10 Ekim Katliamı’nın üstü mü örtülüyor?
Ankara Katliamındaki ihmalleri haber yapan Evrensel ve Cumhuriyet gazetesine dava açılmasına 10 Ekim aileleri ve avukatlarından tepki geldi.
![10 Ekim Katliamı’nın üstü mü örtülüyor?](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/96131.jpg)
Görkem KINACI
İstanbul
10 Ekim Ankara Katliamı’nı önceden haber veren istihbarat raporlarına rağmen önlem almadığına ilişkin raporları haber yapan gazetemiz Evrensel ve Cumhuriyet muhabirleri ile genel yayın yönetmenlerine açılan davaya 10 Ekim aileleri ve avukatlarından tepki geldi.
Aileler ve avukatlar katliamı aydınlatması gereken yargının gazetecilere dava açmasını, gerçekleri yazan gazetecilere gözdağı olarak yorumladı. Avukat İlke Işık gazetecilerin kamu görevlilerinin sorumluluğuna dikkat çektiğini hatırlatarak, “Soruşturma açılması gereken kişilere dava açmayıp haberi yapanlara dava açılması Katliam’ın üzerinin örtülmek istendiğini gösteriyor” dedi.
5 GAZETECİYE 1.5 YIL SONRA DAVA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim Katliamı’ndan önce bazı polis müdürlerinin Katliamı önceden haber veren istihbarat raporlarına rağmen önlem almadığına işaret eden müfettiş raporunu haberleştiren Ankara Muhabirlerimiz Cem Gurbetoğlu ve Tamer Arda Erşin ile Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş’a 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile Eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın da “Suça iştirak ettikleri” iddiasıyla dahil edildiği davada gazetecilerin 3 yıla kadar hapsi isteniyor. Basın Kanunu’ndaki 4 aylık dava açma süresinin geçmesine rağmen açılan dava 15 Ocak 2018’de Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Hem davanın hem de muhabirlerimizin Avukatı İlke Işık ve katliamda yaşamını yitiren Avukat Uygar Coşgun’un eşi, aynı zamanda 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) Başkanı Avukat Mehtap Sakinci Coşgun açılan davayı gazetemize değerlendirdi.
‘MÜFETTİŞ RAPORUNDA GİZLİLİK KARARI YOK’
![](https://www.evrensel.net/upload/detay/2017/Ekim/2ilke-%C4%B1%C5%9F%C4%B1k.jpg)
Hem 10 Ekim Katliamı hem de Muhabirlerimiz Erşin ve Gurbetoğlu’nun avukatı olan İlke Işık, 102 kişinin yaşamını yitirdiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı Türkiye’nin en büyük katliamında iddianamenin 8 ay sonra hazırlandığını ve bu süreçte kamuoyuna o gün neler yaşandığına, sorumluların kimler olduğuna dair hiçbir bilgilendirmede bulunulmadığına dikkat çekti. Soruşturma aşamasında hazırlanan mülkiye müfettişi raporunu haberleştirdikleri için gazetecilere dava açıldığını belirten Işık, raporun üzerinde gizlilik kararı olmadığını ve kamuoyuyla paylaşıldığını söyledi.
‘HABERİ YAPANA DEĞİL ÖNLEM ALMAYANA DAVA AÇIN’
Mülkiye müfettişi tarafından hazırlanan raporda çarpıcı bilgilerin yer aldığını söyleyen Işık, kamu görevlileri ve Ankara Emniyet Müdürlüğünün yaptıkları ve yapmadıkları eylem ve işlemlere ilişkin pek çok bilginin yer aldığı ve pek çok kamu görevlisi hakkında soruşturma başlatılması gerektiğinin yer aldığını söyledi. Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Katliamın üzerinden 2 yılı aşkın zaman geçti. Hâlâ somut belgelere rağmen hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadı, ancak Devletin mülkiye müfettişi tarafından hazırlanan ve polis memurlarının sorumluluğuna ve istihbaratın saklandığına ve gerekli önlemlerin alınmadığına ilişkin bilgilerin yer aldığı raporu haberleştiren gazetecilere dava açılıyor. Devletin mülkiye müfettişi tarafından kamu görevlilerinin sorumluluğu olduğu ifade edilmiş olmasına rağmen hâlâ hiçbir görevli hakkında dava açılmamış olması ise çok üzücü.
10 Ekim davasını başından beri bütün sorumlularıyla birlikte aydınlatmak bu yargının görevi. Bu davaya konu olan haber Katliam’ın gerçek sorumluluğuyla ilgili. Soruşturma açılması gereken kişilere dava açılmayıp haberi yapanlara dava açılması katliamda da gerçek sorumlulara gidilmeyeceğini, olayın aydınlatılmayacağını ve üzerinin örtüleceğini gösteriyor.”
‘GERÇEKLERİ HABER YAPMAYIN, DAVA AÇARIZ’
Işık, Katliam’da gerçek sorumluları bulmaya çabalamak yerine gerçekleri haber yapmaya çalışan gazetecilere dava açmakla “Gerçekleri haber yapmayın, dava açarız’ demek istiyorlar bu kabul edilebilir değil. İddianameye de baktık, bu davanın hiçbir hukuki dayanağı yok. Söz konusu haber dünyanın her yerinde çok büyük bir haber değeri var” dedi. Mülkiye müfettişi raporunun sorumlular hakkında çok önemli bir belge olduğu ve katliama ilişkin yargılamayı yapan 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da dosyaya girmesi için istenildiğini kaydeden Işık, “Böylesi önemli bir delilden bahsederken bunun haberini yapanlara dava açılması kabul edilemez. Gerçek sorumluların üzerine gidilmesin istiyorlar.” dedi.
MÜLKİYE MÜFETTİŞİ RAPORUNDA YER ALAN İHMALLER
İçişleri Bakanlığının 10 Ekim Katliamı sonrası başlattığı soruşturma kapsamında mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporu hatırlatan Işık, Suruç Katliamı’ndan itibaren çok sayıda istihbarat alındığı, bunlardan 62’sinin “Miting gibi kalabalık yerlerde canlı bomba”, hatta bombacılardan Yunus Emre Alagöz’ün de isminin geçtiği çok ciddi istihbaratlar olduğunun rapora yansıdığını söyleyerek müfettişlerin ‘Bu kadar yoğun istihbarata rağmen neden bu istihbaratları değerlendirmediniz.
Neden azami ölçüde mitingin güvenliğini sağlamadınız” diyerek kamu görevlilerini sorumlu tuttuğunu kaydetti.
Gazetecilere dava açılmasına neden olan konunun ise gizlenen bir istihbaratın neden olduğunu belirten Işık, 14-15 Eylül tarihli “Miting gibi bir yerde canlı bomba” ihtimalinin olduğu bir istihbaratın TEM amirine ulaştığı ve bu kişinin gerekli yerleri bilgilendirmediğini kaydetti.
Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz rapordan Ankara Emniyet Müdürlüğünün diğer mitinglere göre daha az önlem aldığı, bu kadar istihbarata rağmen azami çabayı göstermediğini, Tertip komitesi ile hiçbir paylaşımda bulunmadığını, Gar ve toplanma yerine ilişkin hiçbir özel güvenlik önlemi almadığı, yol aramalarının yapılmadığı, önlem almadığı gibi yüz binlerce kişinin gelmesi beklenen bir mitingde önlemleri zayıflattığını, canlı bombanın o alana girip kendini patlatması için bütün verili koşulları yarattığını görüyoruz”.
‘GAZETECİLERİN GAYRETLERİNİ KIRMAK İSTİYORLAR’
![](https://www.evrensel.net/upload/detay/2017/Ekim/2-mehtap.jpg)
Katliamda yaşamını yitiren Avukat Uygar Coşgun’un eşi, 10 Ekim-Der Başkanı Avukat Mehtap Sakinci Coşgun ise katliamı aydınlatmaya çalışan gazetecilere dava açıldığını ve bu davaya müdahil olmak istediklerini söyledi.
Coşgun, “Bir hukukçu olarak da söylüyorum. Böyle bir iddianameden bir sonuç alınamaz. Türkiye’nin en büyük katliamından bahsediyoruz. Üstelik basında da çok az gündeme getirilen bir katliam. Ancak bu Katliam’da gerçeklere ulaşmaya çalışan, görevini yapan insanlara dava açılıyor. Gerçekleri ortaya çıkarmanın peşinde olan insanların çabaları, gayretleri kırılmaya çalışılıyor. Gerçek adaletin tecelli edeceğini düşünüyoruz. Davaların hepsini takip edeceğiz”.
Evrensel'i Takip Et