05 Ekim 2017 11:03

Kral Selman’ın Moskova ziyareti: Beklenmeyen yakınlaşma

İlk kez bir Suudi kralı, Rusya’yı ziyaret etti. Bölgesel çıkarlar açısından farklı cephelerde yer alan iki ülkenin yakınlaşması ne anlama geliyor?

Paylaş

ABD’nin İsrail ile birlikte bölgedeki en önemli müttefiki olan Suudi Arabistan Kralı Selman’ın, siyasi ve ekonomik iş birliğini geliştirmek üzere Rusya’ya gitmesi bölgedeki güç dengeleri açısından tartışmaları da beraberinde getirdi. İki ülkenin gündeminde enerjiden Suriye’ye kadar birçok konu var. Selman’ın yarın Putin’le de görüşmesi bekleniyor.

El Cezire’den Mansur Miralev “Beklenmeyen yakınlaşma” başlıklı yazısında ‘tarihi’ denilen ziyarete dair tartışmaları ele aldı. Miralev’in yazısı şöyle:  

“Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Kral Selman bin Abdülaziz el Suud’un Moskova ziyaretini “tarihi” olarak övdü. Diplomatlar pek ender olarak sarf ettikleri kelimeyi asıl anlamıyla kullanırlar ve bu kelime onların sözlüğünde bir klişeden ibarettir. Ancak bu seferki doğru kullanım olabilir.

Riyad ve Moskova on yıllardır zıt kutuplardalar. İki akaryakıt devi neredeyse dünya ham petrolünün yarısını üretmekte ve pazar payı için kıyasıya yarışmaktalar. Moskova’nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad Hükümetine arka çıkan çabaları da Rusya’yı, Suudilerin ve diğer Sünni Arap ülkelerinin karşı safında konumlandırdı.

Ancak geçtiğimiz yıl Moskova’nın ABD ile ilişkilerinin iyice gerildiği ve ABD Başkanı Donald Trump’ın öngörülemez siyasi yön değiştirmeleri arasında yine de iki ülke beklenmeyecek bir yakınlaşma yaşadılar.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov konuya ilişkin açıklamasında, “Temel beklentimiz ziyaretin iki yönlü ilişkilerimize yeni ve güçlü bir itici güç sağlamasıdır çünkü ilişkilerimizin potansiyeli gelip geçici durumlardan çok daha zengindir” ifadesini kullandı.

SURİYE PAZARLIĞI

Esad’ın hemen koltuğundan indirilmesini artık talep etmeyen Suudiler geçtiğimiz hafta üçüncü senesini dolduran (Suriye’deki) Rusya askeri harekatına da yüksek sesle itiraz etmiyorlar.

Şam yönetimi artık Suriye topraklarının yüzde 92’sinin düşmanlardan kurtarıldığını ve Rusya hava saldırıları ile gevşemeyen siyasi desteğinin asıl rolü oynadığını iddia ediyor. Moskova’daki gözlemciler kralın ziyaretinin bölgesel çapta siyasi çıkarların yeniden ele alınmasına hizmet edeceğini belirtiyorlar. Moskova merkezli bir savunma analisti olan Anatoly Tsiganok “Üç yıl önce en çok Washington’un eylemleri karşılık bulurdu. Şimdi ise durum esastan değişti . Bu  yüzden de Ortadoğu ülkeleri Rusya’ya önem vermekteler” yorumunu yapıyor.

Kremlin danışmanlarından biri de Kral Selman’ın ziyaretinin Suriye savaşında Suudi destekli muhaliflerin verdiği kayıplarla ilgili olduğunu savundu. Moskovalı Siyasi Araştırma Enstitüsü  Başkanı Sergey Markov, “Suudi Arabistan Suriye’de hiç tartışmasız bir yenilgi aldı ve şimdi bölgedeki Suudi güçleri özellikle de el Nusra Cephesi kitlesel tasfiyeyle yüz yüze gelecek. Kralın en önemli hedefi tüm Suudi destekli güçlerin yok edilmesini engelleyerek savaş sonrası Suriye de varlıklarını devam ettirebilmelerini güvence altına alabilmek olacaktır” şeklinde konuştu.
Kral Selman yakın vadede Rusya, Türkiye ve İran tarafından ilan edilen dört “çatışmasızlık” bölgesi konusundaki tutumunu da yumuşatabilir
Diğer yanda Moskova ise Riyad’ın Yemen’de yürüttüğü askeri harekata yönelik eleştirilerinin sesini kıstı.

PETROL KRİZİNDEN KURTULMA ÇABASI

2014 yılı ortasında petrol fiyatları varil başına 100 doların altına geriledi. Rusya ve Suudi Arabistan panikleyerek fiyatları yükseltme amacıyla üretimi düşürmeye çalıştılar ancak ortak bir noktada buluşmayı başaramadılar hatta Rusya üretimi artırma taahhüdünde bulundu.

Bu dönemde Amerikan kaya petrolü pazarlara sel gibi aktı, “geleneksel” hidrokarbon üreticileri için uzun vadeli öngörüler giderek kasvetli hale gelmeye başladı.

Geçtiğimiz aralık ayında Moskova ve Riyad, OPEC’i ve OPEC üyesi olmayan 11 petrol üreticisi ülkeyi günlük petrol ihracatlarını günlük 1.8 milyon varil ile sınırlama konusunda ikna ettiler.

Moskovalı Petrol Analisti Sergey Khestanov, el Cezire’ye yaptığı açıklamada, “Eylül ayı sonlarına doğru petrol fiyatları varil başına 60 dolara kadar yükseldi. Çünkü petrol anlaşmasına mükemmel bir biçimde riayet ediliyor. Benzer anlaşmalar gelecekte de hayata geçecektir çünkü sonucundan tüm katılımcılar kâr elde ettiler.

Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak çeşitli projeleri ve hatta kutuplarda sıvı doğal gaz üretimi planları üzerinden Suudi Arabistan Aramco şirketinden tekrar tekrar övgüyle bahsederken, “Suudi Arabistan ile iş birliğimiz en üst uçuş seviyesinde” ifadesini kullandı.

SİLAHLAR VE ATOMLAR

Kral Selman’ın Moskova’da 3.5 milyar dolarlık bir silah anlaşması imzalaması da bekleniyor. Suudi Arabistan uzun bir dönemdir ABD dışındaki silah tedarikçilerinin listesini de genişletmeyi hedefliyor. Tabii ki en büyük ikinci silah ihracatçısı Rusya imza için hazır. Silah anlaşmasına ilişkin detaylar hakkında resmi bilgi verilmezken Askeri Uzman Tsiganok, Riyad’ın Rusya’dan balistik füze ve hava savunma sistemleri almayı amaçladığını belirterek, “Bu sistemler Suriye’de yüksek kabiliyetlerini kanıtladılar” dedi.

Rusya Suudi Arabistan’ın sivil nükleer arzularını gerçekleştirmesine de yardımcı olabilir. Riyad, Ortadoğu’da İran’dan sonra nükleer enerji santrali kuran ikinci devlet olmak istiyor ve 16 adet santral için 80 milyar dolar para harcamaya hazır.

Tahran’ın Buşehr Nükleer Santralini tamamlamasını sağlayan Rusya’nın tekel konumundaki devlet şirketi Rosatom anlaşma imzalamak için girişimlerine çoktan başlamış durumda ancak bu yolda Fransız, Güney Afrikalı ve Çinli rakipleriyle yarışmak durumunda.

ESKİ DÜŞMANLAR

Suudi-Rus ilişkilerinin başlangıcı aslında ümit vadediciydi. 1926 yılında Suudi Arabistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk devlet Komünist Rusya idi. Ancak Riyad komünist ideolojiyi bölgeye yaymaya çalışan kızıl Moskova’yı hedef almakta gecikmedi. Sovyetler Birliği siyasi ağırlığını daha çok Güney Yemen’deki sosyalistleri ve Mısır, Suriye ve Irak’taki ulusalcı hareketleri desteklemeye yöneltti.

Kral Halit, Sovyetlerin 1979 Afganistan müdahalesine şiddetle karşı durmuş ve Riyad 1980’lerde Sovyet ekonomisine darbe vurmak amacıyla petrol üretimini arttırma yoluna gitmişti.

Suudi gruplar Çeçenya’daki ayrılıkçı savaşta yer aldı ve Moskova Suudi Müslüman liderleri Güney Rusya’nın Müslüman ağırlıklı bölgelerinde kendi köktenci İslam anlayışlarını yaymaya çabalamakla suçladı.

Rusya’nın önde gelen Ortadoğu uzmanlarından bir diğeri ise Kralın ziyaretiyle yaşanacak atılımlara kuşkucu yaklaşıyor. Medeniyetler Diyaloğu İçin Enstitünün Üyesi Alexey Malashenko, “Bu atılımı 60 yıldan beri bekliyoruz. Bu umut vadeden tipik bir ziyaret. İyi ancak hiçbir şeyi değiştirmeyecek” yorumunda bulunarak Suudilerin Moskova ile yakınlaşmak için ABD ile geleneksel sıkı ittifaklarından vazgeçmeyeceklerini Rusya’nın da  İran’ın gözünde güven sarsacak bir risk almayacağını belirtti.”

Çeviren: Ali Karataş

ÖNCEKİ HABER

100. yılında Ekim Devrimi paneli: Devrim, kaza değildir

SONRAKİ HABER

Mersin’de yaşam savunucularından balık çiftliklerine tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa