simavioğlu)

ÖNCEKİ HABER

Deri sektörü ithal deriye mahkum

SONRAKİ HABER

Arhavi’de sel gitti, çamur kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa