25 Kasım 2017 09:52

Ertan Aydın / Mızraklı Atom

Yazar Tevfik Taş, trafik kazasında hayatını kaybeden Karikatüristimiz Ertan Aydın'ı yazdı: Ertan Aydın / Mızraklı Atom

Paylaş

Tevfik TAŞ

Latinceden dünyaya yayılan bir sözcük var: Cliname. “Sapma, eğim” demek. Lucretius’un, o, “Evrenin dünya için değil de kendisi için var olduğunu, dünyanın da onun küçük bir parçası olduğunu” söylediği o muazzam şiirinde geçiyor sözcük. Okusun derim herkes, kitabı Türkçeye, bu dile dil katan Şair Turgut Uyar ve Tomris Uyar çevirdiler; “Evrenin Yapısı.” Kitabı okuyup “yoldan çıktığı” için, Engizisyon Mahkemesi, Giordano Bruno’yu odun yığını üstünde yaktı. Odun yığınlarını ve insan yakmanın “dayanaklarını” anlamak isteyen okusun derim...

Biz bugün “Kozmos” diyorsak. Bunu bize dedirtenlerin en güzel adamlarıdır bunlar.

“Sapan, düzenin, düzeneklerin dışına çıkanlar” yani, “yaratıcı sapmanın” insanları...

 Karikatürist Ertan Aydın, bize bu kavramı bütün yanlarıyla yeniden ve yeniden düşündürecek işler yaptı. Zira, onun işleri mizahı, insanlara düzenin bütün kalleşliklerini sevimli göstererek, insanları düzene bağlamak olmasa bile, düzenden kopma fikrinden uzaklaştırmayan, bir anlamda uyumsuz görünen uyumu sağlayan karikatüristlerden niteliksel olarak farklıdır.

O düzenin bütün düzenekleriyle bozulmasını istedi ve tam da bu nedenle çizdi.

Böyle söylediğimizde, bugünün koşullarına göre, biraz göz alıcı sözler etmiş oluruz ama çok da olağanüstü bir şey söylüyor olmayız.
 Lucretius’un, Cliname başvurması, aslında atomların düz, dikey hareketine de karşı çıkarak, onların kendi hareketlerinde bir eğim göstermesini anlatmak içindi. Yıl, İsa’dan Önce 60’lardı. Ve atomun ağırlığı, parçalanamazlığı gibi mevzuları şiirle açıklayan Lucretius, bir de onların mevcut düzeni izlemek bir yana, yoldan saparak buluşabildiklerini anlatmaya uğraştı. Onun yazdığı, atomların buluşma ve yeniyi yaratırken, yeniden atomlaşma halini modern bilime düşündüren şiirlerin en büyüğüdür.

Yani, sapmak değil bütün mesele. Düzenden sapabilirsin. Lakin bu sapma düzene bir zarar vermediği gibi, düzenin kendisini daha da sağlama almasını sağlayabilir.

O halde konuşulması gereken şey:

“Yaratıcı Sapma!”

Lucretius sapıyor. Salt atom meselesini değil; dünyanın neden kozmosun küçük bir parçası, evrende sadece bir atom olduğunu da anlatmaya başlıyor.

Ve o zaman, felsefede ve fizikte “Cliname” sözcüğünün anlamı yeniden düşünülmeye başlıyor.

Ertan Aydın
Sefer Selvi trafik kazasında kaybettiğimiz karikatüristimiz Ertan Aydın'ı çizdi 

Ertan Aydın, düzenden sapanlardan biridir.  Bütün karikatüristler düzenden sapabilir. Ama her sapma bir başkalaşımın, atomun atomla çarpışarak yapabildiğinin, yeninin bilincinin bir parçası olmayabiliyor her zaman.

Ertan Aydın düzenden salt bir beğeni uyuşmazlığından ötürü sapmadı. Beğeni uyuşmazlığı, kavisler çizerek düzene bağlanabilir çünkü. Düzen içinde kalarak da her türlü başka şey istenebilir.

O, Can Yücel’in dediğini, çizgiyle dedi dünyaya: “Başka türlü bir şey benim istediğim.”

Bu nedenle binaları bombalanan, kapatma cezalarının yığınağı altında inletilen, Musa Anter başta olmak üzere çalışanları öldürülen, “faili meçhul” gibi bir “kategoride” yüzlerce Kürt devrimcisinin öldürüldüğü zamanda Özgür Gündem’de çizdi. Yargılandı, tutuklandı. Çizdiği köşenin adı  “Karga”ydı. Yani yeryüzündeki en basiretli olan hayvanlardan biri...

“Kılavuzu karga olmayanın!.. ...” dedi.

Sonra Evrensel gazetesinde çizdi. Yargılanan, cezalar alan; Metin Göktepe gibi muhabirleri işkenceyle öldürülen, tehditler altında habercilik yapan gazetede… Yargılandı, cezalar aldı...

Değiştirmek isteyenlerin, değiştirmek isteyen bir atomuydu o! Mızraklı atom!

Yeryüzünün egemenliklerine uyum sağlamayı prensiplilik; mülkiyetin ve paranın sevgisizliğine batmış evliliği, “sevgililiği” namus, herhangi bir güce dayanarak böğürmeyi cüretkarlık sayan bir dünyada, o, bize “Karga”nın kılavuzluğunu gösterdi. “Bütün bunlar namus ise ben namussuzum” demekten kaçmadı.

Antimilitaristti o Karga! Irkçılığın, cinsiyetçiliğin, her tür gericiliğin düşmanı!

Yok salt bu değil: O sahici bir hümanistti. 

Benim şimdi aklımın almayacağı kadar akıl dışı... Tuhaf! Benimle bir akşam önce saatlerce konuşup ertesi gün öldü. Öldü Ertan, bize “Kargaya güvenin, ve haksızlık etmiştir insan tilkiye” diyerek.

 

ÖNCEKİ HABER

İl il 25 Kasım eylemleri: 'Hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz'

SONRAKİ HABER

İzmir ve Çevresi Konferansı ikinci gününde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa