Tarsus Cezaevi’nde mahpuslara işkence
Tarsus Cezaevi’nde mahpuslar darbedildi, Gazeteci Alayumat darbedilerek süngerli odaya kapatıldı. Avukat Tugay Bek suç duyurusunda bulundu.
Volkan Pekal
Adana
Tarsus T-2 Kapalı Cezaevi’nde müvekkilleri ile görüşmelerde bulunan Av. Tugay Bek, müvekkillerinin cezaevinde yaşadığı işkence ve hak ihlalleri ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Bek’in müvekkilleri ile yaptığı görüşmelerden aktardığı bilgilere göre yeni açılan cezaevinde tek sıra halinde sayımdan, kabul etmeyenlere işkenceye varan kaba dayağa, çıplak aramadan, zorla traş ettirmeye kadar birçok hak ihlali yaşanıyor. Darbedilenler doktora sevk edilmiyor, edilenlerin yaşadığı işkence doktor tarafından rapor edilmeyerek üstü örtülüyor.
İŞKENCE EDEN GARDİYAN: BUNU DA YAZ GAZETECİ
2 Ekim tarihinde Tarsus T-2 Cezaevi A-13 koğuşunda 2 Ekim günü sayım işlemi için her zamankinden daha farklı olarak 20-30 civarında infaz koruma memurunun koğuşa girdiğini aktaran Bek, İnfaz koruma memurlarının tüm tutukluların tek sıra halinde dizilmelerini ve askeri bir nizam içinde kendilerini saymalarını istediğini belirterek bu şekilde sayımın yasal olmadığı ve cezaevi idaresinin keyfi bir dayatması olduğunu belirten müvekkillerinin tekme ve yumrukla yoğun bir şekilde darbedildiğini söyledi. Tek sıra halinde dizilerek askeri bir nizam içinde sayımı reddeden aralarında kapatılan Dihaber muhabiri Erdoğan Alayumat’ın da olduğu tutuklular koğuşa gelen 30 infaz koruma memuru tarafından darbedildi. Koğuşta başlayıp koridorlarda devam eden saldırı sonrası gazeteci Erdoğan Alayumat’ın sol kulağında işitme kaybı yaşandı, ancak doktora sevk edilmedi. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunan Av. Tugay Bek, Alayumat’ın süngerli oda denilen odada çıplak şekilde darbedilirken ceza infaz memurlarının kendisine “Gazeteci bunu da yaz” diye alaylı bir şekilde bağırdığını ifade etti. Sadece iki kişinin doktora sevk edildiğini ifade eden Bek, doktorun çıplak gözle görülen darp izlerinin üstünü örttüğünü belirterek Savcığın darp izleri kapanmadan harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.
‘GAZETECİLER ÖZEL OLARAK HEDEF ALINIYOR’
Erdoğan Alayumat ve tutuklu Zeki Çiçek’in koridor boyu sürüklenerek "Süngerli Oda" diye tabi edilen yere götürüldüğünü ifade eden Bek, “Müvekkil bu odaya bırakılırken zorla darbedilerek çırıl çıplak soyulmuştur. Mesleği gazetecilik olan müvekkil Erdoğan Alayumat'ı infaz koruma memurları darp ederken ‘Gazeteci bunları da yaz’ diye alaylı bir tavır sergilemişlerdir. Bu gazetecilerin özel olarak hedef seçildiğini gösterir. Müvekkil iki saat kadar süngerli odada tutulduktan sonra tekrar koğuşuna götürülmüştür. Müvekkiller ve diğer tutuklular darbedilirken infaz koruma memurları tarafından ölümle tehdit edilmişler, çok ağır hakaret ve sinkaflı küfürlere maruz kalmışlardır” dedi.
İŞİTME KAYBI YAŞIYOR, TEDAVİ EDİLMEDİ
Kurum doktoruna görünmek ve hastaneye gitmek için cezaevi idaresine yazılı olarak başvuruda bulunan müvekkillerden sadece iki kişinin doktora sevk edildiğini söyleyen Bek, “Erdoğan Alayumat, infaz koruma memurlarının darbetmesine bağlı olarak sol kulağında kısmen işitme kaybı yaşadığını belirtmiştir. İlgili kurum doktoru tutuklularda çıplak gözle dahi tespit edilebilecek darp cebir izlerini tespit edip raporlandırmaktan imtina ederek suç işlemiştir. 3 Ekim günü tutukluların ailelerini ile yapmış olduğu açık görüş öncesinde de olayı ailelerine söylememeleri yönünde infaz koruma memurları tarafından tehdit edilmiştir” dedi.
SAKALINI KESMEDİĞİ İÇİN DARBEDİLDİ
Müvekkillerinden Hayrullah Turan’ın 23 Eylül 2017 tarihinde Adana F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Tarsus T-2 Kapalı Cezaevi'ne getirildiğini ifade eden Bek, müvekkilinin cezaevi girişinde tamamen çıplak kalacak şekilde arama yaptırmaya zorlandığını onur kırıcı bu muameleyi kabul etmeyince darbedildiğini aktardı. Bir başka müvekkili Serkan Erdoğan’ın 3 Ekim günü sakalını kesmediği gerekçesi ile 30 kadar infaz koruma memuru tarafından darbederek tehdit ve hakaretlerde bulunulduğunu da ifade eden Bek, “Cezaevinde mahkumlar yönünden sakallarını kesmeye, tıraş olmaya zorlayacak bir hukuki zorunluluk bulunmamaktadır” dedi.
‘DELİLLER KAYBOLMADAN SAVCI HAREKETE GEÇSİN’
Tutuklular tarafından cezaevi idaresi kanalı ile bir suç duyurusunda bulunulduğunu ifade eden Bek, kendilerinin de ayrıca suç duyurusunda bulunduklarını dile getirdi. Hala görevi başında olan faillerin delilleri karartması ve aynı suçu işlemelerinin muhtemel olduğunu söyleyen Bek, suç duyurusu ile delillerin karartılmasının önüne geçmek ve yaşanan insan hakkı ihlallerinin tekrar etmesini engellemek için işkence ve kötü muameleye maruz kalan tüm tutukluların uzman bir hastaneye sevk edilerek darp cebir izlerinin tespitini, olay gününe ait cezaevi iç güvenlik kamerası görüntülerinin şüpheliler tarafından tahrif yada yok edilmesi ihtimali göz önünde bulundurularak el konularak incelenmesini istediklerini söyledi.