29 Eylül 2017 11:12

Taşeron sağlık işçileri, sağlık hizmetinden faydalanamıyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, taşeron sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları göz önüne sermek ve Meclis gündemine taşımak için Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. 

Emir, soru önergesinde taşeron çalışmanın yıllardır yarattığı sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi: “15 yıldır iktidarda olan AKP, neredeyse her seçim döneminde verdiği taşeron işçi sorununu çözme ve kadro sözünü hiçbir şekilde yerine getirmemektedir. İş güvencesi ve sosyal hakları olmadan çalıştırılan, evlerine ekmek götürmek için kendisine verilen her görevi yapmaya gayret eden işçilerimiz artık sözlerin tutulmasını ve kadro beklediklerini her platformda dile getirmektedir.”

İHALELERİ NEDEN 3 İLE 6 AYLIK DÖNEMLERDE YAPIYORSUNUZ?

İhalelerin neden 3 ve 6 aylık dönemlerde yapıldığını soran Emir, Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin açtığı ihalelerin son dönemlerde 3 ile 6 aylık sürelerde yapıldığını ve ihale sürelerinin bir yılın altında yapılması sonucunda; Numune Hastanesindeki 1500 ve Genel Sekreterliğe bağlı sağlık kurumlarında görev yapan toplam 

5 bin taşeron işçinin toplusözleşme ve çeşitli sosyal haklardan faydalanamadığını söyledi. Emir ayrıca, yapılan ihaleleri alanların hep aynı firmalar olduğu iddialarını dile getirdi. 

CHP’li Emir Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ın şu soruları yanıtlamasını istedi:

"- Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin yaptığı ihalelerin 3 ila 6 aylık sürelerde yapıldığı dile getirilmektedir. Bu iddia doğru mudur? Doğruysa, neden 1 ila 3 yıllık sürelerde değil de 3 ila 6 aylık sürelerde yapılmaktadır?   

- Yapılan 3 ila 6 aylık ihaleler sonucunda çalışan taşeron işçiler, toplusözleşme ve tazminat hakkına sahip olmakta mıdır? Taşeron işçilerin haklarını kaybetmemesi adına, bir yıldan az süreyle yapılan ihalelerde “Eski toplusözleşme hükümlerinin uygulanması” şeklinde bir düzenleme yapılması öngörülmekte midir?   

- Yine 1 yılın altında ihalenin yapılması durumunda taşeron işçilerden, yeni işe başlıyormuş gibi ikametgâh, sağlık raporu, adli sicil kağıdı, vukuatlı nüfus örneği ve fotoğraf istenmesini kaldıracak bir düzenleme üzerinde çalışıyor musunuz?  

- 3 ila 6 aylık yapılan ihaleler sonucunda her seferinde tabiri caizse ‘gir-çık’ yapılan taşeron işçilerimiz en temel hakkı olan sağlık hakkından faydalanamamaktadır. Vatandaşlarımıza sağlık hizmeti sunan emekçilerimizin sağlık hizmetinden faydalanamaması gibi ironik bir durumun düzeltilmesi konusunda Bakanlık olarak bir çalışmanız var mı? 

- Taşeron işçilerin toplusözleşmelerinden vergi kesilmemesi için bir çalışmanız var mı?

- Binlerce taşeron yemek işçisi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62’nci maddesinin ‘e’ bendi kapsamına giremediği için, başka bir deyişle yapılan ihalenin yüzde yetmişini personel giderleri oluşturmadığı için toplusözleşme yapamamaktadır. Yemek taşeron işçilerimizin toplusözleşme yapmasının önündeki bu engel kaldırılacak mıdır?   

- Son 5 yılda Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin yaptığı ihaleleri hangi firmalar hangi bedellerle almaktadır? İhalelerin süreleri nasıldır? Genel Sekreterliğin bünyesindeki sağlık kurumları için yapılan ihaleleri tek tek belirtir misiniz?

- Taşeron işçilerimizin, yöneticileri tarafından Hak-İş Sendikasına bağlı Öz Büro İş Sendikasına üye olmaları konusunda telkin edildikleri dile getirilmektedir. Bu iddia doğru mudur? Taşeron işçilerimizin iş güvencesi Öz Büro İş Sendikasına üye olmaları ile bir paralellik mi sağlamaktadır? Bu konuda dile getirilen iddialar araştırılmakta mıdır?

- Şehir hastaneleri faaliyete girdiğinde, kapatılacak hastanelerde çalışan taşeron işçilerimiz işsiz mi kalacaktır? Yeni kurulacak şehir hastanelerinde hangi taşeron işçisinin çalışıp çalışmayacağına kim hangi kritere göre karar verecektir? Bu konuları açığa kavuşturmak adına kamuoyuna kapsamlı bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?"

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et