İHD: OHAL ile Türkiye’nin anayasal ve yasal rejimi değişti!
İHD OHAL’in 5. kez uzatılmak istenmesiyle ilgili açıklamada OHAL ile yönetilen Türkiye'de hak ihlallerini gözler önüne serdi.
İnsan Hakları Derneği OHAL'in 5. kez uzatılacak olmasına ilişkin düzenlediği basın toplatısında, OHAL ile yönetilen Türkiye'de hak ihlallerini gözler önüne serdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) 19 Ekim'de süresi dolacak OHAL'in 5. kez uzatılacak olmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Dernek binasında yapılan basnı toplantısında bir yılı aşkın zamandır süren OHAL'in bilançosunu gözler önüne serildi. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan yaptığı açıklamada, MGK ve ardından toplanacak Bakanlar Kurulu ile OHAL’in 6. Kez uzatılacağını ifade etti. Fetullah Gülen örgütü ile baş etmek adına yapılan uygulamaların devlet içinde denetimi imkansız kıldığı ve yargının tamamen devre dışı kaldığını belirten Türkdoğan, “Dolayısıyla OHAL KHK’larını yargı denetimine tabi tutacak bir yargı kalmamıştır. Siyasal iktidar bu keyfiyetle birlikte istediği gibi düzenlemeler yapmaktadır” dedi. Anayasaya göre KHK’larının yayınlandıkları gün Meclis onayına sunulması gerektiğini kaydeden Türkdoğan, bugüne kadar 28 KHK yayınlandığını ama sadece 5 KHK hakkında Meclis onayı alındığını söyledi.
‘OHAL REJİMİ KALICI HALE GETİRİLDİ’
Ayrıca KHK’lerle bugüne kadar 300 civarında kanunda kalıcı değişiklikler yapıldığına dikkat çeken Türkdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yasal sistem tamamen değiştirilmiş, OHAL rejimi kalıcı hale getirilmiştir. OHAL koşulları altında siyasal iktidarın her türlü anti demokratik davranışı sonucu 16 Nisan 2017’de kanuna aykırı YSK kararı ile kabul edildiği belirtilen Anayasa değişiklikleri ile Türkiye’nin anayasal rejimi değişmiş, tek kişi yönetimine dayalı Türk tipi başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçilmiştir. Bu modelin geçiş aşamasında partili cumhurbaşkanı hızla icraatlarına başlamış, Türkiye OHAL koşullarında parti devletine dönüştürülmüştür.”
‘CEZAEVLERİNDEN İŞKENCE ŞİKAYETLERİ GELİYOR’
Adalet Bakanlığı’nın sözlü açıklamalarına göre Türkiye cezaevlerinde 225 bin civarında mahpus bulunduğunu aktaran Türkdoğan, ancak kapasitenin 180 binlerde olduğuna dikkat çekti. Hapishanelerde başta tecrit olmak üzere işkence ve kötü muamele ile ilgili yoğun şikayetler geldiğini vurgulayan Türkdoğan, hapishaneleri denetlemekle görevli kuruluşların bu görevini yapmadığını, böylece her türlü hak ihlalinin yaşanmasına katkı sunduklarını söyledi.
‘BÖLGEDE SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI DEVAM EDİYOR’
OHAL uygulamalarının Türkiye’nin her yerinde aynı etkiyi göstermediğini belirten Türkdoğan, özellikle Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusunda başta toplantı ve gösteri hakkı olmak üzere birçok temel hakkın tamamen kısıtlandığını ve yasaklandığını söyledi. Tıpkı 90’lı yıllardaki gibi kentlerde yoğun güvenlik önlemleri alındığını, şehir giriş çıkışları başta olmak üzere şehir içlerinde birçok noktada kimlik kontrolleri ve aramalar yapıldığını aktaran Türkdoğan, “Bu durum vatandaşı usandırıcı noktaya ulaştırmış durumdadır. Bölgede sokağa çıkma yasakları halen devam ettirilmektedir. Sokağa çıkma yasaklarına gerekçe olarak kentlerde ki hendek ve barikatlar gösterilmişti. Oysa artık hiçbir yerleşim yerinde hendek ve barikat bulunmamaktadır” dedi.
‘OHAL İLE YÖNETİLEN TÜRKİYE'NİN TABLOSU’
İnsan Hakları Derneği tarafından derlenen veriler, 6. kez uzatılacak olan OHAL'in bilançosunu gözler önüne seriyor:
* OHAL'in ilk 6 ayında gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı ve gözaltının ilk 5 gününe avukat ile görüş yasağı getirildi. Ardından gözaltı süresi 14 güne, gözaltında avukat ile görüş yasağı 1 güne indirildi.
* OHAL sürecinde tutuklanan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da arasında bulunduğu 11 milletvekili hala cezaevinde. Ayrıca Figen Yüksekdağ ile birlikte toplam 5 milletvekilinin vekilleri düşürüldü.
* OHAL KHK’ları ile 94 belediyeye el koyuldu ve bunların 89’u Demokratik Bölgeler Partisi’ne mensup belediyeler. Ayrıca 74 belediye eş başkanı, 28 HDP il eş başkanı ile 89 ilçe eş başkanı, 780 HDP il ve ilçe yöneticisinin tutuklandığı bir süreç yaşandı.
* KHK’larla 113 bin 440 kamu görevlisi ihraç edildi ve sadece 1852 kişi göreve iade edildi. Kapatılan özel kuruluşlarda görev yapan ve çoğunluğu öğretmen olan 22 bin 474 kişinin çalışma izinleri iptal edildi. Bunlardan sadece 614’ünün izni iade edildi. OHAL süresince HSK kararı ile 4 bin 240 hâkim ve savcı ihraç edildi ve sadece 166’sı iade edildi.
* Bu süre içerisinde devlet tarafından el konularak kayyum atanan şirket sayısı ise 969. Ekonomik büyüklüğü 41 milyar TL olan bu şirketlerde çalışan işçi sayısının 47 bin civarında. Kapatılan özel sağlık kuruluşu 48 olup, bunlardan 2’si geri açıldı.
* OHAL süresince en büyük zarar ifade ve basın özgürlüğüne verildi. Yazılı ve görsel medya başta olmak üzere kapatılan basın yayın kuruluşu 185 olup sadece 23’ünün açılmasına izin verildi. OHAL süresince çok sayıda gazeteci tutuklandı ve halen 174 gazeteci tutuklu. 2016 yılında sarı basın kartı iptal edilen gazeteci sayısı 889 dur.
* OHAL süresince 1412 dernek ve 139 vakıf kapatıldı. Birçoğu Fettullah Gülen örgütü ile bağlantılı olduğu ileri sürülen dernek ve vakıflardan geri kalanlar ise somut herhangi bir nedene dayanmadan başka yasa dışı örgütlerle bağlantılı olduğu belirtilip kapatıldıkları ifade edildi. 19 sendika ve konfederasyonun faaliyetlerine son verildi.
Adalet Bakanlığı resmi istatistiklerine göre 2016 yılında Cumhurbaşkanına hakaretten 4 bin 187 kişiye, Türklüğe hakareti düzenleyen TCK 301. Maddeden 482 kişiye, yasadışı örgüt propagandası yapmaktan dolayı 17 bin 322 kişiye dava açıldı. (Ankara/EVRENSEL)