Tersanede kadın olmak
Piri Reis Üniversitesi Gemi Makine İşletme Bölümünden bir kadın öğrenci, tersanede staj yaparken yaşadıklarını, gözlemlerini ve tecrübelerini yazdı.

Piri Reis Üniversitesinden bir kadın öğrenci
Ben gemi makine işletme bölümünde okuyorum. 2. sınıf öğrencisiyim. Bölümde sadece iki kadınız. Geçtiğimiz yıl stajımı tamamlamak için tersanede çalışmaya başladım. Büyük heyecanlarla gittiğim tersanemde daha ilk günden itibaren, pozitif ayrımcılık dedikleri ama aslında işi öğrenmemizi ve ilerlememizi engelleyen negatif ayrımcılıkla karşılaştım. Tersanede kadın olmak üzerine yazdığım bu yazıyı da erkeklerin bol olduğu yerde çalışmak zorunda olan kadınlar için yazmaya karar verdim. Benimle birlikte başlayan erkek stajyerler üretim sahasına rahatça girip çıkabiliyorken ben bunu yapmak istediğimde sürekli engellendim ve ‘Senin ne işin var sen kızsın ofiste otur. Hatta gelmene gerek yok biz staj defterini imzalarız’ gibi sözler duydum. Ama pes etmeye hiç niyetim yoktu. 2 hafta boyunca hiçbir iş verilmemesine rağmen düzenli bir şekilde staja devam ettim.
‘BU MESLEĞİ YAPMAMA CİNSİYETİM ENGEL DEĞİL’
Tersaneye her gidişimde sahaya çıkmak için izin istedim. Çünkü bu mesleği yapmak için oradaydım ve cinsiyetim bunun önüne geçmemeliydi. Diğerleriyle aynı mesleği yapacaktık ve öğrenmek zorundaydım. Israrlarım sonucunda bir mühendis pes edip “Pişman olacaksın” deyip beni üretim sahasına çıkardı. Ve hiçbir zaman pişman olmadım. Her gün yorulmadan, usanmadan gemiye çıktım her gün başka ne iş öğrenebilirim diye ustalarımın peşinde dönüp durdum. Diğer erkek stajyerlerden daha fazla çalıştım, ustalarım ne iş yapıyorsa oradaki çalışanlar, taşeronlar ne iş yapıyorsa utanmadan sıkılmadan iğrenmeden aynı işleri ben de yaptım. Ofise simsiyah gittiğimde bana bakan hayret verici bakışları görüyor ve “Kazana mı düştün?”, “Bez yerine seni mi kullanıyorlar?” gibi alayları da duyuyordum. Sivil kıyafetle geldiğimde çalışanların bana çıplakmışım gibi bakmasını ve söyledikleri ağza alınmayacak şeyleri duyduktan sonra onların bile gemiden kir pas içinde çıkmama artık saygıyla baktıklarını fark etmeye başladım. Diğer tarafta bu bakışları görmemek, lafları duymamak için tersaneye normalde açık olduğu halde türbanla gelen kadınlar vardı.
Saygı görmek için erkek mesleği yapmak, erkek gibi çalışmak mı gerekiyor? Biz sadece kadın olduğumuz için cinsiyetimizden ödün vermeden kadın gibi çalıştığımızda saygıyı hak etmiyor muyuz? Ben erkek gibi çalıştığım için saygı gördüm, cinsiyeti de bir kenara bırakıyorum sadece çalıştığım için saygı görmek bana yeterdi. Meyvelerini tabii ki aldım. Herkesten çok çalıştığım için mühendislerimin ustama en iyi mühendis hangisi olacak diye sorduklarında “En iyisi bu kız olacak, diğerleri bu kızı geçemez” dediğinde sonunda bana “Pişman olacaksın” diyen mühendislerin de gözlerinde gördüğüm gururdu. Ne olursa olsun artık farkında olduğum bir şey var. Kimsenin bana erkek gibi çalıştığım için saygı göstermesine gerek yok. Cinsiyetimin bir önemi de yok. Ben kadın gibi çalışmaktan ve bu mesleği yapmaktan utanmıyorum. Her zaman daha fazla çalışacağım. Kendi içimde bir kadın olarak en iyisi olacağım ve bildiklerimle fark yaratacağım. Çalışmak ayıp değil, kadınlar her mesleği yapabiliriz. Toplum yargılarına kanıp özgürlüğümüzü yok etmeyelim.
Evrensel'i Takip Et