Selçuk Kozağaçlı için dayanışma çağrısı
KHK ile kapatılan ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı, 4 gündür gözaltında. Açlık grevine başlayan Kozağaçlı, su ve şeker almayacağını açıklamıştı.
Cansu PİŞKİN
İstanbul
Gözaltına alınmasının ardından dört gün geçen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, 4 günlük anayasal süre dolmasına rağmen savcılığa çıkarılmadı. ÇHD Genel Sekreteri Avukat Nergis Tuba Aslan ve ÇHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gökmen Yeşil Kozağaçlı için dayanışma çağrısı yaptı. Gözaltına alındığında açlık grevine başlayan Kozağaçlı, anayasal gözaltı süresinin dolduğu dün itibariyle su ve şeker alımını da durduracağını açıklamıştı. Aslan ve Yeşil, Kozağaçlı için sağlık riski oluştuğuna dikkat çekti. Avukat Nergis Tuba Aslan, Kozağaçlı’nın bir an önce adliyeye çıkarılması ve serbest bırakılması için bugünden itibaren İstanbul Adliyesi’nde olacaklarını belirtti.
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan ÇHD Genel Başkanı ve açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın da avukatı Selçuk Kozağaçlı 8 Kasım günü gözaltına alınmıştı. Gülmen ve Özakça’nın avukatlığını üstlenen Halkın Hukuk Bürosu ve ÇHD üyesi 16 avukat da yaklaşık 2 ay önce tutuklanarak cezaevine konulmuştu. ÇHD Genel Sekreteri Nergis Tuba Aslan ile ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil, Kozağaçlı’nın tutuklu 16 avukat ile aynı dosya kapsamında gözaltına alındığını, ancak dosyadaki kısıtlılık sebebiyle evraklara ulaşamadıklarını belirttiler.
Kozağaçlı gözaltına alındığı günden bu yana soruşturma savcısına ulaşamadıklarını anlatan Aslan, gözaltı talimatını veren savcının izne çıktığını söyledi. Başsavcı talimatı olduğu gerekçesiyle soruşturma savcısının katibiyle dahi görüşemediklerini aktaran Aslan, “Bir duvarla karşı karşıyayız bu tam anlamıyla pervasızlık örneği” dedi.
‘GÖZALTININ HUKUKLA İLGİSİ YOK’
ÇHD Genel Sekreteri Nergis Tuba Aslan, Kozağaçlı’nın gözaltı sürecine ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Selçuk Kozağaçlı, 16 meslektaşımızın tutuklanmasının üzerinden 2 ay geçtikten sonra aynı dosya kapsamında geçtiğimiz Çarşamba akşamı baro başkanları ile yemeğe giderken yolda apar topar gözaltına alındı. Özellikle emniyete götürüldükten sonra hukuka aykırı şekilde yasal sınırları aşan, insan onuruna aykırı, rencide edecek şekilde bir üst araması uygulamasına maruz bırakılmış ve ciddi anlamda darp edilmiş. Sırtına basılarak ezildiğini biliyoruz.”
Aslan, Kozağaçlı’nın yaşadığı fiziki şiddete ve hukuksuzluklara rağmen moral ve motivasyonun yüksek olduğunu söyledi. Kozağaçlı’nın Türkiye’deki toplumsal davalarda aktif rol oynadığına değinen Aslan, “Bu saldırının sebebinin hukukla ilgisi olmadığının farkındayız. Son süreçte politik, muhalif, devrimci, yurtsever, demokrat avukatlara yönelik saldırıların aslında bir parçası. Kozağaçlı da bu kapsamda hukukla ilgisi olmayan bir şekilde hem ÇHD’yi susturmak hem de toplumsal muhalefet üzerinde bir baskı, sindirme aracı oluşturmak amacıyla gözaltına alındı” diye konuştu.
‘TANIK BEYANIYLA KİŞİLERİN TUTUKLANMASI KABUL EDİLEMEZ’
Kozağaçlı’nın soruşturma dosyasında kısıtlama kararı olduğu için savunma hakkı kapsamında hiçbir evrakı göremediklerini söyleyen Aslan, savunma hakkının ihlal edildiğine dikkat çekti. Tutuklanan 16 avukatla birlikte Kozağaçlı’nın da, Gülmen ve Özakça dosyasında tanık olan Berk Ercan’ın ifadeleri sebebiyle gözaltına alındığını ifade eden Aslan, “Herkes hakkında ifade veren Berk Ercan isimli tanığın yüzlerce sayfa ifadesi ile işlemler yapılıyor. Bunun hukukta yeri yok. Hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) hem Anayasa ile bağlı iç hukuk düzenlemelerimiz ve içtihatlar bağlamında söylemek gerekirse, bir tanık beyanıyla kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakılması ve tutuklanması kabul edilebilir bir durum değil. Şu anda bir hukuk devletinde olmadığımızın da kanıtı. Artık delilden sanığa gitmek yerine yine aynı 90’larda olduğu gibi sanıktan delile gitmenin örneklerini yaşıyoruz. Burada çarpıcı olan ise, bunu bizzat savunmaya yönelik yapıyor olmaları.” dedi.
DAYANIŞMA ÇAĞRISI
OHAL koşullarında uygulanan 14 günlük gözaltı süresini kabul etmediklerini Aslan, bugünden başlayarak tüm Türkiye’den baro başkanlarını, milletvekillerini, aydınları, sanatçıları, Kozağaçlı ve ÇHD’nin takip ettiği davadaki müvekkillerini ve meslektaşlarını dayanışma için adliyeye çağırdı. Kozağaçlı ile ilgili gözaltında kaldığı süre boyunca hiçbir soruşturma işlemi yapılmadığını da belirten Aslan, “Savcısı işlem yapmak yerine izne ayrılıyor ve biz azami olarak kendilerine tanınan bu sürenin hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz. Anayasal gözaltı süresi 4 gündür ve 4 günü aşan her türlü işlemi reddediyoruz. Selçuk Kozağaçlı gözaltına alındıktan sonra tüm bu hukuksuzlukları protesto etmek için açlık grevine girdi ve bizlere şunu iletti, Pazar günü itibariyle 4 günlük anayasal süre dolduktan sonra su ve şekeri de bırakacak” diye konuştu. Kozağaçlı için hayati risk bulunduğuna dikkat çeken Aslan, “Kozağaçlı’nın avukatlığını yaptığı herkese, bütün kurumlara, toplumsal kesimlere sesleniyoruz, herkesi Pazartesi sabah itibariyle Çağlayan Adliyesi’ne bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SAVUNMAYI SUSTURMAK İSTİYORLAR’
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nu da eleştiren Aslan, “Feyzioğlu kafasını kuma gömmüş durumda ve sanki bu yaşananlar, avukatlara yönelik saldırılar, hukuksuzluklar hiç olmamış gibi davranıyor. Aslında avukatlık mesleğini, savunmayı temsil eden yegane kişi ancak bunu yapmama konusunda ısrarcı” diye konuştu.
‘HUKUK MÜCADELESİ YÜRÜTEN AVUKATLAR ENGELLENİYOR’
Yürütülen işlemlerin hukuksal olmadığını, adliyelerin uzun süredir siyasi iktidarın infaz birimlerine dönüştüğünü ifade eden ÇHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gökmen Yeşil ise, “Gözaltına alınan ve tutuklanan avukatlar herhangi bir nedenle, herhangi bir suçlamayla gözaltına alınmış veya tutuklanmış değiller. ‘Hak talep edenleri destekleyecek, savunacak, harekete geçirecek, hukuk mücadelesi yürütecek hukuk örgütlerini ve avukatları rehin alarak, tutuklayarak etkisizleştireceğiz’ verilmeye çalışılan mesaj bu” dedi.
‘TARİH TBB’Yİ UTANÇ SAYFASI OLARAK KAYDEDECEK’
TBB ve İstanbul Barosu’nun tutuklama ve gözaltılar karşısında sessiz kalmasına tepki gösteren Yeşil, “Türkiye’nin en büyük barosu İstanbul Barosu avukatların gözaltına alınmasını, tutuklanmasını ‘savcıyı aradım durum nedir sordum’ diye algılıyor ama buna gerek yok. Çünkü avukatlarla ilgili yapılacak soruşturma, kovuşturma işlemlerinde savcılık zaten kendiliğinden baroya bilgi vermek zorunda. Kendisi yorulmasın onlar o bilgiyi vermek zorunda. Ondan beklentimiz avukatlara dönük, hukuksal zemini zayıf ama politik nedenleri güçlü tutuklama ve gözaltı saldırısı varsa bu işe aktif müdahale etmesi. Tarih, bu etkisizlikleriyle ve ciddiyetsizlikleriyle hem İstanbul Barosu Başkanını hem de TBB Başkanını bir utanç sayfası olarak kaydedecek. Biz de hukuk ve meşruiyet çerçevesinde hesabını soracağız, her ikisinden de” dedi.
‘HAYATİ RİSK VAR’
Açlık grevindeki Kozağaçlı’nın su ve şekeri de bırakmasının ciddi bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Gökmen Yeşil, “Zaten 16 avukatın tutuklandığı dosya kapsamında gözaltında olduğu için dosyada ekstra araştırılacak, emniyette kalmasını gerektirecek hukuksal bir süreç yok. Selçuk Kozağaçlı her gün adliyede savcı adliyedeyken ‘gelip şu konuyla ilgili ifadenize başvuracağım’ demek yerine 1 buçuk ay bekliyor gözaltına alıyor, günlerce emniyette tutuyor. Şu an çok ciddi bir sağlık sorunu ve hayati risk var. Kozağaçlı 8 Kasım’dan beri gözaltında, tuvalete götürülüyor, avukatları ile görüştürülüyor, hastaneye götürülüp getiriliyor emniyette yapılan bütün iş bundan ibaret” diyerek uzun gözaltı süresinin anlamsızlığına dikkat çekti. Yeşil de Kozağaçlı ile dayanışma için çağrı yaparak, “Hem hukukçu arkadaşlarımızın, Soma’nın, 10 Ekim Katliamı’nın, Suruç Katliamı’nın veya mesleğini bağımsızca yapmak isteyen bütün avukatlara, hiçbir politik davaya bakmayan ama baskı altında kalmadan avukatlık yapmak istiyorum diyen tüm avukatları, sendikacıları, toplumsal davaların tarafı, mağduru olan tüm aileleri Pazartesi günü adliyeye bekliyor desteklerini istiyoruz” dedi.