ESP, EHB ve ETHA'ya operasyon: 12 gözaltı
İstanbul ve Artvin’de ESP ve EHB üyeleri ile ETHA muhabirlerinin evlerine baskın düzenlendi. 2'si gazeteci ve 2'si avukat 12 kişi gözaltına alındı.
İstanbul ve Artvin’de ESP ve Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) üyeleri ile Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabirlerinin evlerine polis baskın düzenlendi. Baskında 2'si gazeteci, 2'si avukat 12 kişi gözaltına alındı.
ESP'ye yönelik operasyon kapsamında önceki gece 02.00 sıralarında çok sayıda eve baskın düzenlendi. Özel harekat polislerinin de katıldığı baskınlarda evler darmadağın edildi.
Baskınlarda ETHA editörü İsminaz Temel, ETHA muhabiri Havva Cuştan, ESP Genel Başkan Yardımcısı Avukat Özlem Gümüştaş ile Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sosyalist Kadın Meclisi MYK üyesi Sezin Uçar, ESP MYK üyesi Özgen Sadet, Nihat Göktaş, ESP üyeleri Meral Tatar, Mazlum Demirtaş, Mehmet Aslan, HDP Bağcılar İlçe yöneticisi Erkan Kakça ile İlhan Aslan ve Onur Binbir gözaltına alındı. Kısıtlılık kararı olduğu belirtilen soruşturma kapsamında, 20'den fazla kişi hakkında gözaltı kararı olduğu ifade edildi.
BASIN KARTINI YAKIP, ‘BOZKURTLAR GELDİ’ YAZDILAR!
ETHA’nın haberine göre, Havva Cuştan'ın evine yapılan baskında polisler, duvarlara "Bozkurtlar geldi" diye yazdı. Baskın yapılan evde bulunan Semiha Şahin, yaşananları şöyle anlattı: “Evimiz saat 02.00 civarında özel harekat polislerince basıldı. Herhangi bir şey sormaya fırsat bulamadan, silah doğrultularak yere yatırıldık. Karşı çıkmaya kalktığımızda başımıza ayaklarıyla bastılar. Evde dört kişiydik. Hepimiz yere yatırıldık. Havva'nın kim olduğunu sordular. Ardından TEM polisleri içeri girdi. O sırada Havva'yı kendi odasına, bizi de salona götürdüler. Burada yüzümüz duvara dönük şekilde saatlerce ayakta bekletildik. Havva tek başına polislerle birlikte kaldı. 'Kendilerinin bozkurt olduğunu, vatan hainlerine günlerini göstereceklerini' söyleyerek tehdit ve hakaretlere başladılar. Yanı sıra sırtımıza yumruklarla vurarak fiziki işkence yaptılar.” Polisin ölümle tehdit ettiğini de belirten Şahin, “Polisler gittikten sonra manzara ortadaydı. Bütün odalar darmadağın edilmişti. Sarı kırmızı yeşil fuları, benim basın kartımı lavaboda yakmışlar. Odaların tüm duvarlarına, dolap kapılarına üç hilal çizip, 'Bozkurtlar buradaydı', 'Bozkurtlar geldi' gibi yazılar yazdıklarını gördük” diye devam etti. Şahin aramalara eşlik edemediklerini de söyledi.
'BİR ODAYA KAPATILDIK'
Ezilenlerin Hukuk Bürosu'ndan Avukat Mehmet Polat da, Avukatlar Uçar ve Gümüştaş’ın evine yapılan baskına ilişkin bilgi verdi. Baskın
sırasında Uçar ve Gümüştaş ile aynı evde olan Polat, polisin Avukatlık Yasası’na uygun hareket etmediğini söyledi. Polis aramasına tanıklık edecek İstanbul Barosu’ndan bir görevli ile savcı veya bir muhtarın olmadığını aktaran Polat, arama sırasında kendilerinin bir odaya kapatıldığını aktardı. OHAL ilanıyla birlikte on binlerce gözaltı ve tutuklama olduğunu hatırlatan Polat, "Bu süreci gönüllü olarak göğüsleyenler avukatlar oldu. Gözaltı operasyonları devam edecek. Bu noktada avukatları kendilerine engel olarak görüp ortadan kaldırmak istiyorlar. Bir tane operasyona dahil edip ayrıştırmaya çalışıyorlar. Devlet avukatları yargının bir unsuru olarak değil de, muhalefetin parçası olarak görüyor. Özellikle demokrat, solcu, muhaliflerin savunmanlığını üstlenen avukatları ortadan kaldırmak, 'aradan çıkarmak' istiyorlar" dedi. Yakın zamanda Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının tutuklandığını anımsatan Polat, tüm yaşananları "Çok açık devletin savunma hakkına saldırısı" olarak değerlendirdi. Polat, soruşturmayla ilgili kendilerine kısıtlılık kararı olduğu bilgisi verildiğini, bu nedenle gözaltı gerekçesini öğrenemediklerini söyledi.
'GÖZALTI TERÖRÜNE TESLİM OLMAYACAĞIZ'
HDP, bileşenleriyle birlikte EHB, ESP üyeleri ve ETHA muhabirlerinin sabah saatlerinde düzenlenen baskınla gözaltına alınmasını protesto ederek "Gözaltı terörüne teslim olmayacağız" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), üyeleri, Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabirleri ve Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarına yönelik gerçekleştirilen ev baskınları ve gözaltıları protesto etti.
HDP İstanbul İl Binası'nda gerçekleştirilen basın toplantısına HDK, SYKP, Barış Anneleri, TJA, SODAP, SKM, Suruç Aileleri ve Yaralıları gibi birçok sivil toplum ve parti temsilcileri destek verdi.
HDP İstanbul İl Eş Başkanı Esengül Demir, bütün gözaltı ve baskılara rağmen mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirterek, gözaltıların taciz ve tehdit edilerek gerçekleştirildiğini ifade etti.
'SALDIRILAR TÜM TOPLUMSAL HAREKETLERE YÖNELİKTİR'
Ardından söz alan ESP Eş Genel Başkanı Fadime Çelebi ise, "Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya önemli bir süreç geçiriyor. AKP faşizmi, tüm sosyalist, devrimci, muhalif kesime saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılar, 7 Haziran'dan itibaren ve AKP saray son iki yıldır tüm muhalif kesimlere yönelik topyekun saldırmaktadır" dedi. İktidarın, 15 Temmuz darbesini kendi zeminine çevirdiğini belirten Çelebi şunları ifade etti: "ESP ve SKM olarak bu saldırılar altında hiçbir şekilde ezilmedik. Bu saldırılarla partimizin iradesini kıramayacaklar. AKP ve saray faşizminin saldırılarını partimiz boşa çıkaracaktır. Saldırıları salt ESP'ye yönelik olarak algılamıyoruz; birleşik, toplumsal harekete dönük, bir saldırı olarak ele alıyoruz."
'HDP'Yİ BÜYÜTELİM'
SODAP Temsilcisi Kezban Konukçu ise, saldırıların HDP'ye ve bileşenlerine yönelik olmasının dikkat çekici olduğunu söyledi. "AKP faşizminin korkusuna karşı HDP'yi daha fazla büyütmek için elimizden geleni yapmalıyız" şeklinde konuşan Konukçu, seslerini kesmeye çalışan AKP'ye karşı direnmeye devam edeceklerini kaydetti.
HOPA'DA GÖZALTI PROTESTOSUNA POLİS SALDIRISI
Artvin'in Hopa ilçesinde gözaltına alınan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ilçe yöneticisi Nurcan Vayiç Aksu'ya destek için basın açıklaması yapmak isteyen gruba, polis cop ve biber gazı ile saldırdı. Çıkan olaylarda 10 kişi gözaltına alındı.
Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kitle, sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan ESP İlçe Yöneticisi Nurcan Vayiç Aksu'ya destek için basın açıklaması yapmak istedi. Polis gruba biber gazı ve copla saldırdı. Polis 12 kişiyi gözaltına aldı.
BİLGİSAYARA VE KİTAPLARA EL KOYDULAR
Hopa da sabah erken saatlerinde evi basılarak gözaltına alınan Nurcan Vayiç Aksu’nun eşi Cemil Aksu gözaltı ve yaşananlarla ilgili şu bilgileri aktardı.
Cemil Aksu “Sabah 5 sularında evimiz basıldı. Facebook paylaşımları için eşim Nurcan hakkında gözaltı ve arama kararı olduğunu söyleyerek evde arama yaptılar. Benim bilgisayarıma, bir iki kitaba - biri Demirtaş'ın Seher kitabı - el koydular. Daha sonra da Artvin merkeze götürdüler.
Eşim Nurcan ile ilgili sabahtan beri hiçbir işlem yapmadılar. Yarın belki ifadesinin alınabiceğini söylediler.
Benim başka bir dosyadan ifadem olduğu söylendi ifademi verdim ve serbest bıraktılar.
Bugün Hopa'da da Nurcan'ın gözaltına alınmasını protesto etmek için toplanan Hopalılara polis saldırdı ve 12 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar için karakol önünde bekleyen kitleye de saldırarak bir kişiyi de orada gözaltına aldılar. Hepsinin yarın savcılığa çıkarılması bekleniyor. Ben hala Artvin de bekliyorum yarın eşimin ifadesi için savcılığa çıkartılacağını umit ediyorum” dedi. (HABER MERKEZİ)
'AVUKATLARA UYGULANAN BU ŞİDDET TÜM TOPLUMU İLGİLENDİRİR'
Polis baskınında avukatlar Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş’ın gözaltına alınmasına hukuk örgütlerinden tepki geldi. Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) İstanbul Şubesi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Avukatlar, Kartal Hukukçular Derneği (KHD), Adalet İçin Hukukçular ve Özgürlükçü Demokrat Avukatlar (ÖDAV) yazılı açıklama yaparak meslektaşlarının serbest bırakılmasını istedi.
Yapılan ortak yazılı açıklamada, Uçar ve Gümüştaş’ın Anayasa, Ceza Muhakemesi Yasası ve Avukatlık Kanunu hükümleri ihlal edilerek gözaltına alındığına vurgu yapıldı. Avukatların tüm kişisel ve mesleki arşivlerine hiç bir yasal zemine uymadan el konulduğunu belirten hukukçular, “Bu baskın ve savunmanlara uygulanan bu şiddet, bu topraklarda yaşayan her bir bireyi yakından ilgilendirir; Soma Katliamı’nda, Diyarbakır, Ankara, Suruç, İstanbul bombalı saldırılarında yüzlerce insanın yaşamını elinden alan failleri ve bu faillerle kurulan ilişkileri sorgulayan gazeteciler, yazarlar ve araştırmacılar gibi meslektaşlarımız da, ‘yaşam hakkı’ savunuculuğu yaptıkları dosyalar da dahil olacak şekilde, avukatlık faaliyetini belirsiz uzunluktaki bir süre devam ettiremeyeceklerdir. Araştırılmayan her katliam beraberinde yenilerini getirmiştir ve getirmektedir; karşı çıkılmayan her hak ihlalinin yenilerini doğurması da kaçınılmazdır. İşte bu yüzden ‘savunmaya özgürlük’ sloganı, salt bir meslek grubunun değil her bir bireyin cümlesidir” dedi.
TBB’YE ‘HAREKETE GEÇİN’ ÇAĞRISI
Avukatlara yönelik baskılara sessiz kalmayacaklarını ifade eden hukukçular şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu söylerken her geçen gün sesimizin daha da kısıldığını hissetsek de, elimizde bulunan ‘avukatlık ruhsatı’ kabiliyetiyle, bir hukuk devletinde mutlak koruma altında olması beklenen hakları, gittikçe ağırlaşan şartlar altında, sokaklarda olduğu gibi mahkeme salonlarında da kararlılıkla savunmaya devam ediyoruz.
Yargı erkinin hukuki muhakemeden tamamen uzaklaştığı, yargıçların siyasi iktidarın korkusu, tehdidi, ve nihayet emirleri altında görev yaptığı bir işleyişte, avukatlık mesleğinin etkisine olan inancımızı yitirmiyoruz. Evrensel hukuk ilkeleri, uluslararası sözleşmeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarının koruması ve güvencesi altında yaşadığını düşünen her bir bireyin, temel yaşam hakkından başlayarak sosyal, ekonomik, siyasi ve medeni haklarını, keyfiyeti dayanak sayan ve şiddeti yöntem bilen siyasi iktidar eline bırakmaya niyetimizin olmadığını tüm kamuoyu bilmelidir.”
Hukukçular, Türkiye Barolar Birliğini de avukatlara yönelik baskılara karşı harekete geçmeye çağırdı: “Türkiye Barolar Birliğini artık masadan kalkmaya, mikrofonu ele almaya ve yazılı olan görevlerinin hakkını vermeye davet diyoruz.” (HABER MERKEZİ)