İşten atılan işçiler: Binali Yıldırım samimi değil

Metin YOKSU

Sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçiler ve KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri İstanbul’un dört bir yanında günlerdir düzenledikleri eylemler ile işlerine geri dönmeyi istiyor. Başbakanın “Sendikalı olmaktan korkmayın” sözlerini hatırlatan işçiler, Başbakan’ın samimi olmadığını dile getirdi. 

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Avrupa 10’uncu Bölgeler Toplantısı’nda Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı konuşmada “sendikalı olmaktan korkmayın” sözünün tersine, İstanbul’da çeşitli işyerlerinde işçiler sendikalı oldukları için işten çıkarılmaya devam ediyor. İşten çıkarılan işçiler ise işe sendikalı olarak dönmek için eylemlerini sürdürüyor. 

‘DİRENİŞ SOKAĞI’

Kod-A Bilişim AŞ’de çalışan 10 işçi, 27 Eylül’de DİSK’ei bağlı Sosyal-İş Sendikasına üye oldukları için işten çıkarıldı. İşçiler işten çıkarılmadan önce sendikal faaliyetleri nedeniyle sürgün edildi. Sürgünleri kabul etmeyen işçiler sendika temsilcileri aracılığı ile görüşmeler düzenledi. Tüm diyalog yollarının kapatılması üzerine işçiler, Türk Telekom’un Bağcılar Güneşli’de bulunan genel merkez binası önünde 3 Ekim’de eyleme başladı. Eylemlerinin 13’üncü gününde olan işçiler sendikalı olarak işe geri dönmek ve TİS’i imzalayana kadar eylemlerinin süreceğini belirtti. Kod-A işçilerinden Güven Yavuz, eylemlerinin artacağını ifade ederek şunları söyledi: “Biz burada iki haftadır direniyoruz. Aynı sokakta DHL Express işçileri de olduğu için sokağın adını direniş sokağı koyduk. Direnişimiz biz kazanana kadar sürecek.”

91 GÜNDÜR EYLEMDELER

DHL Express ise, Türk-İş’e bağlı TÜMTİS’e üye oldukları ve işyerinde sendikal faaliyeti yürüttükleri için 9 işçiyi işten çıkardı. 7’si, DHL Express’in Bağcılar’da bulunan Genel Müdürlük binası önünde 17 Temmuz’da eyleme başladı. Eylemleri 91’inci gününde olan DHL Express işçileri Esenyurt’ta geçtiğimiz yıllarda DHL Depo’da 465 günlük direnişleri sonucu işçilerin sendikalı olduklarını hatırlatarak uzun soluklu bir mücadeleyi göze aldıklarını belirtti. İşe geri iade davalarını açtıklarını aktaran Berk Kalyoncu adlı işçi, eylemde olmalarına rağmen içerideki işçiler ile bağlarını koparmadıklarını ve sendikal faaliyetlerinin sürdüğünü vurguladı. Kalyoncu, işverenin işçiler üzerinde baskılar sürdürdüğünü ifade ederek baskılara rağmen kazanacaklarını söyledi. 

‘BAŞBAKAN SAMİMİ DEĞİL’

Hadımköy’de yaklaşık 490 işçinin çalıştığı Akkim Yapı Kimyasalları fabrikası, Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikasına üye oldukları için ilk olarak 31 Temmuz 2017’de 22 işçi çıkarılırken, aralıklar ile yaklaşık 100 işçi işten çıkarıldı. O günden bu yana fabrika önünde çadır kurarak eylem yapan işçiler, 76 gündür işlerini geri istiyor. Başbakanın “sendikalı olmaktan korkmayın” sözlerinin samimi olmadığını söyleyerek konuşmasına başlayan  işten çıkarılan Ali Gündüz, “Başbakan samimiyse onu işverenlere yaptırım uygulamaya çağırıyorum” dedi. Gündüz sadece kendilerinin değil Türkiye’deki bütün işçilerin sendikalı olması durumunda rahat bir nefes alacaklarını söyledi.

‘MÜCADELEMİZ SADECE İŞE GERİ DÖNMEK İÇİN DEĞİL’

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte en az 108 bin kamu emekçisi işlerinden ihraç edildi. İhraç edilen kamu emekçilerinden 4 bin 9’u Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi. 20 Şubat 2017’de Kadıköy Altıyol, Kartal Meydanı ve Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda haftanın 3 günü oturma eylemi gerçekleştiren kamu emekçileri eylemlerinde 35’inci haftayı geride bıraktı. Oturma eylemlerinin yanı sıra işlerine geri dönmek için imza kampanyası da düzenleyen emekçiler, 221 gündür açlık grevinde bulunan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça başta olmak üzere tüm haksız ihraçların işe geri dönmesi için mücadele ettiklerini belirtti. Nuriye Şimşek adlı kamu emekçisi, mücadelelerinin sadece işe geri dönmek için olmadığını belirterek, OHAL’in kaldırılmasına yönelik olduğunu da söyledi. Şimşek, eylemde olan işçi ve emekçilere OHAL’e karşı bir an önce birlikte mücadele ederek, güçlü eylemler düzenleme çağrısında bulundu. (İstanbul/MA)