16 Kasım 2017 02:39

Hedef yatay yapılaşma değil son yeşil alanlara da yapılaşma

Erdoğan’ın ihanet itirafını ve ‘Dikey değil yatay yapılaşma’ sözlerini değerlendiren uzmanlar: Son yeşil alanların yerleşime açılması bizi bekliyor.

Paylaş

Çiğdem Sinem UĞURLU
İstanbul

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum” sözlerinin ardından kamuoyunda yeni bir tartışma başladı. Erdoğan, 11 Kasım’da yaptığı konuşmada da “Ben dikey değil yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalıdır” vurgusunda bulundu. Peki Erdoğan’ın yerel seçim gündemi ısınırken yaptığı bu ‘günah çıkarma’nın nedeni ne? Samimi bir itiraf mı yoksa ‘yeni’ yapılaşmaların habercisi mi? Uzmanlara sorduk.

‘YENİ RANT ALANLARINA İHTİYAÇ VAR’

İstanbul Kent Savunmasından Cihan Baysal, sermayenin deprem toplanma alanları dahi AVM’leşmiş İstanbul’da boş arazi bulmak için yeni alanlara ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Baysal, 3. havalimanı projesiyle birlikte ‘gözde’ hale gelen Kuzey Ormanlarına işaret ederek “Can simitleri de askeri arazilerle talanı başlatılan Kuzey Ormanları. Üretemeyen bir ekonominin çarklarının inşaat, emlak ve yan sektörleri üzerinden döndüğü; bu bağlamda, İstanbul’un bir büyüme motoruna, ülkenin ekonomisini sırtlayan bir lokomotife dönüştürüldüğü göz önüne alındığında, acilen İstanbul’da küresel sermayeyi cezbedecek yeni rant bölgelerine ihtiyaç var” dedi.

‘TOPLUMSAL RIZA ÜRETİLİYOR’

Cihan Baysal, Erdoğan’ın ‘İtiraf’ niteliğindeki sözlerini de, bu alanları imara açmak için ‘Toplumsal rıza üretme’ çabası olarak yorumladı: “Tepeden inme kararların genellikle ısıta ısıta gündeme sokulduğunu ve böylece toplumsal onay sağlandığını ya da gidişata göre kararların bazen geri çekilip beklemeye alındığını ve en uygun anda raftan indirildiklerini biliyoruz. Dolayısıyla, Erdoğan’ın ‘insani kentleşme’ söylemi, İstanbul’un son bakir alanları Kuzey Ormanlarına doğru yatay kentleşmeye toplumsal rıza inşası operasyonudur. Kentin akciğerlerini yuta yuta ilerleyen yeni yerleşimler bizi bekliyor. Dikey kentleşmeden yataya geçiyoruz. Hepsi bu.”

MİMARLAR ODASI: İHANET EDENLER İSTİFA ETMELİ

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, AKP’nin işlediği kent suçlarını sıralayarak, bu itirafın sonucunda çeşitli yaptırımlar olması gerektiğini söyledi. 

AKP politikaları ile sınırsız betonlaşma özgürlüğü sağlandığını ifade eden Muhcu, “Kültür ve sanatın mekanları yok edilmiştir. İstanbul Suriçi’de rant operasyonları gerçekleştiriliyor. Sulukule ve Tarlabaşı yıkılmış. Eşsiz güzelliğe sahip Boğaziçi büyük ölçüde betonlaşmıştır. Orman, tarım ve içme suyu havza alanları alınan plan ve yatırım kararlarıyla tahrip edilirken kentin geleceği yok ediliyor. Şimdi de Türkiye’nin ilk opera binası olan AKM’nin yıkılması için iktidar seferber oldu” dedi.

Muhcu, ortada itiraf edilen bir ihanet olduğu açıksa, yaptırımın da olması gerektiğini ifade ederek, “Siyasal bir sonuç olarak, ihanet edenlerin istifa etmesi beklenir. Hukuk devletinde ‘suç işledim’ denildikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak mümkün değildir. Uygulanan kentleşme politikalarının terk edilmesi gerekir.İşlenmekte olan kent ve çevre suçlarının durdurulması şart. 

Gündemde olan AKM’nin yıkılması, gökdelen ve AVM projeleri, Kanal İstanbul, 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu vb. altyapı projeleri ve ulaşım kararları, ülkenin dört bir yanında yürütülen kentsel dönüşüm uygulamalarının durdurulması gerekir. Üstelik ‘Aynı suçu işlemeye devam etmek’ hiç mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

‘YÜKSEK YAPI TUTKUSUNDAN VAZGEÇİLMİYOR’

Erdoğan’ın “Dikey değil yatay yapılaşma” söylemini de değerlendiren Muhcu, “Yüksek yapı tutkusundan vazgeçilmiyor. Ayrıcalıklı imar izinleri ile gökdelen tarlasına dönen İstanbul’a yeni gökdelen izinleri verilmeye devam ediliyor. Ayrıca 1 Kasım tarihinde yürürlüğe giren ‘Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ ile yer altında sınırsız yapılaşma özgürlüğü getirilmesi sağlanıyor. Sonuç olarak Erdoğan tarafından vurgulanan ‘ihanet politikaları’ kendi iktidarı ve yerel yönetimleri tarafından her alanda katmerli bir şekilde sürdürülmektedir” dedi. 

‘STRATEJİSİ İÇİN VARLIK NEDENİNİ BİLE ELEŞTİREBİLİR’

AKP’nin “inşaat üzerinden sermaye birikim modeli”nin varlık nedeni olduğuna işaret eden Muhcu, “İnşaat ve betonlaşma anlayışından vazgeçmesi beklenemez. Bu nedenle AKP’nin iflas eden kentleşme politikaları konusunda yeniden ‘iman tazeleme’ yoluna başvuruluyor. ‘Otokratik diktatörlük stratejisi’ nedeniyle; Erdoğan istemediği halde Atatürk’ü de övebilir, varlık nedeni olan yağma politikalarını da eleştirebilir” şeklinde konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Tarım İşçisi Zeynep neden okuyamadı?

SONRAKİ HABER

Ölüm kuyuları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa