20 Ekim 2017 00:20

Sayacılıkta yaşanan hak ihlallerine dair rapor yayımlandı

‘Sayacılıkta Yaşanan Hak İhlallerine Dair Gözlem Raporu’ yayımlandı. Raporda 'Sayacılık nedir?' 'Sayacılığın sorunları nelerdir' tanımları da yapıldı.

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

İstanbul HAK İnisiyatifi adına Fuat Kına, Nur Şirin Büyükcoşkun ve Serhat Akbal tarafından hazırlanan ‘Sayacılık Sektöründe Yaşanan Hak İhlallerine Dair Gözlem Raporu’ yayınlandı.  

Eylül ayının ilk haftalarında Adana, İstanbul ve Antep’te başlayan ve kısa süre içinde birçok ile yayılan sayacı eylemlerine ilişkin hazırlanan rapor, “Sayacılık mesleği nedir?​”, “Çalışma hayatına dair yaygın sorunları”, “Eylem süreçleri ve yarattığı etki” ve sonuç bölümü olmak üzere beş ayrı bölümden oluşuyor. 

SAYACILIK NEDİR?

Saya
Sayacılık Sektöründe Yaşanan Hak İhlallerine Dair Gözlem Raporu’na göre 'Sayacılık Nedir?'

Bu sorunun cevabı raporda şöyle yanıtlandı: “Geleneksel ayakkabı imalatının en geniş ayağını oluşturan sayacılık, doğal ya da suni deriler ile tekstil ürünlerinden kesilmiş parçaları makinelerle işleyerek ayakkabı modeline uygun hale getirmeyi misyon edinir.” 

Kayıt dışılığın son derece yaygın olması sebebiyle saya atölyelerinin ve saya işçilerinin sayısını net olarak belirlemenin mümkün olmadığının altı çizilirken, “Bir takım yerel kaynaklardan temin edilen veriler yoluyla tahminler yapılabilmektedir. Örneğin İzmir lşıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’nde yaklaşık 45 bin saya işçisinin çalıştığı düşünülmektedir” bilgisine yer verildi.

Atölyelerin çok büyük bir kısmının piyasayı domine eden (sayısı yaklaşık on beş ila yirmi arasında değişen) büyük ayakkabı firmalarına fason üretim yapmakta olduğu belirtilen raporda, “Atölyelerin çoğunlukla küçük ölçekli olması ve atölye açmak için gereken başlangıç sermayesinin görece düşük olması sebebiyle işçi-atölye sahibi geçişkenliği fazladır. Atölye sahipleri çoğunlukla işçilikten gelme insanlardan oluşmaktadır. Bu tipte küçük ölçekli atölyelerdeki işçi ve atölye sahiplerinin yaşam standartları birbirinden çok farklı değildir” denildi.

Kendi kendisini ayakta tutan küçük atölyeler sisteminin büyük firmaların kârlılık oranlarını ciddi ölçüde artırdığı belirtilerek, “Bu yolla üreticiler arasındaki rekabet arttırılıp ücretler aşağıda tutulurken, aynı zamanda üretim sürecine ait çok geniş bir sorumluluk alanı da işçi aleyhine dağıtılmakta ve terk edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

SAYACILARIN YAYGIN SORUNLARI

Raporda, sayacıların temel sorunları ise uzun çalışma, zayıf iş güvencesi, çoğunlukla havasız ve kapalı olan çalışma ortamı, çok miktarda kanserojen madde, sosyal güvence eksikliği, çocuk işçilik, sendikal mücadele eksikliği olarak sıralandı:

Çalışma şartları: “Geçimini sayacılık sektörü aracılığıyla sağlayan işçiler, haftanın 6 günü günlük 13-15 saat arasında çalışmaktadırlar . Sektördeki işlerin yavaşladığı yılın bir ila iki ayını çoğunlukla işsiz geçirmektedirler. Çoğunlukla havasız ve kapalı olan çalışma ortamı, çok miktarda kanserojen madde (uçucu yapıştırıcılar vs) ve rahatsız edici koku içermektedir. Kanserojen maddeler nedeniyle erken yaşlarda sağlık bakımından çalışamayacak derecede malul hale gelme sektörde yaygın bir durumdur. Kimyasal maddelerin sebep olabileceği sağlık sorunlarına ilave olarak sayacılar; elektrik çarpması, makine kazası, kesilme gibi iş kazası tehlikeleriyle de iç içe çalışmaktadırlar. İşçiler ve hatta atölyeler arasında kayıt dışılığın yaygın olması nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği göz ardı edilmekte ve insan sağlığına uygun çalışma şartları oluşturulmamaktadır.”

Sosyal güvence eksikliği: “Sigortalı çalışma pratiğinin ve kültürünün yetersiz olduğu sektörde işçiler büyük oranda, sosyal güvenceden yoksun olarak çalışmaktadırlar.

Eski sistemdeki ismiyle SSK ve Bağ-Kur, yeni sistemdeki ismiyle 4-A ve 4-B güvencesi dışında kalan esnaflar ve işçiler, emeklilik hakkı elde edememektedirler.”

Temel haklar-yan haklar: “Parça başı ücret karşılığı üretim yapan işçiler, ayakkabı çifti başına 3-8 TL arasında değişen ücretler almaktadırlar. İşçiler, bir yandan yol ve yemek ücreti gibi yan haklardan mahrum kalırken öte yandan üretim sürecinde kullanılan birçok malzemeyi de (iplik, yapıştırıcı vs.) kendileri karşılamaktadırlar.”

Çocuk işçilik: “Sayacılık sektörünün kol emeği gerektiren bir sektör olması nedeniyle, bu zanaatın öğrenilmesi için küçük yaşta çocuklar işçi olarak atölyelere alınmaktadırlar. Türkiyeli ve Suriyeli çocukların zanaat öğrenmek maksadıyla sektörde yoğun olarak yer aldığı gözlemlenmiştir. Bu çocuklar haftalık olarak 150-200 TL arasında değişen ücretler karşılığında çalıştırılmaktadırlar. İzmir lşıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’nde 5 bin çocuğun bu sektörde işçi olarak yer aldığı düşünülmektedir.” 

saya
Raporda sayacılık sektöründeki çocuk işçiliğe de dikkat çekildi.

Sendikal mücadele eksikliği: “Geçimini sayacılık sektörü aracılığıyla sağlayan işçilerin seslerini duyurabildikleri bir sendika bulunmamaktadır. Sektör, İstanbul ve Antep’te birer sanatkarlar odası ve Adana’da ve İzmir’de yer alan birer dernek dışında resmi bir talep iletme mekanizmasından yoksundur. Dolayısıyla sendikal mücadele yürütülememekte ve emek sömürüsü sistematik bir hal almaktadır.”

EYLEM SÜRECİ VE ETKİSİ

Raporda, sayacıların 2017 yılının Eylül ayında Adana, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere başlayan grev /iş bırakma eylemleri ele alındı.
“Eylemlilik sürecinin gözlemlenen en önemli katkısı, işçi lehine etki kabiliyeti yüksek bir pazarlık gücü kazanılması olmuştur” denilen raporda söz konusu katkı şu sözlerle ifade edildi: “Süreçle birlikte İstanbul’da yarı-resmi hüviyette bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon tarafından sektördeki diğer sorunlara dair raporlar hazırlanacağı öğrenilmiştir. Antep ve İstanbul’da bulunan iki sanatkarlar odası ve Ankara’daki federasyon, sektördeki sorunları gündem edebilme kabiliyetinden yoksunken; meşruluğunu grev sürecinden alan İstanbul komisyonu ile İzmir’de bir süredir sahadan çalışmalar yapan, Adana’da ise bu süreçte kurulan iki derneğin büyük şirketler ve resmi yetkililer tarafından da muhatap kabul edildiği görülmüştür.” 

Saya
Raporda, grev/iş bırakma eylemleri de ele alındı.

Eylem sürecinin bir diğer etkisi ise şu sözlerle ifade edildi: “Bazı Türkiyeli ve Suriyeli sektör çalışanları arasında bir ortak hareket zemini oluşturarak bir takım önyargıları görece yıkmaya başlamış olmasıdır. Ortak sorunlar üzerinden talepler ortaya konarak asgari müşterekte buluşulduğu ve eylemlerde Türkiyeli-Suriyeli işçilerin yer yer birlikte hareket ettiği gözlemlenmiştir. Öte yandan, Suriyeli işçiler halen çok sayıda yerli işçi tarafından kötü koşulların müsebbibi olarak görülmektedir. Bu bölümde zikredilen tüm olumlu gelişmelere rağmen, eylemlerle gelen kazanımların işçi ve atölye sahipleri tarafından yeterli görülmediği, tatmin edici bulunmadığı ve yapısal bir takım değişikliklere gidilmeden bu tatminin sağlanamayacağı gözlemlenmiştir.”

ÖNERİLER 

İşçilerin ve fason atölye sahiplerinin ülke genelinde Sosyal Sigortalar Kanunu ve İş Kanunu’ndan kaynaklanan asgari ücret, çalışma süresi, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi birçok haklarının ihlal edildiğini ortaya koyan raporda, “Yaşanan ihlallerin oluşturduğu rahatsızlık ve fiili grev, ülke genelinde bir farkındalık yaratmıştır” denildi. 

Sonuçlara ise şu ifadelerle yer verildi:

  • Daha düşük rakamlara çalışmaya razı olmaları ve ücretleri aşağı çekmeleri nedeniyle bu zamana kadar “ekmeğimizi elimizden alanlar” olarak görülen Suriyelilerin süreçle birlikte işçi dayanışmasında kendilerine yer bulabilmeleri mümkün hale gelmiştir. 
  • Eylemler sonucunda bir takım kazanımlar elde edilmiş olsa da sektördeki fason yapılanması ve esnek çalışma koşulları nedeniyle tüm işçileri kapsayan ve sektörün sorunlarına tümden deva olan bir çözüm bulunmuş değildir. 
  • Elde edilen kazanımlar, sektöre yerleşmiş köklü hak ihlallerini bir nebze olsun iyileştirmek adına önemli bir adımdır. 

Sayacılık sektöründeki işçi sağlığını ihlal eden koşulların, çocuk emeğinin ve emek sömürüsünün ortadan kaldırılması için geliştirilen öneriler ise şöyle sıralandı: 

  • Yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi, 
  • Mevcut yasal düzenlemelere dair uygulamaların kontrollü (işçi mağduriyeti yaratmayacak) bir şekilde denetlenmesi, caydırıcı cezaların uygulanması, 3. Suriyeli işçilerin çalıştığı atölyelere resmi bir hüviyet kazandırılarak denetimlere tâbi tutulması ve 2016/8375 sayılı yönetmelik kapsamında çalışma izinleri alınmasının teşvik edilmesi, 
  • Uzun vadede sendikalaşmanın ve toplu sözleşmenin önünü açacak tedbirlerin uygulanması, kısa vadede ise resmi yetkililer, firma temsilcileri, işçilerin oluşturduğu dernekler ve atölyelerin bağlı bulunduğu odaların belli bir rutin çerçevesinde bir araya gelmesi, standart ücretlerin belirlenerek işçiler ve atölyeler arası rekabetin azaltılması gerekmektedir.

RAPOR NASIL HAZIRLANDI?

Saya
Rapor hazırlanışında mülakat, telefon görüşmeleri ve yayınlanan haberler etkili oldu.

Raporda faydalanılan bilgiler, grev sürecine katılan ve katılmayan işçilerle yapılan birebir mülakatlara, farklı şehirlerde sürece öncülük ettiği tespit edilen kişilerle yapılan telefon görüşmelerine ve eylemlerle ilgili yayınlanan haberlerin ayrıntılı bir taramasına dayandırıldı.

ÖNCEKİ HABER

İZENERJİ'de ihale öncesi taşerona karşı mücadele kararı!

SONRAKİ HABER

Evrensel ile yeniden buluşmak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa