‘Kadınlar en kötü koşullarda düşük ücretle çalıştırılıyor’

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, OECD’nin Cinsiyet Eşitliği Araştırması raporunu değerlendirdi.

13 Ekim 2017 10:12
Paylaş

Türkiye’nin üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), geçtiğimiz aylarda üye ülkelerdeki cinsiyet eşitsizliği üzerine “Cinsiyet Eşitliği Araştırması: Yukarıya Doğru Mücadele” başlıklı kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporda farklı gelişmişlik düzeyindeki tüm ülkelerde cinsiyet eşitsizliğinin toplumsal ve ekonomik yaşamın tüm alanlarında var olduğu belirtilirken, Türkiye’yle ilgili birçok olumsuz sonuç da yer aldı. Raporun üye ülkelerde çalışma yaşamındaki cinsiyet eşitsizliğini inceleyen bölümünde Türkiye sonuncu sırada yer aldı. İstihdam ile ilgili verilerde ise Türkiye Hindistan’dan sonra kadınların işgücüne katılımının erkeklere oranla en düşük olduğu ikinci ülke.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, yayınlanan rapor sonuçlarının kadın çalışma ve istihdamı açısından ne anlam ifade ettiğini anlattı.

‘KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI YÜZDE 30’

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiğini ve bunun kadın istihdamına yansıdığını belirten Çerkezoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımı hala yüzde 30’lar düzeyinde. Özellikle son yıllarda AKP iktidarı kadınları istihdama katmak açısından çeşitli proje ve çalışmalar yürütüyor gibi görünse de bütün bu yapılan çalışmalar aslında sonucu değiştirmiyor. Çünkü işin özü başka yerde. Kadınların bir bütün olarak çalışma yaşamına baktığımızda ağırlıkla yarı zamanlı, güvencesiz, taşeron çalıştırma başta olmak üzere en ağır işlerde, en güvencesiz ve en düşük ücretle çalıştırıldığını görüyoruz. Kadınlar ağırlıkla hizmet sektöründe, taşeron işçi olarak yarı zamanlı işçi biçiminde ve en güvencesiz çalışma biçimlerine maruz bırakılıyor. Aslında siyasi iktidarın yıllardır kadınlara dönük yürüttüğü politika ve söylemleri kadını hem ikinci sınıf insan hem de ikinci sınıf işçi olarak görmesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.”

‘KADIN İSTİHDAMI BEKLENENİN ALTINDA’

Kadınların iş yaşamında yaşadığı eşitsizliğin hakim olan kadın politikalarından bağımsız olmadığını söyleyen Çerkezoğlu, “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ağzını her açtığında kadınların ne kadar çocuk doğurmasını gerektiğini söylüyorsa, bu hem kadına dönük toplumsal bakış açışının bir sonucu hem de sistemin ihtiyaç duyduğu ucuz işgücü ordusunun devamlılığının sağlanmasının bir sonucu. Dolayısıyla bugün Türkiye’de kadın istihdamı beklenenin çok altında. Çalışan kadınlar da en kötü koşullarda ve erkeklere göre daha düşük ücretle çalıştırılıyor” dedi.

‘HEDEFTE HEP KADINLAR VAR’

Türkiye’de esnek istihdam ve düzenlemeler söz konusu olduğunda hedefinde hep kadın emeğinin olduğunu belirten Çerkezoğlu, geçtiğimiz aylarda “Kadın istihdamını arttıracağız” denilerek çıkarılan “Kadın Çalışanların Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin” kadınları ucuz iş gücü olarak gören yaklaşımın sonucu olduğunu ifade etti.

Çerkezoğlu, “Bu, çok kısmi bir şekilde kadınların katılımını arttırmış gibi görünse de açık ve kalıcı bir istihdam yaratmaz. Bunun kadınlar için anlamı daha fazla sömürü, daha fazla işten çıkarma korkusu ile çalışma demektir. O nedenle istihdam konusunda tüm düzenlemeler kadınların kazanılmış haklarına saldırıdır. Bu, aynı zamanda AKP iktidarı tarafından ikinci sınıf olarak görülen kadın emeğinin daha da güvencesizleştirilmesidir” açıklamasında bulundu.

‘DİRENİŞİN MERKEZİNDE KADINLAR OLMALI’

Ortaya konulan tablonun olumsuzluklar barındırdığını belirten Çerkezoğlu son olarak,  kadın emeğinin görünürlüğünün sağlanması için yapılması gerekenlere ilişkin şunları söyledi:
“Hem kadın emeğinin daha görünür kılınması hem de kadının bugün Türkiye’de, eğitimden siyasete sosyal hayatın kendisine kadar yaşamın her alanında kadının görünmez kılındığı bir süreçte kadın mücadelesinin tüm boyutları ve bileşenleriyle birlikte bütünlüklü bir kadın mücadelesine ihtiyaç var. Sermayenin saldırılarının hedefinde hep kadınlar olduğunu görüyoruz. Sermayenin hedefinde kadın işçiler varsa direnişin merkezinde de kadınlar olmalıdır. Kadın emeğinin değersizleştirilmesine topyekûn karşı durmak gerekir.” (MA)

ÖNCEKİ HABER

Galatasaraylı Fernando: Şampiyonluğa odaklandık

SONRAKİ HABER

Talisca ve Volkan Demirel hakkında soruşturma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa