İzmir Büyükşehir Belediyesi emekçilerine yemekhane çilesi

Metehan UD
İzmir

Yemekhane kuyruğunda konuştuğumuz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ‘şanslı’ emekçileri bütün çalışanların faydalanabilmesi için yeni yemekhanelerin açılmasını ve yemek kartı sisteminin hayata geçmesini istedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Birleşik Kamu-İş’e bağlı Tüm Yerel-Sen İzmir 1 No’lu Şube arasındaki imzalanan toplu iş sözleşmesi sonrasında aylar sonra  Büyükşehir ve İZSU’da çalışanlar yeni kurulan yemekhanede öğle yemeği yemeye başladı ancak alt yapı çalışmalarının tamamlanması nedeniyle hem yemekhane hakkından sadece belirli sayıda belediye emekçisi faydalanıyor hem de yemekhane sırasında uzun kuyruklar oluşuyor.

Yemek hakkından sadece belediyenin Konak merkezinde bulunan hizmet binalarında çalışan 1200 büyükşehir emekçisi faydalanabiliyorken Konak dışında çalışan 3 bin civarında belediye emekçisi henüz mevcut sistemden dolayı Toplu İş Sözleşmesi’nde (TİS) yer alan yemek hakkını kullanamıyor.

Konak YKM’de kurulan yemekhane önünde öğle arasının başlaması ile birlikte kuyruk oluşmaya başlıyor. 400 civarındaki yemekhanenin kapasitesinin yetersiz olmasından kaynaklı belediye emekçileri öğle aralarının tamamını yemek yiyebilmek için bekliyor. Belediye emekçileri kuyruğu yılan şekline benzetirken mesai başlangıcına dakikalar kala bile yemek sıra bekleyenler oluyor.

Sıra beklerken konuştuğumuz belediye emekçileri yeni yemekhanelerin bir an önce açılmasını ve uzakta kalanlar ya da araziye çıkanlar için de yemek kartı uygulamasının hayata geçirilmesini istedi. Belediye emekçileri yağmurlu ve soğuk havalarda ise beklemenin imkansız olacağını dile getirdiler.

Yaklaşık 3 bin belediye emekçisi yemek hakkını kullanamıyor!

‘KAZANIM OLARAK GÖRMÜYORUZ’

İZSU’da Makine Mühendisi olarak çalışan Kenan Uci uygulamanın sıkıntılarla başladığını belirterek “Bu şekliyle kabul görmemiz doğru olmaz. Yemek kartı uygulaması ile bütün çalışanların bu haktan faydalanması gerekiyor. Yağışlı havalarda mağduriyetler oluşacaktır. Sıra büyükşehir açısından da doğru değil. Bu uygulama kazanım olarak görmüyoruz. İçimize sinmiyor burada yemek yemek” dedi.

Muhasabe Şube Müdürlüğü’nde çalışan Emel Dönmez de yemek hakkının sadece Konak ile sınırlandırılmaması gerektiğini dile getirerek  şunları söyledi: “Yemeklerin kalitesi fena değil ama ben diğer arkadaşlarımızın da yemek hakkından faydalanmasını tercih ediyorum. Daha fazla yemekhane kurulmalı ya da en adil uygulama olan yemek kartı uygulamasının hayata geçirilmesi gerekiyor. 50 kişiyi aşmayan yerlerde yemekhane kurulamıyor ama büyükşehirin bir iki personellik birimleri bile var.”

‘YEMEK KARTININ ÖNÜNDE YASAL ENGEL YOK’

İZSU’da çalışan Hakan Güneş de yemekhane hizmetinin başlamasının olumlu olduğunu ifade ederek “Ben şu anda bundan yararlanıyorum ama içimde bir burukluk var çünkü İzmir’in 30 ilçesinde hizmet veren diğer arkadaşlarımız bu hizmetten yaralanamıyor. Bunun yöntemi yemek kartıdır. Bunun önünde yasal bir engelin olmadığını son Sayıştay raporları da ortaya koydu. Ben dün 12:20’de geldim buraya çıktığımda 13:20 idi. Öğlen yapacak bir şey kalmıyor. Aykata beklerken yoruluyorum. Servis yapılan yerler yetersiz. Havalar soğuduğunda burası çok kötü hem rüzgara hem de yağmura açık. Bir an önce çözümünün bulunması lazım” dedi.

‘ADALETLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM’

Projeler Şube Müdürlüğü'nde çalışan Gürkan Durgun yapının yemekhane için uygun bir ortam olmadığına değinerek, "Hepimiz erken çıkıyoruz, biraz daha çabuk varabilmek için. Adaletli olduğunu düşünmüyorum, alamayan arkadaşlarımız var. Bizler ‘şanslı’ denilen ekipteyiz. Yarım saat civarında sırada bekliyoruz" diye konuştu.

Planlama Şube Müdürlüğü'nde çalışan Sercan Dağlı ise şunları söyledi: "Yemekhane uygulaması güzel bir şey ama bizim bina dışında çalıştığımız süreler için çözümler oluşturulmadığından problemler oluşabileceğini düşünüyorum. Yemek kartı bu konuda herkes için bir çözüm oluşturabilecek, ek hizmetlerin maliyetini düşürür."