'Altınova denizinden demir değil altın çıkaracaklar!'
Altınova halkı, bölge denizinde demir madeni işletilmesi projesini yargıya taşıyor. Bilim insanları ise çıkarılmak istenenin altın olduğu kanısında…
Özer AKDEMİR
İzmir
Ayvalık Altınova beldesi açıklarında denizin içinde demir madeni işletilmesi projesine yönelik yöre halkının tepkileri sürüyor. Yöre halkı denizin içindeki maden projesine karşı dava açmaya hazırlanırken Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Hidrojeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Murat Kavurmacı konuya dair hazırladığı raporda Altınova denizindeki maden arama işleminin demir değil altın olabileceği iddiasını ortaya attı. Kavurmacı, deniz tabanındaki cevherleşmenin yapısının incelendiğinde çıkarılmak istenen madenin demir değil altın olduğu kanısının güçlendiğini söyledi.
ASIL HEDEF DEMİR DEĞİL ALTIN!
Firmanın hazırladığı proje tanıtım dosyasındaki bilgiler üzerine değerlendirmelerde bulunan Kavurmacı, dosyanın alt hedefler ve stratejiler başlığı altındaki "Nitelikli maden türevlerinin çıkarılması" ifadesine dikkat çekerek, "asıl hedefin demir olmadığı söz konusu bölgeden altın çıkarılmak istenildiği kanısı oluşturmuştur" iddiasında bulundu. Deniz tabanındaki cevherleşmenin jeolojik anlamda plaser tipi yatak olarak tanımlandığını ifade eden Kavurmacı, "demir cevherleşmelerinin plaser tipi yataklarda bulunmadığı fakat altın cevherleşmelerinin plaser tipi yataklarda bulunduğu düşünüldüğünde söz konusu kanının bilimsel gerçeklere dayandığı görülmektedir" dedi. Firma hazırladığı dosyada "Proje sahasının bulunduğu alanda magmatik kayaçlardan çözünüp akarsularla taşınmış olan demir cevherinin varlığı söz konusudur" ifadesinin gerçekliğinin şüpheli olduğunu dile getiren Kavurmacı, "Hazırlanan raporda herhangi bir kayaç jeokimyasının verilmediği göz önünde bulundurulduğunda demir cevherinin ekonomik anlamda varlığı tartışmaya açıktır" dedi.
TANITIM DOSYASI GERÇEKLERDEN UZAK
Kavurmacı, Altınova'daki yazlık konutlara bin 300 metre uzaklıkta yer alan demir madeni projesi tanıtım dosyasının birçok konuda gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Denizde yer alan saha içinde 1608,33 Ha alanın 23,66 Ha kısmında metalik maden (Demir) arama ve çıkarma faaliyeti yapılması planlandığına dikkat çeken Kavurmacı, firmanın "taban kumunun jet pompası yardımıyla emilerek seperatöre alınması" işleminde deniz tabanından sadece kum boyutunda malzemenin alınmasının jeolojik ve teknik anlamda mümkün olmadığını belirtti. Hazırlanan tanıtım dosyasında "Projede kum çakılın alımı yapılmayacak olup sadece kumun içerisindeki metalik maden (Demir) fiziksel işlem ile ayrıştırılmış olacaktır" cümlesindeki fiziksel işlemle neyin kastedildiğinin tam olarak açıklanmadığını aktaran Kavurmacı, deniz tabanında bulunan düşük tenörlü cevherlerin alınmadan önce çeşitli yöntemlerle zenginleştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Demir cevherinin zenginleştirilmesinde kullanılan yöntemlerin tamamında denizden çekilen malzemenin küçültülmesi gerekecektir. Boyutları küçülen ve mühendislik özelliklerini kaybeden malzeme daha kolay ayrışacak, temel jeolojik özellikleri değişen malzeme deniz dibinde çökme, kayma, akma, tuzlu su girişimi gibi birçok konuda jeolojik ve hidrojeolojik anlamda riski artırır hale gelecektir" dedi.
DENİZ EKOSİSTEMİ İÇİN RİSKLİ
Firmanın hazırladığı dosyada işlemler sırasında “kırma işlemi yapılmayacak” şeklinde açıklamanın da gerçeği yansıtmadığını kaydeden Kavurmacı, “Firma dosyada zenginleştirme tesisinin dört tamburlu manyetik ayırıcı ile yapılacağını belirtmiştir. Dakikada 20 devir yapan bir tanburdan geçen çakıl, kum boyutundaki jeolojik malzemenin fiziksel ayrışmaya uğramaması mümkün değildir” dedi. Kavurmacı, demir cevheri zenginleştirmek için kimyasallar da kullanılabileceğini, bu maddelerin deniz ekosistemi için risk içereceğini ifade etti. Kavurmacı, deniz içinde maden arama ve çıkarma faaliyetinin iptal edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Proje tanıtım dosyasını değerlendiren EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi ve Jeofizik Yüksek Mühendisi Erhan İçöz de projenin birçok deniz canlısını öldürebileceği, ağır metal kirliliği yaşanabileceğini uyarılarında bulundu.
MADDE MADDE RİSKLER
Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Hidrojeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Murat Kavurmacı’nın raporunda altını çizdiği riskler şunlar;
YERALTI SULARI TUZLANACAK
■ İşlemler kıyı bölgesinde yer alan tatlı su akiferlerinin kirlenmesine neden olacaktır. Bölgede tatlı su akiferlerinin tuzlanması bağ, bahçe ve tarım alanlarının sulanmasına olumsuz etki ederek maddi ve manevi ekolojik kayıpların oluşmasına sebebiyet verecektir.
■ Ruhsat sahası bölge kıyı erozyonu etki alanı içerisindedir. Yapılacak uygulamaların kıyı erozyonunu artırıcı yönde etki edeceği açıktır.
SUDAKİ CANLILARIN ETKİLENMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL
■ Firmanın proje tanıtım dosyasında atıfta bulundukları Balıkesir Üniversitesi Coğrafya Bölümü hocaların bölgenin jeolojik, hidrojeolojik ve maden özelliklerini yorumlayabilmeleri ve oluşabilecek risk etmenlerini tam olarak ortaya çıkarabilmeleri bilimsel açıdan mümkün değildir.
■ İşlenmesi düşünülen malzemenin yıllık miktarı ve oluşacak risk oranı firmanın inisiyatifine bırakılmıştır.
■ İşletme sırasında oluşacak gürültü seviyesinin ve deniz tabanından malzeme çekilmesi sırasında deniz tabanında yaşayan canlıların etkilenmemesi mümkün değildir. Çekilecek malzeme ile birlikte deniz tabanında yaşayan canlılarda seperatörlerin içerisine çekilecek ve ayrıştırılacaktır.