Ayhan Bilgen: Öcalan'a uygulanan tecrit provokasyondur
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile görüşmesini engellemenin provokasyon olduğunu söyledi.
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride dikkat çekerek, "Sorunların siyasetle, diyalogla çözülmesini istemek bir özgüven meselesidir. Ama süreçten farklı bir şey beklemek bu işi çıkmaza sokar. En tabi hakları avukat ve ailesi ile görüşmesini engellemek bir provokasyondur" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü 2. Olağan Kongresi'ni Royal Düğün Salonu’nda yaptı. HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Van milletvekilleri Lezgin Botan, Adem Geveri, Bedia Özgökçe Ertan, HDP MYK Üyesi Çilem Küçükkeleş, PSK Van İl Başkanı Tayip Kızılkaya ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı kongrede HDP’nin tutuklu Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Serpil Kemalbay’ın fotoğraflarının yanı sıra “Umutla, dirençle hep birlikte mutlaka kazanacağız”, "Kadınların kazanımları yok edilemez”, “Böyle gitmez kadınlar izin vermez” pankartları asıldı. Saygı duruşunun ardından kongre divan yönetimi seçilerek HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kongre için gönderdiği mesaj okundu.
'SÖZ KONUSU KÜRTLER OLUNCA ORTAK BİR YOK SAYMA GELİYOR'
Divan adına kısa bir açıklama yapan MYK Üyesi Çilem Küçükkeleş, HDP'nin halkın partisi olduğunu söyledi. HDP İl Eşbaşkanı Gülüstan Orhan'ın yeni yönetime dair temennilerini dile getirmesinin ardından konuşan Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, bütün engellemelere rağmen salona gelen binlerce katılımcıyı selamlayarak konuşmasına başladı.
Türkiye'nin içinden geçtiği sürece dikkat çeken Bilgen, Federal Kürdistan Bölgesi'nde yapılan referandum ve sonrasında yaşananlara işaret ederek, "Bu ülkede ayrımcılığın en somut örneklerinden birisi, bağımsızlığını ilan etmek isteyen Federe Kürdistan halkına karşıdır. Zamanlamasını ya da ortak bir iradeyi ne kadar yansıttığı noktasını eleştirebilirsiniz. Ama bağımsızlık kararı, tıpkı Katalonya gibi, Kıbrıs Türkleri için ne ifade ediyorsa Kürtler için de onu ifade ediyor. Söz konusu Kürtlerin bağımsızlığı olunca Türkiye’den ortak bir yok sayma geliyor. Hükümetle birlikte farklı partilerin söylemlerine baktığımızda hepsi aynı tavrı, tepkiyi gösteriyor. Birisi Irak’ı yeniden inşa edeceğini, birisi 24 saatlik bir süre tanıyor, öbürü ise, ‘Bir gece ansızını gidebiliriz’ diyor. Bu 3 partinin tavrında hiçbir değişiklik yoktur. Ankara'da gösterilen tavır, aslında Kürtlere yaklaşımın bütünüdür” dedi.
‘BİR EVİ BOMBALAMAK BÜTÜN HALKA MESAJ VERMEKTİR’
Önceki gün Özalp’in Molatopuz mahallesinde yaşananlara değinen Bilgen, “Ülkenin içinde bulunduğu durumu özetleyen bir başka somut örnek, iki gün önce Özalp’te yaşanan vahşettir. ‘Terörist var’ denilerek bir evin içine bomba atılarak önlem alınıyormuş. Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası hukuk sözleşmelerini de geçtim, kendi kanunları bile böyle bir duruma nasıl müdahale edemeyeceğini açıklıyor. İçinde bir ailenin yaşadığı eve bomba girmeye çalışmak tam bir akıl tutulması örneğidir. Aslında bir yurttaşın yaşadığı evi krimilalize ederek yakmak bütün halka mesaj vermektir. Yine Şırnak’ta bulunan maden ocağı faciasına bir bakalım. Hükümetin Bakanı çıktı, ‘Teröristler işletiyordu madeni’ dedi. Bu kadar açık bir olayın bile cevabını, hesabını vermekten acizler” diye konuştu.
‘HALK KİME İNANSIN?’
Türkiye toplumunun “güvenlikçi” politikalarla kandırıldığını vurgulayan Bilgen, “Dün Ekonomi Bakanı ile Cumhurbaşkanı’nın söylediklerine bir bakın. Cumhurbaşkanı, 'Büyük bir kuşatma altındayız' diyor. Onun öncesinde Ekonomi Bakanı ise ‘Ekonomi şaha kalktı’ açıklamasını yapıyor. Şimdi bu halk kime neye inansın? Siz kime neye göre ekonomi şaha kalktı diyorsunuz? Esnafı mı geziyorsunuz ya da onlar mı size ulaşıyor? Koruma orduları ile halkla aranıza duvar ördüyseniz elbette gerçekleri göremezsiniz. Bu ülkenin faturasını gençler, işsizler, kadınlar ödüyor” dedi.
‘TECRİT PROVOKASYONDUR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tecrit koşullarına da değinen Bilgen, “Dünya alem biliyor ki Sayın Öcalan ile yapılan görüşmeler, devletin beklentisi ve izni ile yapılıyordu. Elbette sorunların siyasetle diyalogla çözülmesini istemek bir özgüven meselesidir. Ama süreçten farklı bir şey beklemek bu işi çıkmaza sokar. Şimdi bırakın barışa dair bir rol üstlenmek, en tabi hakları avukat ve ailesi ile görüşmesini engellemek bir provokasyondur. Barışın gecikmesini engellemektir" ifadesinde bulundu.
'SADECE BELEDİYE BAŞKANLARI BEDEL ÖDEMEMELİ'
Ülkenin bir süredir "günah çıkarma seanslarına" tanık olduğunu söyleyen Bilgen, "İstanbul, Trabzon’a haksızlık yaptık diyorlar. Eğer bir haksızlık yapıldıysa bunu sadece belediye başkanları ödememelidir. Bu partinin o dönem bir başbakanı, bir Cumhurbaşkanı vardır. Yerin altını da üstünü yağmalıyorsanız, sonra da günah çıkarıyorsunuz" dedi.
KONGRE BİZİM İÇİN FIRSATTIR'
Van’ın özel bir durumu olduğunu belirten Bilgen, konuşmasını şöyle noktaladı: "Bu kentin milletvekilleri olan Sayın Yüksekdağ ve Tuğba Hezer Öztürk’ün vekilliği düşürüldü. Van Büyükşehir Belediye Başkanı'nın tutuklanması bu kenti ayrı özel kılıyor. Onların şahsında seçilmiş bütün tutukluları selamlıyorum. Kongrelerimiz bizim için fırsattır, onları fırsata çevirerek daha güçlü mücadele etmeliyiz."
Milletvekilliği düşürülen Tuğba Hezer Öztürk ve TJA bileşenlerinin mesajlarının okunması ardından seçime gidildi. Yapılan seçim sonucunda HDP İl Eşbaşkanlığına Avukat Ümit Dede ile Yadişen Karabulak seçildi. (Van/MA)