18 Ekim 2017 12:05

Müftülere nikah yetkisi, Meclis’ten geçti

Müftülere nikah yetkisi düzenlemesi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. CHP düzenlemeyi AYM'ye taşıyacağını açıkladı.

Paylaş

Kadın örgütleri ve muhalefet partilerin tüm tepkilere rağmen Meclis Genel Kurulu’na getirilen müftülere nikah kıyma yetkisini de içeren tasarı kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu'nda 'Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul ili Eyüp ilçesinin adının Eyüpsultan Olarak Değiştirilmesi ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri düzenlendi.

Müftülere nikah kıyma yetkisinin verildiği Kanun Tasarısı'nın altıncı maddesi kabul edildi.

Genel Kurul, Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın başkanlığında saat 14.00’te açıldı.

Genel Kurul’da, müftülere nikah kıyma yetkisini de içeren Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşülüyor. Tasarıya göre evlendirme memurları arasına il ve ilçe müftüleri de ekleniyor. 

 {{334311}}

FİLİZ KERESTECİOĞLU: TOPLUM YENİ KUTUPLAŞMALARA İTİLİYOR

Mecliste görüşmelerde HDP adına İstanbul milletvekili Filiz Kerestecioğlu söz aldı. Kadınların günlerdir eylemde olduğunu hatırlatan Kerestecioğlu, “Onların mücadelesini bir kez daha saygıyla selamlıyorum.” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsteseniz de istemeseniz de bu yasa Meclisten geçecek.” sözlerini hatırlatan Kerestecioğlu  “Yine maalesef, anlaşılıyor ki bu yasa da yukarıdan bir talimatla gelmiş. Bu yasayla hedeflenen, 4+4+4'ten beri uygulamaya sokulmaya çalışılan, dinin yaşamın her alanına egemen olduğu bir sistem yaratmak, muhafazakâr bir tek tip hayat dayatması.” dedi. 

‘ÇOKLU HUKUKA GEÇMENİN ÖN ADIMLARI’

Yapılan değişikliğin sonuçlarının hesaba katılmadığını söyleyen Kerestecioğlu, “Bu yasayla kadın-erkek eşitliğine açıkça inanmadığını ifade eden, kadınlara sürekli boşanmamaları gerektiğini telkin eden bir kuruma çok ciddi bir yetki verilecek. İmamlara nikâh kıydırmak medeni hukukun dışına çıkmak anlamına geliyor ve korkarız ki çoklu hukuka geçmenin de bir ön adımı atılıyor. Bu gerçekleşirse bir sonraki adımda İslam hukuku öne sürülerek yanlış yorumlamalarla kadınların kazandıkları medeni haklar da tehlikeye düşebilecek. Belki de bir sonraki adımda hukukun bazı alanlarının İslam hukukuna devredilmesini tartışacağız. Bu nedenle, kadınların medeni hukukla edindikleri mal paylaşımı, boşanma gibi pek çok haklarının tehlike altında olduğunu düşünüyoruz.” dedi. 

‘ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLER ARTACAK’

Kerestecioğlu, “Türkiye gibi çocuk yaşta evliliklerin yani çocuk istismarının yaygın olduğu bir ülkede imamlara, müftülere nikâh kıydırmak bırakın, Bakanın önerdiği gibi küçük yaşta yapılan imam nikâhlı evlilikler ile ikinci eş olaylarını sona erdirmeyi, korkarız ki çocuk yaşta evliliklerin artmasına neden olacak.” dedi.  Kanun tasarısının toplumda kutuplaştıracağını belirten Kerestecioğlu, “Tıpkı, gönderecek okul bulamadığı için çocuklarını imam-hatip liselerine, okullarına ya da sıbyan mekteplerine gönderen aileler gibi, kadınlar da, imamlara resmî nikah kıydırmak norm hâline geleceği ve olağanlaşacağı için artık nikahlarını onlara kıydırmak durumunda kalacaklar. Mahalle baskısı nedeniyle birçok kadın istese de istemese de dinin hayatına daha fazla hâkim olduğun hissedecek. Ayrıca toplumda "belediyenin kıydığı nikah", "müftünün kıydığı nikah" gibi yeni kutuplaşmalar doğacak.” ifadelerini kullandı. Kadınların mücadelesini sürdüreceklerini söyleyen Kerestecioğlu, “Bugün Erdoğan, karşısındaki en güçlü muhalefet olan kadınlarla inatlaşıyor şimdi. Biz çok sayıda berbat yasayı değiştirmeyi becerdiğimiz gibi bunu da engellemeyi, yoksa da iptal ettirmeyi başarırız. Kimse umudunu kaybetmesin, özellikle tüm kadınlar kazanılmış haklarımızı kaybetmemek için mücadeleye devam edeceğiz bundan emin olabilirsiniz.” dedi.

‘KADINI ERKEK EGEMEN ZÜMREYE TESLİM EDİYORSUNUZ’

CHP grubu adına ise İzmir Milletvekili Murat Bakan söz aldı. “Ülkede nikâh kuyrukları yokken, isteyenin dinî nikâh kıydırmasına herhangi bir engel de yokken bu tasayı niye Parlamentoya gelmiştir?​” diye soran Bakan, “Düzenleme, bir taraftan ülkenin yakıcı gündeminden vatandaşı uzaklaştırarak yapay gündem yaratmanın aracıdır, diğer taraftan ise ülkemizde her alanda toplumun dinselleştirilmesi stratejisinin bir parçasıdır. Orduda imam, okulda imam, hastanede imam, sivil savunmada imam, şimdi de nikâhta imam. Bu tavır muhafazakâr demokrat gömleğini çıkarıp siyasal İslamcı gömleğini giymektir” ifadelerini kullandı. Tasarı ile toplumun kutuplaştırılacağını söyleyen Emir, “Bu tasarı ile vatandaşlar "dinî nikâh töreniyle evlenenler" ve "resmî nikâh töreniyle evlenenler" olarak ayrışacak; toplum "müftüye nikâh kıydıranlar" ve "belediyeye nikâh kıydıranlar" olarak bölünecek. Evlenecek çiftler arasında, daha nikâh kıyılmadan, "Müftülük nikâhı mı kıyalım, belediye nikâhı mı kıyalım?" diye tartışmalar çıkacak” dedi.

Düzenlemenin Anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu söyleyen Bakan, “Laiklik başta din ve vicdan hürriyeti olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerin güvencesi, eşitliğin kaynağı, dünya ve devlet işlerinin din kurallarından ayrılarak toplumsal hayatta din kurallarının değil hukuk kurallarının egemen olması, bilim ve aklın, medeni yaşamın güncel ihtiyaçlarına göre düzenlenmesidir. Siz burada ne yapıyorsunuz? Tam tersine, devleti eğitimden evliliğe kadar her alanda dinselleştiriyorsunuz. Kadını erkek egemen bir zümreye teslim ediyorsunuz. Türkiye kadın örgütlerinin dediği gibi bu hamleniz kadım kıyımıdır.” dedi.

BOSTANCI’DAN İLGİNÇ YAKLAŞIM: KADINLARIN LEHİNE!

Muhalefet partilerinin konuşmalarının ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise eleştirilere kulak tıkadı ve “Bu uygulama kadınların da lehinedir” dedi. Bostancı, “Bu yapılan iş, Türkiye'de aileyi tahkim eden bir iştir. Hukuki sonuç doğuran nikaha ilişkin laik ve seküler devletin bir işidir. Bunu nikahı gerçekleştiren kişiler devletin görevlileridir tıpkı belediyenin insanları gibi.” dedi. Bostancı’ya cevap veren HDP’li Kerestecioğlu, “Şimdi, öncelikle bu konuda yani böyle bir şeye ihtiyaç olmadığı defalarca söylendi ama sadece mesele ihtiyaç değil, tabii ki bir ihtiyaç var çünkü hayatı başka bir şekilde dizayn etme ihtiyacı var. Bu kişiler herhangi bir memur değiller. Diyanet görevlileri ve bir dinin görevlileri, başka bir dinin görevlileri de değiller. Olmasından yana değiliz, yani bu aynı zamanda çoklu hukuku yaratacak bir şey ve bunun endişesiyle de karşı çıkıyoruz” dedi.

HDP'Lİ HÜDA KAYA: MÜFTÜLERE NİKÂH YETKİSİYLE KADIN HAKLARININ GASP EDİLMESİ KOLAYLAŞACAK

HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Meclis Genel Kurulu'nda görüşmelerine devam edilen müftülüklere nikah yetkisi veren tasarıya ilişkin "Tasarıyla kadınların boşanma gibi haklarının gasp edilmesi kolaylaştırılacaktır." dedi.

Hüda Kaya'nın konuşmasından satır başları şöyle:
 
"Burada farklı referanslarıyla muhalefet edenler var bu yasaya. AKP sıralarında dün Diyanet'e hıyanet kurumu diyenlerin bugün Diyanet'i kutsayıcı konuşmalar yapması çok garip. Dün başörtüsü yasağına ses çıkarmayan Diyanet ne ise bugün de işkence ve adaletsizliklere ses çıkarmayan Diyanet aynı Diyanet değil mi? Ne değişti? Diyanetin gelenekçi, eril rivayetleri, referansları mı değişti? Peygamber adına uydurulan rivayetlerle kadınları ve halkı iradesizleştiren sahte kaynakları hâlâ öğretilmiyor mu ilahiyatlarda, imam-hatiplerde? Bu kaynaklar mı değişti? 

'KADINLAR İÇİN DEĞİL ERKEKLERİN HAYATINI KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN'

Kadınları, tahrif edilen muhafazakâr referanslara sahip zihniyetin eline bırakmaktır bu yasa. Ülkemizde, toplumda her geçen gün, Teksas'ı aratmayan görüntüler varken ve her gün toplum kan revan görüntüleriyle hasta bir topluma dönüşmek üzereyken yapay gündemler oluşturuluyor. İnsanlara, müftülük gibi dinî kılıflı yapay kutsallıklarla bir uyuşturma, bir göz boyama, bir makyaj sunuluyor. Bu gerçekler ışığında, kadın vahşetleri bitmeliyken, kadınlar için güvenli yaşam imkânları geliştirilmeliyken, kadın cinayetleri engellenmeliyken, erkeklere cinsiyet eşitliği ve bilinci kazandıracak farklı çalışmalar yapılması gerekirken; iktidar, cinsiyetçi ve erkekçi bir geleneğe, bir zihniyete teslim olmuş durumdadır. Bu düzenlemeler kadınlar için değil, erkeklerin hayatını kolaylaştırmak için getirilmektedir önümüze. 
 
Müftülere nikâh yetkisi verilmesi yasasının geldiği ortama bakın; 2017 yılının ilk yedi ayında 170 kadın ve kız çocuğu öldürülüyor. Eylül ayında ise erkekler tarafından 28 kadın öldürülüyor, 28'i yaralı. Taciz, tecavüz ve istismara uğrayan onlarca kadını sıralamıyorum bile. Bunlar sadece resmî sayıya yansıyanlar. Bu rakamların buz dağının görünen yüzü olduğunu hepimiz biliyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne yapıyor? Kadınların nefes alacağı, eşit ve onurlu yaşam süreceği bir geleceği gerçekleştirmekle uğraşacağına mevlit vermekle, yaptığı faaliyetlerle övünüyor. 

'ASIL MUHAFAZAKAR KADINLAR MAĞDUR OLACAK' 

Müftülere nikâh yetkisi verilmesiyle kadınların boşanma gibi haklarının gasp edilmesi kolaylaştırılacaktır. Asıl mağdur olacak olan kadınlar, muhafazakâr ve gelenekçi çevrelerdeki kadınlarımız olacaktır. Neden? Çünkü seküler bir yaşama, referansa sahip kadınlar, zaten evlenmek için müftülükleri tercih etmeyeceklerdir. Belediyeyi tercih edeceklerdir fakat muhafazakâr toplum içindeki kadınlar daha fazla mahalle baskısına maruz kalacağından, müftülüklere başvuracaklardır. Boşanma noktasına gelindiğinde  "Sen evlenirken müftülüğü tercih ettin, boşanırken de müftülüğün hukukunu, geleneğini tercih etmek zorundasın" denilebilecek. Peki, böyle olursa ne olacak? Zaten gelenekçi ve Emevici bir referansa sahip olarak yetiştirilen Diyanet mensupları, kadının boşanamayacağı konusunda yaşamına müdahale edeceklerdir.

'CUMHURBAŞKANI AŞİKAR ETTİ' 

Cumhurbaşkanının 'Anadolu'daki kız ve erkek çocuklar o müftünün sözünü dinlerler.' ifadesini hepiniz dinlediniz, hepiniz biliyorsunuz. Muhafazakâr ve gelenekçi çevrelerde gençlere ve kadınlara yapılacak olan mahalle baskısı bizzat Cumhurbaşkanının ifadesiyle afişe edilmiştir. İşte ben tam da bu noktada çekincemi ve eleştirimi sunuyorum. Dindar kadınlar; kendi kimlik ve özgünlüklerinin farkına vardıklarında, bu, muhafazakâr gelenekçi çevrelerin işine gelmez. Hakikatin tahrif edilmesiyle, kadınlara gelenek adına, sapkın inançlar adına kendilerinin tercih etmedikleri yaşamlar kader diye dayatılmaya çalışılmaktadır."

CHP DÜZENLEMEYİ AYM'YE TAŞIYACAK

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen  müftülere nikah yetkisi veren düzenlemeye ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını açıklayan Özel, "Hem hukuken hem Anayasa Mahkemesi boyutunda hem de siyasi olarak karşı çıkmaya ve konuyu deşifre etmeye devam edeceğiz" dedi.

ERDOĞAN 'İSTESENİZ DE İSTEMESENİZ DE O YASA MECLİSTEN GEÇECEK' DEMİŞTİ

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde genişletilmiş il başkanları toplantısında müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesini öngören yasa tasarısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kadınların tepkisiyle karşılaşan ve tartışma yaratan, il ve ilçe müftülerini de evlendirme memurları arasına ekleyen “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” geçtiğimiz hafta İçişleri Komisyonunda kabul edilmişti. Erdoğan, tasarıya karşı çıkanlara ithafen “Bunlar milleti tanımadıkları gibi kanun da bilmiyorlar. Şu anda nikahları kim kıyıyor. Bir kamu görevlisi olan belediye başkanı veya onun yetki verdiği nikah memuru” demişti.

“Bizim vatandaşlarımızın kahir ekseriyeti, resmi nikah kıydığı zaman onunla yetinmiyor, hocaya gidiyor, kayıt dışı bir nikah da orada kıyıyor” diyen Erdoğan, konuyu kendisine ‘zul’ saydığı kilise nikahı ile örnekledi: “Bu gerçekleri göz önüne almak lazım. “Laikliğe aykırı” diyor. Batıda kilise bu işi yapıyor. Onları da örnek gösterirken bunu kendime zul addediyorum.” Erdoğan, gündeme geldiği günden bu yana kadınların mücadelesiyle karşılaşan tasarı hakkında “İsteseniz de istemeseniz de bu Meclisten geçecek” dedi ve ekledi: “Senin memurlarının lafını o Anadolu’daki kız dinlemez ama bir hoca efendinin lafını Anadolu’daki kız da erkek de dinler. Burada illa filanca caminin imamına, müftüye git diye bir şey yok. İstersen bekle belediyeyi, belediye ne zaman tarih verirse o zaman kıydırırsın.” Tasarıya karşı çıkanların ‘İçlerindeki husumeti ortaya döktüklerini’ söyleyen Erdoğan, “Buradaki rahatsızlığın tek sebebi nikahı kıyacak kişinin din görevlisi olmasıdır” yorumunda bulundu. “Nikahı müftü değil de, tapu müdürü, orman müdürü kıyacak olsa bunların hiçbirinin itirazı olmaz” diyen Erdoğan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’yu kastederek, “Veysel Hoca da gülüyor, “İşi ormana yükleyecek” diye” ifadesini kullanmıştı.

KADINLAR NEDEN HAYIR DİYOR?

Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı kadınların medeni haklarının tırpanlanmasının önünü açacak pek çok madde içeriyor. Kadınlar tasarıyı şu nedenlerle kabul etmiyor: 

1- Bu tasarı kadınların Medeni Kanun’la elde ettiği hakların ortadan kaldırılmasının; evlilik, miras, boşanma haklarında güvencesiz bırakılmasının önünü açıyor.

2- 2015’te resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesi ortadan kaldırıldı. 2016’da bir yasa iptaliyle “Çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşı 15’ten 12’ye indirildi. Bu tasarıyla çocuk yaşta evliliklerin ve erkeklerin çok eşliliğinin önü açılıyor. 

3- Tasarı yasalaşırsa nikahı hangi memurun kıyacağı aile içinde kadınlar üzerinde yeni bir baskı ve şiddete dönüşebilir, bu baskı altında kadınlar istemeseler de din görevlisinin nikahına zorlanabilir. Kimin ne tür nikah kıydığı tartışması toplumda yeni kutuplaşmalara neden olabilir. 

4- Medeni hakların din görevlilerine devredilmesi laikliğe aykırı. Kadınlar, laikliğin olmadığı yerde en çok kadınların haklarının tırpanlanacağını söylüyor. 

5- Tasarı din görevlilerine nikah yetkisinin yanı sıra evde yapılan doğumlarda, çocukların doğum bildiriminin sözlü beyanının da yeterli sayılmasını getiriyor. Bu maddeyle, kadınların tepkisiyle geri çekilen ‘çocuk istismarını meşrulaştırma yasası’ arka kapıdan geçirilmeye çalışılıyor. Meclisteki tasarıyla kız çocuklarının yaptıkları doğumların bildirimine ilişkin zorunluluk ortadan kalkıyor. Böylece kız çocuklarını hamile bırakan istismarcılar tespit edilemeyecek ve dava açılamayacak. Çocuk istismarı aklanacak, istismarcılar devlet eliyle
ödüllendirilecek. (‘HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Pasifik ülkesi Tonga'da 6.0 büyüklüğünde deprem

SONRAKİ HABER

Bahçeci'yi kaçıranlar ESP Ankara İl Başkanını da tehdit etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa