Üreticiden Fakıbaba'ya: Reyon kiralayarak et fiyatı düşmez
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, et fiyatlarını düşürmek için Et ve Balık Kurumu’nun marketlerde reyon kiralayacağını açıkladı.
Sedat BAŞKAVAK
Mersin
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın, et fiyatlarını düşürmek için Et ve Balık Kurumunun marketlerde reyon kiralanacağını açıklamasına üretici köylülerden tepki geldi. Uygulamanın zincir marketlere kıyak anlamana geldiğine dikkat çeken üreticiler, Fakıbaba’yı marketleri değil üreticiyi desteklemeye çağırdı.
Tarım bakanlığı açıklamalarına göre Türkiye’de yıllık kırmızı et tüketimi 1 milyon 300 bin ton ve üretim 1 milyon 150 bin ton. Yıllık ortalama 150 bin ton kırmızı et açığı veriliyor. Bunun karşılanması için yıllık 600-700 bin canlı hayvan ithalatı yapılıyor. Son 6 yılda et ithalatına 7 milyar dolara yakın para ödendi.
MÜDAHALE ADI ALTINDA ÜRETİCİ MAĞDUR EDİLİYOR
Fakıbaba’nın açıklamalarını değerlendiren Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Genel Başkanı Sadık Turan, artan fiyatlara müdahale ediyoruz diye yapılan her ithalatın besiciye zarar verdiğini belirtti. Turan, “Haziranda canlı hayvan ithalatında gümrük vergisi yüzde 135’ten yüzde 26’ya düşürülürken kırmızı et ithalatında ise yüzde 225 olan gümrük vergisi yüzde 40’a düşürüldü. Daha sonra Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) sıfır gümrükle 90 bin ton kırmızı et ile 975 adet canlı hayvan ithalat yetkisi verildi. Ülke bütçesinden yabancı ülkelerin tarımını ve hayvancılığını destekliyoruz. Bu para herkesin cebinden çıkıyor. AKP müdahale adı altında artan fiyatı değil köylünün hayvanının fiyatını aşağı çekiyor. Bu arada da besicilikle uğraşan köylünün hayvanı para etmiyor. İthalat baskısına direnemeyen besici hayvanını kesiyor. İş dönüp dolaşıp yine üretim az diye ithalat için kapıları açmaya geliyor” dedi.
BİR KIYAK DAHA
“Marketlerden reyon kiralamak marketin işine gelir. Hiçbir masraf etmeden reyon kira geliri elde edecek. Bir de Et Süt Kurumunun ne kadar ucuza satacağı belli değil çünkü bakan etin fiyatını düşüremeyiz serbest piyasa var diyor. Yani vatandaşın beklediği bir ucuzluktan ziyade hükümetin reklamı ve zincir marketlere kiralama yoluyla kaynak aktarımı olacağını düşünüyoruz” diyen Turan, şirketlere bedava yer tahsisi, vergi indirimi, teşvik kredisi ve işveren sigorta primini devletin üstlenmesi derken bir de zincir marketlerden reyon kiralama yolu ile kaynak aktarımı ile çekilen kıyağın halkın cebinden çıkan vergilerden karşılanacağını ifade etti.
ASIL ÇÖZÜM ÜRETİCİNİN DESTEKLENMESİ
Turan “En önemlisi de ülkeyi et, canlı hayvan hatta saman ithal edecek duruma düşüren tarım politikalarını ve bunun sorumlusu hükümeti sorgulamak” gerektiğini belirtirken meraların sanayi ve maden şirketlerinin talanından kurtarılması, köylüye damızlık düve verilmesi, süt fiyatlarının şirketlerin insafına bırakılmaması ve besicilik yapan köylülerin damızlık hayvan alabilmeleri için koşulları ağır olmayan ucuz kredi verilmesi gerektiğini belirtiyor.
DEVLET TEŞVİK VERMELİ
Amasya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlik Başkanı Güner Aslan, bu yıl Et Süt Kurumunun süt aldığını, bunun bir nebze olsa da rahatlattığını fakat asıl olarak yem sorununun çözülmesi gerektiğini belirtti. Aslan “Hayvancılığın en önemli girdisi kaba yemdir. Kaba yem varsa maliyet ucuzluyor yoksa suni yem kullanımı artınca maliyet de yükseliyor. Yağış yok, yem az. Saman ithal ediliyor. Ağrı, Iğdır, Muş gibi illerde yağış olmadı. O bölgelerdeki saman ihtiyacını karşılamak üzere buralardaki saman fiyatları da arttı. Suni yemin hammaddesi ithal, oda para. Girdilerimiz yüksek biz bölgemizde yonca ekiminin artırılması için çaba sarf ediyoruz. Fakat hükümetin yem bitkilerinin ekimini daha çok teşvik etmesi lazım. Karkas eti en fazla 24-25 liraya veriyoruz. Biz çiftçi olarak seyirciyiz, bununda değişmesi lazım” dedi.
ARACILAR KAZANIYOR ÜRETİCİ YİNE MAĞDUR OLUYOR
Suluova Besiciler Kooperatifi Başkanı İdris Yavuz ise ‘devlet kasap olmuş et satıyor’ diyerek Fakıbaba’nın açıklamasına tepki gösterdi. İthalatla etin ucuzlamayacağını belirten Yavuz “2012’de et ithal edip 13 liraya kadar sattılar fakat markette, kasapta yine fiyatlar 30 liraya kadar çıkmıştı. Bunlar çözüm değil. Aracılar para kazanıyor, üretici yok oluyor. 26-27 liraya mal ediyoruz. Bir torba yem 60, saman 700 lira. Bunlar holdinglere para kazandırıyor. Herkes payını alıp geri çekiliyor ortada üretici köylü perişan. 20 liraya et mi satılır ama bizi mecbur ediyorlar” dedi. 150 bin ton açığın besiciler yerine holdinglerin desteklenmesinden kaynaklandığına dikkat çeken Yavuz, “Herkes tedirgin elindeki hayvanı satıyor. Ahırlar boş. Köylerde gençler kalmadı. İhtiyarlar mı besicilik yapacak? Bakanlığa önerdik, eşlerin sigortası devlet tarafından karşılansın dedik. Sigortası olsa gelecek kaygısı duymaz, çalışır, üretir. Avrupa köylüsüne teşvik veriyor bizde de ha bire vergi artırıyorlar. Holdingler bu işi yapsın köylü yok olsun istiyorlar. Bu iş böyle yürümez. Ver düveyi yetiştirsin, çoğaltsın ithalata da gerek kalmasın. Ama işi bilene ve yapana vereceksin yani besicilik yapan köylüye vereceksin. Mera kullanımı çok önemli ama meraları kullanamıyoruz. Adam 10 bin baş hayvan besliyor devlet ona her türlü yardımı yapıyor. Asıl bu işi yapan köylüye, üç beş hayvan alıp beslemek isteyene ne yardım ne de hayvan var” diye konuştu.