Değinmeler
Adnan Özyalçıner'in bu hafta yayımlanan Evrensel Pazar yazısı; 'Değinmeler'
Adnan ÖZYALÇINER
BELİRSİZ
Biri ötekini kovalıyor, öteki berikini. Ne kovalayan belli, ne kovalanan. Nedeni belirsiz, nedeni olmayan.
RENKSİZ
“Mavinin Ölümü” Naci Girginsoy’un bir öyküsü. Maviyi öldürüyorlar yeşili yok ediyorlar da ne oluyor, ne oldu? Renksiz bir dünya yaratıldı. Siyah beyaz bir görüntü, gri beton üstüne...
MEVSİM NORMALLERİNİN ALTINDA
Güz geldi, serinledi havalar. Sıcaklık, mevsim normallerinin üstündeydi; mevsim normallerine döneceği yerde, mevsim normallerinin altına indi. Ateşe, kana, baruta kesti hava. İçte de, dışta da. Yıkım, yakım, ölüm kol geziyor şimdi. Son hızla. Alev alev ortalık.
KAN TADINDA
Güneş kızdırdıkça kızdırdı. Toprak yandı kavruldu. Çatladı. Bir damla su düşmedi. Sonumuz kıtlık, açlıktır sonumuz diye bağrıştılar/bağrıştık. Kimileri yağmur duasına çıktı. Kimileri bilimsel yollarla yağmur bulutlarını üstümüze çekmeye çalıştı. Ormanların yok edildiğini, ağaçların köklendiğini, yeşille mavinin bırakılmadığını unutarak. Yağmadı yağmur, daha da kurudu toprak. Savaş sürüyordu hâlâ. Savaşı durdurabilecek bir dua, ya da, bir görüşme, anlaşma yapılmadığından. Kan akıyor/akıtılıyordu. Akan, akıtılan kan oluk oluk suladı kurak toprağı. Buğday kızıla kesti. Ekmek kan tadında.
DONUK
Bir genç kız, kendi kendine gülümsüyordu. Metrobüste. Pencerenin gri camına bakarken. Ayakta. Metrobüs son hızla ilerliyordu. Camdan gülümseyerek kendisine bakan gölgesi de aynı hızla koşturdu. Metrobüse ayrılan dar yolun tel örgü korkuluklarına takılana kadar. Tellere takılınca durdu. Korkuyla ellerini kaldırdı. El salladı ona. Kurtar beni dercesine.
Bir genç kızın gülümseyişi dondu. Metrobüste. Pencerenin gri camından bakarken. Ayakta. İçerdeki kalabalıkla.
NAR DUASI
Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane. Bir nar alalım, birken bin olalım. Sevinçlerimiz bin olsun. Hep nar olsun!
AĞRIMASA BİLİR MİYDİK?
Sennur Sezer, “Yankı” şiirinde
“-Ağrımasa bilir miydim,
Yüreğimin yerini?”
dizelerini şiiri boyunca yinelemiştir tekil olarak.
Biz, bugün hâlâ ağrımasa/ağrıtmasalar bilir miydik yüreğimizin yerini çoğul olarak? Sennur bilmese/bildirmese...
TERS-YÜZ
Eskiden her şeyin bir tersi, bir yüzü vardı. Tersi mat, yüzü parlak olurdu. Şimdi her şeyi ters-yüz ettiler. Hiçbir şeyin yüzü kalmadı. Kimse kimsenin yüzüne bakmaz oldu. Yüzsüzlüklerinden.