Tabağı ters çeviriyosun, pilav düşmüyor
Bu sene de bu yardım 6,5 liradan 7,5 liraya çıktı ama aynı zamanda yemeklere de zam geldi. Üstüne fazlaca para ödediğimiz yemekler bir de kalitesiz.
Kocaeli Gazi Süleyman Paşa Erkek Öğrenci Yurdu öğrencileri
Yurt yemekhanesindeki o uzun kuyruğu aşıp güzel yemeklerimizi aldıktan sonra arkadaşlarla sohbetimize başladık. Yaklaşık 2000 kişilik yurtta dört tane kasa var. Zaten iki tane yemek standından sadece bir tanesi işler durumda. İkinci öğretim olan üç arkadaşımız ya erkenden ya da çok geç yemek yemek zorunda kalıyorlar. Eğer geç yemeyi tercih ederlerse yemek kalmadığını ve yemeklerin kalitesinin iyice düştüğünü söylediler. KYK yurtlarında günlük olarak verilen bir yemek yardımı var. Aldığımız yemekler bu miktarın üstünde tutarsa ek ücret veriyoruz. Bu sene de bu yardım 6,5 liradan 7,5 liraya çıktı ama aynı zamanda yemeklere de zam geldi. Üstüne fazlaca para ödediğimiz yemekler bir de kalitesiz. Arkadaşlarımızdan bir tanesi pirinç pilavının tabağını ters çevirmesine rağmen pilav tabaktan düşmedi. Bizler de tabakla pilavın bu güzel ilişkisini bozmak istemediğimizden pilavı yemedik. Bir diğer arkadaşımız da: “Yemeklere etli diyorlar, biz de eti içinde büyüteçle arıyoruz ama iş ödemeye gelince etli yemekmiş gibi ödüyoruz.”
YURDA KOŞA KOŞA YETİŞİYORUZ
Güzel yemeklerimizi yerken saate bakınca ikinci öğretim arkadaşlar saat sıkıntılarını dile getirdiler. Yurdun giriş saatinin çok erken olduğunu, daha geç olması gerektiğini belirttiler. Dersimiz geç bitiyor, koşa koşa yurda gelmek zorunda kalıyoruz diyor içlerinden biri. Bir diğer arkadaşımız ise girişteki aramalardan şikayetçi. Her girişte çantalarımız karıştırılıyor. Bu artık rahatsız edici bir hale geldi. Bunun başka bir çözümü olmalı. 2 senedir bu şekilde devam ediyor diye ekledi. Tüm bunların yanında bir de internet problemi ekleniyor. Hem okuldan geç gelmemiz hem de internetin hızının sözde hızlı olduğu zaman olması sebebiyle geceleri ödevlerimizi yapabiliyoruz. Tüm bu sorunlarımızı dile getirebileceğimiz görevli birini bulamıyoruz. Her gittiğimiz kişi bir başkasına yönlendiriyor. Aynı sorunlar geçen sene de vardı. Üstelik geçen sene yatakların suntasında çatlak ve kırıklar bulunduğu için bizlerden 50 lira alındı. Bir de kapı kolunda bizden kaynaklı bir sorun çıktı. Parasını verdik ama hâlâ yapılmadı.
BURASI BİZİM YAŞAM ALANIMIZ
Yurda kayıt olurken verdiğimiz depozitolar ne işe yarıyor diye sormadan edemedik. Başka bir arkadaşımız da tüm bu sorunların yanında bir de kahvaltı sırasının kalabalıklığından dersle kahvaltı arasında bir tercih yapması gerektiğini dile getirerek yemeklerin de soğuk olduğunu ekledi. Çamaşır makinelerinin yetersiz olması ve makinelerin de sık sık bozuluyor olması ayrı bir problem yaratıyor. Temizlik ise hafta sonları olmuyor. Burası bizim yaşam alanımız, hafta sonları ne yapalım? Tüm bunların yanında yurdun o muhteşem yokuşunu hatırlayıp derin bir nefes çekiyor, sabah kalkar kalkmaz aklıma o yokuş geliyor diye ekledi. Özellikle kışın bu yokuşu çıkmak çok daha büyük bir sorun. Yokuşu duyan bir diğer arkadaşımız da 2 sene önce kampüsün içindeki yurtta kaldığını, ancak sistemli bir şekilde Umuttepe dışına çıkarıldıklarını dile getiriyor. Mühendis bir arkadaşımız da teknik ve mimari çizimde odalardaki masaların işe yaramadığını, yurdun içinde bulunan çizim ve atölye odasında ise masanın dahi olmadığını söyledi. Sorunlar çok ve çeşitli ama çözüm bence bir araya gelmemizde. Burası bizim yaşam alanımız ve sesimizi duyurmak zorundayız.