Sur'da yıkım sürüyor: Tarihi dokular dikkate alınmıyor!
Sur’un Yıkımına Hayır Platformu'ndan Çetinkaya: Tarihi dokuların iş makineleriyle yıkılması Sur’un kentsel sit kimliğini ortadan kaldırmaya yönelik
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde acele kamulaştırma nedeniyle mahallelerde yıkım tehdidi devam ederken tarihi yapıların da dikkate alınmadan yıkımı devam ediyor. Konuyla ilgili konuşan Sur’un Yıkımına Hayır Platformu Eş Sözcüsü Talat Çetinkaya, tarihi dokuların iş makineleriyle yıkılmasını Sur’un kentsel sit kimliğini ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu söyledi.
Alipaşa ve Lalebey Mahallelerinde devam eden kentsel dönüşümde içinde tarihi dokuları barındıran yapıların dikkate alınmadan yıkımına devam ediliyor. Evlerini terk etmek istemeyen yurttaşlar ise yaşananlar karşısında tepkili.
ŞU ANKİ EVLERİ DE YIKIMLA KARŞI KARŞIYA
Mahallede yaşayan Türkan Yakar, Sur’da çatışmanın yaşandığı Dabanoğlu Mahallesi’nden, Alipaşa Mahallesi’ne taşınmak zorunda kaldıklarını ve şu an yaşadıkları mahallenin de yıkımla karşı karşıya olduğunu belirterek “Çatışmanın yaşandığı mahalleden buraya gelmek zorunda kaldık. Şimdi burası da yıkılıyor. Oradaki evi kendi emeğimizle yaptık, yeniledik ve bir yıl oturmadan çıkmak zorunda kaldık. Şimdi buraya geldik, burası da yıkılıyor. Bir de çıkıp ‘burası dünya mirası’ diyorlar, döktükleri bu beton mu tarih? Tarihi yok ettiler” dedi.
ÇIKMALARI İÇİN ‘TEHDİT’ EDİLİYORLAR
Direnebildikleri kadar direneceklerini ifade eden Huriye Dağ ise, “7 aydır ya bidonlarla ya da hortumla su çekiyoruz. Elektrik yok. Bunu bize kimsenin yapmaya hakkı yok. Bu kış ayında bizi çıkarmaya çalışıyorlar evlerimizden, nereye gideceğiz, ne yapacağız, ne yiyeceğiz? Evinizden çıkmazsanız üzerinize yıkacağız diyorlar. Bu şartlarda kimse yaşayamaz, burada perişanız çıkarsak da perişan olacağız. Gelip tehdit edip çıkın diyorlar, bizi vurmadıkları kaldı. Bizi rahat bıraksınlar” dedi.
İsmini vermek istemeyen bir yurttaş ise, “Bir yerde kiracı olsa, bu kış mevsiminde seni hukuken çıkaramaz. Oğlumun evini yıkacağız diyorlar, ’93’te köyümüz yakıldı, yalınayak buraya geldik. Şimdi buradan da çıkarıyorlar. Bunu hangi vicdan kabul eder? Ben bu durumun verdiği can sıkıntısından evime gidemiyorum. Oğlumun 4 çocuğunun da psikolojisi bozulmuş, şimdi nereye kaçalım” diye sordu.
‘TARİHİ DOKULAR YA ATILIYOR YA SATILIYOR’
ALİPAŞA’da yıkımın devam ettiğini hatırlatan Sur’un Yıkımına Hayır Platformu Eş Sözcüsü Talat Çetinkaya, “Burada gerek tescilli olsun, gerek tescile değer evler olsun. Evlerin birçoğu zaten melez evler yani, tarihi dokunun üzerine inşa edilmiş. Ya temeli tarihi doku, ya mutfağı tarihi doku, ya bir duvarı tarihi doku. Böyle genel olarak tarihi dokusu olan bir mahalle. Bunlara dikkat edilmeden ya da bilerek, bilinçli her şey olduğu gibi yıkılıyor. Bunun içinde tabii tescilli evler de yıkıldı. Bu tarihi yıkılan evlerde de, iş makineleri tarafından çıkarılan tarihi yapıya ait olan taşlar, kapı, pencere pervazları çıkarılıp atılıyor, satılıyor” dedi. Yeni yapılan evlerle ilgili görüntülerin ortada olduğunu belirten Çetinkaya, “Yapılan yapıların, riskli yapı denilen evlerden daha kötü olduğunu biliyoruz. Tamamen beton ile inşa ediliyor. Fabrikasyon bazalt taşla kaplanacak ve bununla tarihi dokunun içi boşaltılıyor. Tarihsel, kentsel sit alanı olan o yeri tamamen boşa çıkaran, normalleştiren, normal konutlarla, evlerle oranın kimliğini tamamen boşaltan bir girişim olarak görüyoruz bu yapıları. Anlatamıyoruz, dikkate alan kesimler yok. Hükümet, Çevre Şehircilik Bakanlığı oralı değil çünkü amaçları o zaten oradaki kentsel sit kimliğini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar” dedi.