18 Ekim 2017 15:06

Toplu taşıma araçları neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde pek çok kadın için taciz ve rahatsız edilme ortamı. Kenya’nın başkentinde de kadınlar için durum aynı.  Women’s Empowerment Link (Kadınları Güçlendirme Ağı) isimli Nairobi merkezli destek grubunun anket yaptığı 381 Kenyalı kadından çoğu, kamu taşıtlarında cinsel şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Stop Street Harrasment (Sokaktaki Tacizi Durdurun) isimli örgüt tarafından derlenen çalışmalar, benzer bulgulara sahip. Araştırma, Paris’te kadın yolcuların hepsinin toplu taşıma araçlarında en az bir kez rahatsız edildiğini ortaya koyuyor.

SADECE KADINLARI TAŞIYAN VAGONLAR SORUNU ÇÖZER Mİ?

Japonya’da sadece kadınları taşıyan metro vagonları mevcut ama bu seyahati daha güvenli hale getirdi mi? İngiltere’de ana muhalefetteki İşçi Partisinin Lideri Jeremy Corbyn de dahil olmak üzere bazı siyasetçiler, kadınlar için ayrı vagonların çözüm olabileceğini söyledi. Meksika’dan Japonya’ya ve Türkiye’den Hindistan’a pek çok ülkede; otobüs, tren ve taksi gibi farklı taşıtlarda deneniyor. Ama kadınların hayatlarını daha güvenli hale getirdiklerine dair bir kanıt var mı? Bunu, pek çok nedenden ötürü ölçmesi zor. Kamu taşıtlarındaki saldırılar, çoğu zaman ihbar edilmiyor, edildiğinde bile bir sürü ülke bu verileri yayımlamıyor.

‘PEMBE’ HATLARDA TACİZ ARTTI

Ayrım kültürel nedenlerle olsa da, pek çok ülke kadınlara özgü taşıtları, öncelikli olarak cinsel taciz sorunları nedeniyle uygulamaya koydu. Peki bu uygulamayla kadına yönelik taciz azaldı mı? Bunu bilmenin yolu, bu taşıtlardan önceki ve sonraki koşulları karşılaştırmak. Ancak bu konuda çok az veri var. Verilerin olduğu yerlerden biri Japonya’nın başkenti Tokyo.

2004 yılında bir dizi tren hattında kadınlara özgü taşıtlar uygulamaya sokuldu. Bir yıl sonra, kentteki kadınlara yönelik gayriahlaki davranışlarda yüzde 3 azalma görüldü, ancak kadınlara özgü vagonların kullanıma sokulduğu hatlardan ikisinde taciz yüzde 15-20 oranında arttı. Ancak bunun nedeni, karma vagon sayısının ya da şikayet edenlerin sayısının artması da olabilir.

OTOBÜSTEN İNDİKLERİ ANDA YİNE TACİZE UĞRUYORLAR

Eğer ayrı vagonlar kadınlara huzur verecekse, uygulamaya koymak mantıklı değil mi? Yaşadığı deneyine rağmen Lynn öyle düşünmüyor. Onun yerine, Kenya’da toplumun tamamının taciz ve rahatsız edilmeye hoşgörü göstermemesinin değişimin anahtarı olduğunu düşünüyor. Kadınlar seyahat ederken daha güvende olsalar da, otobüsten indikleri anda tacizle yine karşılaşabileceklerine dikkat çekiyor. Bu politikanın yanlış olduğunu düşünen sadece Lynn değil.  Pek çok akademisyen ve uzman, cinsiyet ayrımına dayalı taşıtların sadece geçici bir çözüm yöntemi olduğunu ve kadınlara saldırıları normalleştirdiğini düşünüyor.

Tacizcilerin davranış biçimlerini değiştirmeleri ya da daha etkili yasaların uygulamaya sokulması beklentisi yerine, kadınların tacizden kaçınması yönünde bir beklenti oluşturduğunu söylüyorlar.

‘UYGULAMAYLA KADINLARI BİR YERE TIKMAK GEREKTİĞİ MESAJI VERİYOR’

Everyday Sexism Project (Her Gün Cinsiyetçilik Projesi) Kurucusu Laura Bates, bu uygulamanın kadınlara yönelik saldırıların kabullenilmesi anlamına geldiği konusunda hemfikir. Laura Bates, BBC 4 radyosuna yaptığı açıklamada, “Doğru olan meseleyi bir suçlu-odaklı yaklaşımla ele almak... Sadece kadınları taşıyan araçlar, bu tür saldırıların kaçınılmaz olduğu ve sadece kadınları bir yere tıkmak ve onlardan uzak durmak gerektiği mesajını gönderiyor” diyor ve ekliyor: “Veriler, kadınların ayrı taşıt araçlarında daha güvende hissettiğini ortaya koyuyor ve bu yolculukları süresince daha güvende oldukları anlamına gelebilir.”

Ancak cinsiyet ayrımı temelli taşıma, tacizin ve rahatsız edilmenin kökenindeki sorunlara işaret etmiyor. Bu sorunlar ise söz konusu davranış kalıbının toplumda kabul görmesi, dengesiz güç dinamikleri ve suçu işleyenlere yönelik yaptırımların azlığı.

‘KADINLAR ÖZGÜRCE SEYAHAT ETMEMELİ‘ DÜŞÜNCESİNİ ONAYLIYOR

FIA derneğinin kamu taşıtlarında kadınların güvenliğine ilişkin yayımladığı bir rapor, cinsiyete dayalı ayrımın “Bunun kabul edilemez bir davranış olduğu meselesinin altını çizmediğini” ve “Kadınların özgürce seyahat etmesine izin verilmemesini ve kadınların özel ilgiye ihtiyacı olduğu anlayışını tasdik ettiğini” yazıyor. (DIŞ HABERLER)

Evrensel'i Takip Et