Avusturya seçimleri ve bazı gerçekler

Gökhan GÜNEŞ
Viyana

Avusturya’da genel seçimler, bir yıl erkene alınmış olarak 15 Ekim pazar günü yapılacak. Seçimlere toplam 16 parti, isim ya da liste olarak katılıyor. Partilerin çoğunluğu seçimlere bölgesel katılıyor ve tek tek eyaletlerde seçimlere giriyor. Avusturya genelinde seçimlere giren ve parlamentoya girme gücüne sahip ise belli başlı 6 parti ya da liste var. 

SEÇİME HANGİ PARTİLER GİRİYOR?

ÖVP (Avusturya Halk Partisi): Kendisini Hristiyan demokrat, muhafazakar ve liberal olarak tanımlıyor. Bu parti bütçeden 57.4 milyon ödenek yardımı alıyor ve sermayenin has partilerinden biri. Diğer iki büyük parti SPÖ ve FPÖ de yaklaşık ayni miktarda devlet yardımı alıyorlar. 

Yeşiller Partisi: Ekoloji ile uğraşan ancak hakkını vermeyen, emekçilerin sorunlarıyla ise ilgilenmeyen Yeşiller Partisinin kamuoyu yoklamalarında parlamento dışında kalacağı söyleniyor. Avrupa’nın birçok ülkesindeki Yeşiller partileriyle yakın zamanda kurulmuş olan, Avusturya burjuvazisinin itiraz etmediği ve hatta kurulmasına dolaylı olarak yardım ettiği bu siyasi akım, eski popülerliğini yitiriyor. 

NEOS: Liberal yenilikçiler. Ağırlıkla özelleştirmelerden yana ve mevcut siyasi ekonomik düzenin devamından yana bir ara akım.

YOLSUZLUĞA İTİRAZ VAR, YOLSUZLUK DÜZENİNE YOK

Partilerin yanında seçime liste olarak girecek isimler de var. Örneğin Peter Pilz’in listesi. 

Yeşillerden ayrılan Peter Pilz, son yıllarda yaşanan bazı yolsuzlukların ortaya çıkarılmasında adı çok duyulan ve popülerleşen bir isim. Burjuva basınının da popülerleştirdiği Pilz, kendi adı ile bir liste oluşturarak seçimlere giriyor. Pilz, ÖVP temsilcilerini “kapitalist tekellerin sözcüsü” olarak nitelendirse de, kendisinin kapitalizme alternatif bir program önerisi bulunmuyor. 

FPÖ: Avusturya Özgürlük Partisi. Aşırı ırkçı bir parti. İslam düşmanlığını öne çıkartan bir seçim çalışması yürüten bu parti faşizme açık ve koşullar oluşursa Hitler’in partisinin bir benzerine dönüşeceği söylenebilir. Şimdilik ise, “açık ırkçılık” yapmak konusunda temkinli davranıyor. İşçi ve emekçilerin kimi taleplerini dile getirmesi ancak bunu yaparken İslam ve mülteci düşmanlığını kullanması ise etkili oluyor. Oy oranında bir iki puan artış olabileceği tartışılıyor. 

MÜLTECİ DÜŞMANLIĞI İLE SORUNLAR ÖRTÜLÜYOR

SPÖ: Avusturya Sosyal Demokrat Partisi. Öncesi bir yana son 30 yıldır gerek hükümet ortaklığı yaptığı, gerekse tek başına hükümet olduğu dönemlerde sosyal hakların büyük bir çoğunluğu ya kısıtlandı ya da tümden kaldırıldı.

Seçim kampanyalarında “Yenileşme, yenilik, vergiler düşürülsün, çocukları seviyoruz. Adam ol kadını seç (liderleri kadın), İslamlaştırılma durdurulmalı, adalet Avrupalıların hakkı, göçmen ve mültecilere sosyal yardım adil değil” gibi sloganlar kullanıyorlar. 

Her seçimin temel sloganı olan “Vergiler düşürülsün” ise somut tek slogan olarak öne çıkıyor. Ancak her seçimde verilen bu sözün karşılığı halkın ödediği vergilerin artması ve patronların ödediklerinin düşmesi oluyor. 

Öte yandan ‘büyük parti’ ve öne çıkan seçim listeleri Avusturya’nın emekçi halkının sorunlarına yönelik bir çözümleri bulunmuyor. Avusturya’da işsizlik artıyor, öğretmenlerin iş güvencesi kalmamış durumda, sağlık giderek paralı hale getiriliyor. Sağlık emekçileri ve hekimler ‘özel aile hekimliği’ne zorlanıyor. Dünyanın en zengin 16’ıncı ülkesinde köprü altlarında açlık sınırında yaşayanların sayısı artıyor. Yoğunlaşan emek sömürüsünün üzeri ise ‘İslam ve mülteci düşmanlığı’ ile örtülmeye çalışılıyor. 

SONUÇ ŞİMDİDEN BELLİ

Siyasi partilerin ülkenin temel sorunlarına çözüm getirmeyen programları, seçimlerden sonra hangi koalisyon kurulursa kurulsun, Avusturya emekçilerinden yana bir hükümet olmayacağını şimdiden gösteriyor. 

Ülkenin yerli ve göçmen işçilerinin, giderek artan kutuplaşmaya, işsizliğe ve yoksullaşmaya karşı ortak bir mücadeleyi yükseltmediği koşullarda seçimin ardından sosyal haklara yönelik saldırıların artması, ırkçılığın yükselmesi ve yoksulluğun derinleşmesi devam edecek görünüyor.