Atilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın cezaevinden çıktı
Gazetecilerin yargılandığı davada haklarında tahliye kararı verilen Atilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın Silivri Cezaevi'nden çıktı.
Aralarında Murat Aksoy ve Atilla Taş’ın da olduğu 10’u tutuklu 29 kişinin ‘darbeye teşebbüs’ iddiasıyla yargılandığı davada savunma yapan Atilla Taş “Hukuk sopası ile dayak yemekten o kadar yoruldum” dedi. Mahkeme savcının Attilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın'ın tahliyesi yönündeki talebi kabul etti. Diğer sanıkların ise tutukluluğunun devamına karar verildi. Diğer duruşma 4 Aralık'a ertelendi. Haklarında tahliye kararı verilen Atilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın Silivri Cezaevi'nden çıktı.
MURAT AKSOY: BENİM TEK SUÇUM YAZI YAZMAK
Tahliye kararının ardından Atilla Taş, gazeteci Murat Aksoy ile Davut Aydın 00.10'da Silivri Cezaevi'nden çıktı. Cezaevinden çıkanları, aralarında CHP Milletvekili Ali Şeker'in de bulundğu yakınları ve dostları karşıladı.
Basına açıklama yapan gazeteci Murat Aksoy "Mutluyum. 421 gün oldu. Geçte olsa adalet yerini buldu. Benim tek suçum yazı yazmak. Ben çıktım. Kendim için ve ailem için mutluyum ama içeride gazeteci arkadaşlarımız var. Tek temennim en kısa sürede gazetecilerin bir an önce tahliye olması" şeklinde konuştu.
'BU HALKIN NEFES ALMAYA İHTİYACI VAR'
Cezaevinde evlendiği eşi Meltem Taş'ın karşıladığı Atilla Taş uzun süre eşine sarıldı. Burada açıklama yapan Taş şunları söyledi: "Bu halkın bu ülkenin nefes almaya ihtiyacı var. Demokrasi ve hukuk bir halkın soluk borusudur. Ailenizden, sevdiklerinizden daha önemli bir şey yok. Sevin, sevilin, sevişin gerisi boş."
Taş açıklamasını şöyle sürdürdü:
"1 milyon 700 bin takipçim var.Verdiler gazı, verdiler. En son Silivri'yi boyladım. Bunların hepsi sanal. Bundan sonra bayramlarda Tweet atacağım. Hükümeti seviyoruz. Hükümeti eleştirmesinler, muhalefet etmesinler. Benim başıma gelen onların başına da gelebilir. Sonuçta hükümette bizim. Ülke de bizim. Artık sadece şarkı söyleyerek insanlara eziyet edeceğim. Ben yıllarca bu ülkede şarkı söyledim tutuklanmadım. Tweet attım tutuklandım. Ben bundan sonra yine müziğe döneceğim. Beni cezaevine atanlara teşekkür ediyorum. Yoksa hayatta evlenmezdim. Onların sayesinde yuva sahibi oldum."
DAVA GÜNÜ NELER YAŞANDI
‘FETÖ' medya yapılanmasına yönelik olduğu iddiasıyla 29 sanığın yargılandığı davaya Çağlayan’da bulunan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un bulunduğu 13’ü bu davadan 13’ü ise ‘darbe teşebbüsü’ soruşturmasından tutuklu 26 sanık hazır bulundu. Mahkemenin başkanı duruşmayı başlattıktan sonra mahkemeye ulaşan evrakları okudu.
‘OKUL MÜDÜRÜ İSTEDİ, YATIRDIM’
Duruşmada ilk sözü alan Abdullah Kılıç “Okul müdürü kızımın okul taksitlerini Bank Asya’dan ödeyeceksiniz deyince Tekstil Bank’taki 42 bin dolar hesabımı bozup Bankasya’ya yatırmak zorunda kaldım” dedi. Mahkemede yaptığı haberlerden örnekler veren, Kılıç, “Sizin vicdanınıza sığınıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Kılıç’ın ardından söz alan Ahmet Memiş de “Bilirkişi raporlarına göre telefonumda, bilgisayarımda örgüte yönelik herhangi bir şey bulunmadı. Hakkımdaki iddiaların tümü çürütülmüş durumdadır. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” dedi.
‘HUKUK SOPASI İLE DAYAK YEMEKTEN YORULDUM’
“Hukuk sopası ile dayak yemekten o kadar yoruldum” diyerek söz alan Atilla Taş şunları söyledi: “Atilla Taş ile terör, olsa olsa espriyle ancak yan yana gelebilir. Atilla Taş ne yapmış? Bir tweet atmış, bir gazetede yazmış, o gazetede yazmak suçmuş. Bu gazetede yazan bir tek ben miyim? Bu gazetenin Ankara temsilcisi savcılıktan elini kolunu sallayarak giderken, diğer yazarlara soruşturma dahi açılmazken, kimisi kaçmışken, günah keçisi bir ben miyim? Amcası olan, dayısı olan, ByLOck’u olan, kayınpederi olan kuş gibi uçarken Atilla Taş 14 aydır neden hapis yatıyor? Bana şöyle dense amenna.. Arkadaş sen takipçilerinin gazıyla eleştiriyi abarttın, mizah yaptın eyvallah. İyi de insan bunun için hapse mi atılır? Beni sosyal medyadan birazcık takip eden de gazetede yazmadan önce de yıllardır biraz muhalif olduğumu bilir zaten. Mahkemeler bizim için var, bize karşı değil. Adaletten hiçbir zaman vazgeçmedim. Beni adalete ve sevdiklerime kavuşturmanız dileğiyle tahliyemi talep ediyorum.”
Taş’ın ardından söz alan Bayram Kaya ise hakkındaki suçlamalara delil olmadığını söyleyerek tahliyesini istedi.
Tutuksuz yargılanan sanıklardan Cihan Acar, askere gitmek istediğini söyleyerek hakkındaki adlî kontrol kararının kaldırılmasını isterken, Bünyamin Köseli ise hakkında Adana için verilen adlî kontrol kararının İstanbul’da uygulanmasını talep etti.
‘BENİM TEK SİLAHIM KALEMİM, KLAVYEM’
Duruşmada söz alan Murat Aksoy, “Hayatım boyunca elime silah almadım. Hiçbir örgüt toplantısına katılmadım. Seküler bir aileden geliyorum. Yazdığım binin üzerindeki yazıya açılmış tek bir dava yok. 14.5 aydır tutukluyum. Benim tek silahım kalemim, klavyem. Bir de tutamadığım dilim” dedi.
Ardından konuşna Oğuz Usluer, ise ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ kitabını hatırlatarak, “Yaşar yaşadığını ispat etmeye çalışır. Benim davam da Aziz Nesinlik oldu. ByLock iddiasında bulunuldu, sonra gerek kalmadı. Devlet ByLock yok dedi. Şimdi yine Bylock iddiasında bulunuluyor. Yaşar Yaşamaz'dan daha beter hale geldim” dedi.
NE OLMUŞTU?
30 Ağustos’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında aralarında Murat Aksoy, Atilla Taş gibi isimlerin de olduğu gazeteci ve akademisyen olan 35 kişi hakkında gözaltı kararı vermiş, bu kişilerden 27’si tutuklanmıştı. Farklı zamanlarda tutuklanan gazeteci ve yazarlar 8 ay davanın başlamasını beklemişti.
31 Mart’ta İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ medya yapılanması davasında” Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edilmiş, ancak duruşma savcısı 8’inin tahliyesine itiraz etmişti.
Savcının tahliye talebinde bulunduğu ve mahkemenin de tahliye ettiği aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da bulunduğu 13 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aynı gün darbe soruşturması kapsamında gözaltı kararı vermiş, bu kişiler de cezaevinden çıkamadan gözaltına alınarak emniyet müdürlüğüne götürülmüştü. Burada sorgulanan gazeteciler çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmıştı.
21 kişi hakkında tahliye kararı veren 25. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İbrahim Lorasdağı, hakimler Barış Cömert ve Necla Yeşilyurt Gülbiçim 3 Nisan 2017’de açığa alınmıştı.
Bu 13 kişi hakkında “darbe teşebbüsü” iddiasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlamış, iddianame mahkeme tarafından kabul edilmişti.
18 Ağustos’ta görülen bir önceki duruşmada, tutuklu gazetecilerden, Cihan Acar ve Bünyamin Köseli tahliyesine karar vermiş, 10 gazetecinin ise tutukluluk hallerinin devamını hükmetmişti. Mahkeme ayrıca gazeteciler hakkındaki iki dosyanın birleştirilmesine karar vermişti. (MEDYA SERVİSİ)